A password will be e-mailed to you.

için arama sonuçları

Film

Toz Bezi filmi ile alıp veremediğimiz ne?

Geçen hafta BirGün gazetesindeki köşesinde Tuğçe Madayanti Dizici'nin Toz Bezi filminin ödül almasına ondan başka herkesin memnun olduğunu dile getirdiği yazısına Evrensel Gazetesi yazarı Evrim Kaya'dan yanıt geldi. 

Dizici'nin yazısındaki "Toz Bezi ile alıp veremediğim ne? Mesele Toz Bezi özelinde değil. Derdim ne sadece bu film ne de yönetmeni. Derdim yönetmenlik rengi olmayan, sinema diline uzak, etnik eksenli filmlerin tam kuvvet desteklenerek, ödüllerle uçurulması ve alternatif sinemanın önünün tıkalı bırakılması. Festivallerin de bu tarz filmleri bilinçli desteklediğini düşünüyorum. Seyirciyi ya BKM tipli filmlere ya da gerçekçilik adı altında sıkıcı filmlere mahkum ettiler. Neden yaratıcı işler yapılamıyor?' sorusuna Evrim Kaya, Evrensel gazetesindeki köşesinde şu sorularla karşılık verdi:

"Kürtler, yıllar, yıllar boyunca çevrelerine var olduklarını bile bir argüman gibi sunmak zorunda kalmış, 90’lara kadar içinde Kürt sözcüğü geçen bir film çekilememişken, son birkaç yılda üç beş ‘içinde Kürt olan’ film görmek bu kadar canınızı mı sıktı gerçekten?

Yok sayılan, bastırılan, kovulan bir fikrin, bir kimliğin bulduğu ilk fırsatta görünür olmak istemesi, şaşırttı mı sizi? Sosyal ne demek, gerçek ne demek, bilmiyor musunuz?

Türkiye coğrafyasında sınıfların ortaya çıkışlarından itibaren etnik köklerle, bu temele dayalı soykırımlar, katliamlarla nasıl iç içe olduğunu, gerçekten mi görmüyorsunuz?

İçinde Kürt hikâyesi geçmeyen filmlerde bir türlü göremediğimiz yaratıcı patlamanın sorumlusu da Kürt yönetmenler midir?

Hükümetin ‘kentsel dönüşüm’ sözünü, dümdüz edilen Sur için, Diyarbakır için telaffuz ettiği günlerde “sırf görüntü olsun diye işlevsiz bir şekilde” yerleştirilmesinden söz ederken iki kez düşünmediniz mi? Nazan Kesal’ın Hatun’u, Asiye Dinçsoy’un Nesrin’inde sadece temizlikçinizden değil, annenizden, teyzenizden, kendinizden bir şeyler görmediniz mi?

Sinema Genel Müdürlüğü’nün birkaç hafta önce açıkladığı kararda bir tek Kürt sinemacının hikâyesine destek vermediğini fark etmediniz mi? Üç beş senedir Kürt hikâyelerinde gördüğümüz bu artışın sonunun geliyor olması ihtimalinin ne kadar güçlü olduğunu görmüyor musunuz? Kürtleri sinemada görmemek sizi rahatlatacak mı? ‘Kıro bir yapımcı’ diye bir ifadeyi gerçekten kullandınız mı? Klavye tutukluk mu yaptı, copy-paste hatası mı oldu? Kıro ne demek biliyor musunuz?

Gerçekten hakaret amaçlı olarak kıro sözcüğünü kullandınız mı? Kıro-bir-yapımcı. Bunu siz mi yazdınız? Çok çiğ, çok tanıdık, çok yazık. Hayret!"

article placeholder

İstanbul Film Festivali ödülleri açıklandı

35. İstanbul Film Festivali'nin Ulusal Yarışma bölümünde, En İyi Film dalında Altın Lale Ödülü'nü, yönetmen Ahu Öztürk'ün "Toz Bezi" filmi kazandı. Ödül gecesine, "Toz Bezi" ile yönetmen Mustafa Kara'nın "Kalandar Soğuğu" filmlerini damgasını vurdu.

Cem Davran'ın sunuculuğunu yaptığı gecede ilk olarak, bu yılki Sinema Onur Ödülleri'ni kazananlara Altın Lale'leri verildi. Jeyan Ayral Tözüm, Şerafettin Gür, Suzan Avcı ve Perran Kutman ödüllerini alırken, geçtiğimiz günlerde vefat eden ünlü yönetmen Ülkü Erakalın'ın ödülü oğlu Murat Erakalın'a takdim edildi.

Meslek hayatının 60. yılında, Türk Sineması'na katkılarından dolayı Türker İnanoğlu'na da Özel Ödül verildi.

 

'SAVAŞLAR KADINI VE ÖNCE ÇOCUKLARI VURACAKSA BARIŞI DA KADINLAR KURACAK"

 Ulusal Yarışma'da En İyi Film dalında Altın Lale Ödülü'ne Ahu Öztürk'ün "Toz Bezi" adlı filmi layık görüldü. Ahu Öztürk ödülünü Jüri Başkanı Müjde Ar'dan aldı. Ahu Öztürk, yaptığı kısa konuşmada, "Ben ödülü, Şırnak'ta çocuklarının ölüsünü buzdolabında saklayan annelerden, yurtdışında çocuğuyla vedalaşıp burada tekrar cezaevine gelen sevgili Meral Camcı'ya uzanan o yol adına alıyorum. Savaşlar kadınları ve önce çocukları vuracaksa, barışı da kadınlar kuracak" dedi.

En İyi Yönetmen dalında Altın Lale, "Kalandar Soğuğu" filmiyle Mustafa Kara'ya verildi. Kara'ya ödülünü Onur Ünlü takdim etti.

Onat Kutlar anısına verilen Jüri Özel Ödülü'ne Barış Kaya ve Soner Caner'in "Rauf" adlı filmi layık görüldü. Filmin yönetmenlerine ödülü, Anadolu Efes Türkiye Kurumsal İletişim Müdürü Simge Balaban takdim etti.

En İyi Kadın Oyuncu Ödülü "Toz Bezi" filmindeki rolüyle Asiye Dinçsoy'un oldu. Oyuncuya ödülünü jüri üyesi Tansu Biçer verdi. En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'nü "Kalandar Soğuğu" filmindeki rolüyle Haydar Şişman kazandı. Haydar Şişman ödülünü, jüri üyesi Niki Karimi'den aldı. En İyi Senaryo Ödülü'nü "Toz Bezi" filmiyle Ahu Öztürk kazandı. Ödülü jüri üyesi Murat Uyurkulak verdi. En İyi Görüntü Yönetmeni Ödülü'nü, "Kalandar Soğuğu" filmiyle Cevahir Şahin ve Kürşat Üresin kazandı. Ödülü jüri üyesi Torsten Frehse verdi. En İyi Kurgu Ödülü'nü "Kalandar Soğuğu" filmiyle Mustafa Kara, Umut Sakallıoğlu ve Ali Aga kazandı. Ödülü Çiçek Kahraman takdim etti. En İyi Özgün Müzik Ödülü "Tarla" filmiyle Doğan Duru'ya verildi. Ödülü, müzisyen Mabel Matiz takdim etti.

DİĞER ÖDÜLLER

Festivalde, Uluslararası Yarışma Altın Lale Ödülü'ne Meksikalı yönetmen Rodrigo Plá'nın "Bin Başlı Canavar" adlı filmi değer görüldü. Altın Lale Uluslararası Yarışma Jüri Özel Ödülü'nü ise İngiliz yönetmen Brady Corbet'in "Bir Liderin Çocukluğu" adlı filmi kazandı. Ulusal Kısa Film Yarışması'nda En İyi Kısa Film Ödülü'nü Ziya Demirel'in "Salı" adlı filmi kazandı. Ödülü yönetmene jüri üyelerinden Can Evrenol verdi. Barış Sarhan'ın "Cemil Şov" adlı filmi ise Mansiyon ödülüne layık görüldü. Ulusal Belgesel Yarışması'nda da En İyi Belgesel Ödülü Onur Bakır ve Panagiotis Charamis'in yönettiği "Hazır Ol!" filmine verildi. Ayşe Polat'ın yönettiği "Ötekiler" filmi ise Mansiyon'a layık görüldü. Bu arada, Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülü'nü "Çırak" filminin yönetmeni Emre Konuk kazandı. Sanatsal açıdan değeri tartışmasız olan, bunun yanı sıra karşılıklı iletişimi destekleyen ve birleştirici özellik taşıyan filmlere verilen Cineuropa.org Ödülü'nü bu yıl Türkiye Sineması Altın Lale Ulusal Yarışma'da yer alan Ahu Öztürk'ün yönettiği "Toz Bezi" filmi kazandı. (DHA)

Film festivallerindeki sansür vakaları rapor oldu

Siyah Bant son dönemde Türkiye’deki film festivallerinde karşılaşılan ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamalara dair “Türkiye’deki Film Festivalleri ve Sanatsal İfade Özgürlüğü” başlıklı araştırma raporunu yayımladı. Veli Başyiğit tarafından kaleme alınan rapor, sinema eserlerinin çeşitli yöntemlerle engellenmesi karşısında film festivallerinin izlediği stratejileri tespit etmeyi ve sansüre karşı mücadelenin olanaklarını genişletecek ortak bir zemin geliştirmeyi hedefliyor. Araştırma, Friedrich Ebert Stiftung Derneği tarafından destekleniyor.

Distopik filme ütopik karşılık: Cappadox

Serginin bu yılki adı, sanki tüm etkinliğin de sloganı gibi olmuş: 'Gelin Bahçemizi Ekelim'. Büyük karmaşayı, büyük kavgaları boş verip bir araya gelmeyi, bize ait olan, 'bizden' olan bir bahçenin üstünde buluşup kendi işimize ve böylece geleceğe bakmayı öğütleyen bir çağrı. 

2024-12-27 05:59:10