A password will be e-mailed to you.

için arama sonuçları

Fas

Bir Düş Zamanı Gezgini: Ayşe Emel Mesci

"Nasıl Müller 'Havaalanlarının sessizliğinde nefes alırım ben...' der ise ben de bu sürgün yaşamımdan geçenlerle hayatta kalıyorum..."

“Beyin çok ilginç; hiçbir bilgiyi 'toplamıyor' , eline geçen her şeyi 'çarpmaya' programlı. Bu yüzden beyni mümkün olduğu kadar temiz tutmak gerekiyor ki sahnede ya da hayatın içinde söylemek istediğimiz her şey, bizi doğru ifade eden resimlere dönüşsün. Ekranları temiz tutmalıyız; denemeliyiz en azından... Düşünce çok büyük bir eylem...”

Ayşe Emel Mesci


“Her Şeyimi Şiire Borçluyum”

Agora Kitaplığı’ndan taze çıkmış “Ruhun Bedeni” nadir bir kitap ve Selim Temo “yuvasına oturmayan çekmecelerin huzursuzluğu”nu (ki o çekmeceler hepimiziz galiba!), birilerindeki (ki o birileri hepimiz değiliz, o kesin) “her taze meyveyi mezarlığa götürme telaşı”nı ve sonra “geniş bir avluya çıkar gibi raylara biriken kadınlar, çocuklar, yaşlılar”ı özel bir sözcükler kümesiyle anlatan, adlandıran bir şair-yazar. Ayrıca, birçok antolojisiyle bilinen bir Kürdolog. Aşağıda onunla söyleşiyoruz.

Müzelik Tuşeler, Naftalinli Müzikler

10 Kasım akşamı Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde Barok Müzik Günleri kapsamında gerçekleşen Barok Sesler konseri ve 22 Kasım’da Santa Maria Kilisesi’nin kapılarını bizlere müzikle aralayan, Arkas Trio’un da yer aldığı dinleti, rafta asırlarca durmuş sesleri çağımız insanıyla buluşturdular.

“Bu yanlışlık benim, ilişmeyin”

Şener Özmen. Sanatçı ve yazar. Söyleşmesi kolay olmayan bir adam. Türkçeye çevrilen ilk romanı Spinoza’nın Günlüğü (Rojnivîska Spinoza) hasebiyle birkaç gün şöyle bir birlikte dolaştık soğuk havaların kapıya dayandığı Amed’de. İkinci Yeni, Lamekân, Babel Terrace, Sülüklü Han ve Saray Kapı gibi mekânlarımızda kesik kesik söyleştik, bol şarap ve kahve tükettik, ben kısa notlar düştüm, sonra da yazıştık ve aşağıda okuyacaklarınız ortaya çıktı.  

 

Başlarken Yalnızsın, Bitirdiğinde Daha da Yalnız ve bir cenaze gibi bakıp duran Finnegans Wake günlerinden sökün eden iyi bir şey ve gene de tadımlık…

Ben Bir Sanat Eseridir

Psikanaliz kendi ideolojisini dayatıp akışkan bir öznenin yeni bir tarzda politika üretmesini sınırlandırıp engeller. Fakat onlara göre, bilinçaltı baskı altında tutulmuş anılar ve fanteziler değildir. Onlara göre bilinçaltı, üretilmesi ve akışkan hale getirilmesi gereken bir madde, fethedilmesi gereken toplumsal ve politik bir alandır. Nicola Constantino da kendi akışkan benleriyle yeni bir yaşam biçimini mi fethediyor acaba?

Peygamber Vitesi

“Ulu”

 

Ayu Ata, kendini affetmeyen oğullar, başı dik kızlar... İkinci albümünü Robert E. Beider’ın “Toplumun Aynasında Ayı” kitabının üzerine kuran PV, bizi kısa ama sarsıcı bir deneyimle baş başa bırakıyor. Kutay Soyocak ve albümün prodüktör koltuğunda oturan Utku Öğüt’ü (Kutu) karşımıza aldık; uzun lafı kısası demedik... 

Güzar-ı Ömür…

‘…Yaşadığımız iyi veya kötü her şeyin bir karşılığı vardır bu hayatta. Ama geçmişte çektiğin ıstırabın bedelini ödetmek uğruna intikam içinde beklersen hayatı da ıskalarsın evlat!  (…) Hayatta neyi eksik yapar, neyi ıskalarsan,  yıllar sonra cevabını geri alırsın.’ 

2024-12-25 06:39:17