"Bienal gibi büyük sergiler elbette kültür endüstrisinin genel eleştirisi içeresinde ele alınıp, eleştirilebilir; ama içeresindeki yapıtlar hala kültür endüstrisinin üretim formüllerinin ve şablonlarının dışındadır."
"Sanatın egemen güç karşısında gerçekleri söyleme savaşı uygarlığın kendisi kadar eski bir olgu. İstanbul’da ise bu sene her zamankinden daha kanlı geçiyor."
Gezi Parkı’nda bir süre yer almış ya da alamamış bütün heykellerin hikâyeleri, aslında bize yakın bir siyasi tarihi anlatmakla kalmıyor. Bu tarihin içindeki kültür hayatını şekillendiren siyasi dengeleri ve gerilimleri ifşa ediyor.
Madem toplumun bir kesiminde, daha spesifik olarak Gezi İsyancılarında “bir haysiyet zedelenmesi var “(benim tanımım değil, ben başka sözcükler seçerdim) denildi, bu zedenlenmenin ne denli tek taraflı olmadığı ve yakın bir gelecekte giderilme şansının bulunup bulunmadığı etrafında dönecek yazım.
Erdem Helvacıoğlu, mütemadiyen taze haberlerle çıka gelen ve bitmek tükenmek bilmeyen temposu ile sürekli eser, albüm üreten bir isim. Kendisini Amerika’ya yerleşme telaşındayken yakaladık; kahveye oturduk, aklımızdaki sorulara cevap isteyip, durum raporu aldık.