A password will be e-mailed to you.

için arama sonuçları

EFA

Tiyatroya ‘düşen’ David Bowie

 

Ingmar Bergman’ın Bir Evlilikten Sahneler metnine dair prodüksiyonuyla büyük sükse yapan yönetmen Ivo Van Hove bu kez David Bowie hayranlarını heyecanlandıracak bir prodüksiyona imza atıyor.

Lazarus…

Başrollerini Enda Walsh ve David Bowie’nin bizzat kendisinin oynayacağı New York Theatre Workshop'ta sahnelenecek müzikal, sadece prodüksiyona özel bestelenen şarkılarla geliyor.

Dün 2015/2016 sezonunda prömiyer yapacağı resmi olarak duyurulan oyun, 1963 tarihli Walter Tevis’in yazdığı Yeryüzüne Düşen Adam romanından esinleniyor.

Bir zamanlar David Bowie’nin Nicolas Roeg yönetmenliğinde romanın kahramanı Thomas Newton’ı oynadığı romanın şarkılı versiyonu şimdiden merakla bekleniyor.

 

 

 

Sofralarda Şaşırtan Lezzetlerin Sırrı: Kimya

Aşk bir kimya meselesidir derler. "Kimyası tutanlar" mutlu beraberliklerinin ve yakaladıkları uyumun kalp çerçeveli pozlarını beğenilerimize sunarlar. Mutfak kimyası sayesinde de 40 yıl düşünseniz akıl edemeyeceğiniz, yakışacağını tahmin etmeyeceğiniz lezzet çiftleri ortaya çıkıyor.

“Blondie’den hoşlanıyorum”

 "Şimdi kendisinin “Frippertronics” adını verdiği bir ekiple çalışıyor. (Fripp, “Frippertronics”i temelde şöyle tarif ediyor Fripp ve Eno eksi Eno). Bu tanımı farklı durumlara da uyguluyor. Sohbetimiz süresince birkaç defa ifade etmiş olduğu gibi yapması gereken şeyleri hayata geçirmek için nadiren yeterli vakti oluyor. Biz konuşmamızı sürdürürken giyiniyor, gitarının tellerini değiştiriyor ve bir diyapozom yardımıyla gitarını akord ediyor." Evet kesinlikle bu bir Robert Fripp konuşmasıdır. Ve doğrusunu isterseniz mükemmel bir konuşmadır. Çeviri: Özlem Akarsu

Türkiye, açık şehir!

Kartpostallardan yansıyan ‘Türkiye, açık şehir’ görüntüleriyle bir dönemin tanıklığına götürüyor Vahap Avşar bizi. Kıyafetinden gözlüğüne belli bir erkek tiplemesinin hâkim olduğu, kadının hemen hemen hiç gözükmediği, askerin mutlak egemenliğini kutsadığı, kim bilir kaç faili meçhulü ‘gezdiren’ beyaz Renault’lu yıllar. ‘70 ve ‘80’li yıllarda sokağın, gündelik hayatın dili doğanın mavi/yeşiline tezat bir karamsarlığı görselleştiriyor.

Bienale Sokal Gerek!

Carolyn Christov-Bakargiev metni kurarken hiç riske girmemiş; her şeyden bir damla koymuş... Biraz da bilim tamamdır! Hiç istisnasız 14. Bienal metni, dünya çağdaş sanat tarihindeki en “laf salatası” çerçeve olarak yerini alacaktır.

Lydia Lunch: Beni Lady Gaza olarak çağırın

Lydia Lunch bir No Wave efsanesi, Sonic Youth ve Nick Cave’le çalıştı, kitaplar yazdı ve sanatla uğraştı. Şimdi 56 yaşında ve hala, pop kültürün ticarileştirilmesine öfkeleniyor: "Para için yapıyorsanız, sanat yapmıyorsunuzdur. Ticaretle uğraşıyorsunuzdur" diyor Lunch. Guardian'da Nadja Sayej imzasıyla yayınlanan yazıyı çeviri ekibimizden Billur C. Yılmazyiğit çevirdi.

IŞİD Devrinde Sanat Koleksiyonerliği Neden Önemli?

IŞİD, yakıp yıktığı şehirlerdeki tarihi eserleri de beraberinde binlerce parçaya ayırırken, bu yüzyıllar öncesinden kalan eserleri vatanından koparıp başka bir coğrafyada kapalı müze duvarları içinde korumak mı daha akıllıca yoksa ait olduğu yerde geride bırakmak mı? Artinfo'da yayınlanan bu makale, böyle bir kriz durumunda koleksiyonerliğin önemini tartışıyor. 

Çeviri: Billur C. Yılmazyiğit


2024-11-24 09:08:00