14. Bienal, Vasıf Kortun ile kaybettiği "kayıp kıta"yla tekrar barışmak istiyor sanki. Pentür, kavrama sığamayacak konvansiyonel işler, füzen ve de çizgi tekrar buyur edilmiş mekana.
Langen Foundation'daki Otto Piene solosu küratörü Christian Maria Schneider'la Zero kurucularından Otto Piene'nin dehası üzerine Düsseldorf Langen Foundation'da ormanın içindeki o sıradışı kurumda söyleştik.
Suriye'de devam eden savaş halkını zorunlu göçle başbaşa bırakırken, bir yandan ülkenin tarihi de ait olduğu yerden koparılıp yasadışı yollarla satılıyor. Gazeteci Mike Giglio ve Munzer el-Awad, Türkiye sınırı boyunca tarihi eser kaçakçılarıyla buluşarak 'yeraltından' yürüyen bu 'tarihi trafiğin' izini sürdü. Konuştukları kaçakçılardan Muhammed durumu şöyle anlatıyor: "Çok fazla hayat ve tarih kayboldu. Suriye artık bambaşka bir ülke."
Bohemia’nın gerçek adı, daha doğrusu gerçek dünyadaki karşılığı, Lümpen proletarya’dır: yeni toplumsal sınıflar arasında yer edinemeyen belirli bir kesimin –topraklarına el konulan çiftçiler, işsiz esnaf ve zanaatkarlar, parasız aristokratlar, fahişeliğe zorlanan taşra kızları- içine düştüğü tampon bölge.
"Game of Thrones'un (Taht Oyunları) tamamen materyalist bir okuması neye benzer?"
Sam Kriss, bu sorudan yola çıkarak daha önce Guardian'da Paul Mason tarafından yazılan makaleye cevap niteliğinde, Jacobin dergisinde bir yazı yayımladı. Bize de Özlem Akarsu'nun çevirisiyle yayınlamak düştü. Bakalım televizyonun kült yapımı geçmiş, bugün ve geleceğe dair neleri anlatıyor?
Defne Kırmızı #sanatatakyazlıkta için, içinden bol bol yazlıkçıların geçtiği, dalgaların yükseldiği ve bin bir çeşit dondurmanın olduğu 'yazlık' fotoğraflarını derledi.
Sevdiğimiz Amerikalı romancı Jonathan Franzen'ın denemelerinden oluşan kitabı Uzaktaki Sel Yayınları'ndan çıktı. Kitaptan Çirkin Akdeniz bölümündeki Franzen'in da bir gazeteci gibi katıldığı Kıbrıs'taki kuş avcılarına karşı soluk soluğa bir mücadele verdiği bölümü #sanatatakyazlıkta için seçtik.
12 Temmuz Ulus Baker’in ölüm yıl dönümü, 2007’den beri her geçen yıl onun bıraktığı özel miras kıymetini daha da arttırıyor, bununla birlikte kültür endüstrisi de daha ceberut bir açlıkla kültür sermayesini kemirip çılızlaştırmaya çabalıyor.