A password will be e-mailed to you.

için arama sonuçları

Beyoglu

article placeholder

Türk filmlerine ödül yağdı

13-19 Temmuz 2013 tarihlerinde Sırbistan'ın Paliç kentinde 20.si düzenlenen Paliç Avrupa Filmleri Festivali'nde Uğur Yücel'in yönettiği Soğuk, Parallels and Encounters bölümünün en iyi filmi seçildi. Festivale katılan filmin başrolündeki Cenk Alibeyoğlu'nun bir amatör oyuncu olması izleyicilerin büyük ilgisini topladı. Irena Bilić, Carmen Gray ve Kristina Đuković'ten oluşan jüri, gerekçeli kararında "Türkiye'deki insan ilişkilerini, çok katmanlı, şiirsel ve cesur bir üslupla anlatan; iyi oyunculuk ve etkileyici sinematografisi ile göz dolduran filmi" yarışan 10 film arasında ödüle değer bulduklarını açıkladı. Paliç Avrupa Filmleri Festivali’nde bu yıldan itibaren Seyfi Teoman'ın anısına bir özel ödül verilmeye başlandı. İlk ya da ikinci filmini çeken yönetmenlere verilen bu ödülü Finlandiya'dan Simo Hallinen imzalı Open Up to Me kazandı. Paliç'te bu yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın katkılarıyla, Ankara Sinema Derneği tarafından organize edilen Yeni Türkiye Sineması bölümünde Ali Aydın'ın Küf, Zeki Demirkubuz'un Yeraltı, Seyfi Teoman'ın Bizim Büyük Çaresizliğimiz, Yeşim Ustaoğlu'nun Araf, Reha Erdem'in Jin, Onur Ünlü'nün Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi ve Tolga Örnek'in Kaybedenler Kulübü filmleri gösterildi. Ali Aydın, Zeki Demirkubuz ve Onur Ünlü festivalin konukları arasındaydı. Nurgül Yeşilçay'ın ana yarışma jürisinde yer aldığı ve Onur Ünlü'nün Sen Aydınlatırsın Geceyi filmi ile yarıştığı festivalde, En İyi Film ödülü Alex van Warmerdam'ın Borgman filmine gitti. En İyi Yönetmen ödülünü Tudor Giurgiu Of Snails and Men filmi ile alırken Özel Mansiyon In the Name of... filmindeki performansıyla oyuncu Andrzej Chyra'ya verildi.

(Alin Taşçıyan'ın facebook sayfasından alınmıştır.)

article placeholder

Vasıf Kortun: “En sert mücadele Galatasaray ile Odakule arasında verildi.”

 

Vasıf Kortun, Salt Beyoğlu'nun direnişçilere kapalı olduğu haberlerinin aslı olmadığını belirtti.

Üç gün boyunca Gezi parkındaki direnişte yer alan Vasıf Kortun'un konuyla ilgili sanatatak.com'a gönderdiği yazısını yayınlıyoruz:

 

Dün twitter üzerinden SALT Beyoğlu’nun kapılarının kapalı olduğu tevatürü dolaştı. İşin doğrusunu yazmak zorunda kalmak bile canımı sıkıyor ama anın çaresizliği ve şiddeti içinde yazılmış bu tevatürü düzeltmek zorundayım. Cumartesi saat 12:00 ile 16:00 sırasında İstiklal üzerinde en sert mücadele Galatasaray ile Odakule arasında verildi. Çevik kuvvet ve bir toma Yapı Kredi önünde konuşlandı ve yaklaşık dört saat boyunca gaz ve su ile göstericilere aralık vermeksizin saldırdı. Vahşetten kaçanları önce ön kapıdan aldık ancak bir süre sonra bina girişi gazdan dolayı içeride durulmaz oldu ve polisin hedefine dönüştük. Bunun üzerine yan sokak üzerinden arka girişi kullanmaya başladık, geçen üç saat içinde binaya yüzlerce insan sığındı.

Yan sokağımız çıkmaz sokak olduğu için her kaçanın aniden kayboluvermesi hem tepemizde dolaşan helikopterin hem de sivil polislerin gözünden kaçmadı, binaya da yöneldiler. Bunun üzerine ışıkları kapatıp insanları farklı katlara gizledik. Aralarında sınava gelmiş anne ve çocuklarından, turistlerden, halk evlerinden, ülkücülerden, kendi başına sokağa çıkmış gençlerden tutun her çeşit insan vardı. Bina çalışanları, güvenlik kapıyı tutmak uğruna saatlerce gaz yedi ama yılmadılar. Alanı kontrol etmek için ara sokağa çıktığımızda en fazla 15 metre mesafeden, atmayın, diye ikaz etmemize rağmen benim ve kızımı hedefleyip–sokakta sadece ve sadece ikimiz varken—gaz bombası sıktılar ve kızım topuğundan vuruldu.

Gene de şanslıydık, bin beteri olabilirdi. SALT yönetimi olarak binayı ihtiyacı olanlara açık tutmaya karar vermiştik ve öyle de yaptık. Çıkanlar teşekkür etti, her seferinde mahcup olduk, çünkü yaptığımız en basit, en gerekli şeydi, yapılabileceğin asgarisiydi. Ancak kültür kurumları olarak bu saate kadar ortak bir poziyon almamış olmak hanemize olumsuz bir puan olarak yazılmalıdır. Kamusal olanın kamuya açık olması esastır. 

2024-12-23 00:58:14