Değerli tarihçi Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi olan Yrd. Doç. Dr. Yavuz Selim Karakışla'yı bu sabah, Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüs meydan... devamı...
Türkiye'nin geçmişine siyasi parti amblem ve seçim afişleri üzerinden hiç bakmış mıydınız? Demokrasi kavramını sembol ve afişlerdeki sloganlar üzerinden hiç ana... devamı...
Hüma Kabakçı koleksiyonunu Pera Müzesi'nde bir sanat tarihçi ve küratör olarak tasnif ederek belirli temalar altında sergileyen Esra Aliçavuşoğlu, koleksiyon yapmaya başlamanın kolay, sürdürmenin hiç de sanıldığı kadar kolay olmadığını belirtiyor ve ekliyor:
"Neyi neden aldığını bilen, topladıklarıyla almak istedikleri arasında bir bağ kurabilen koleksiyonerin en büyük farkı sanırım tarihsel süreci bilmesiyle ilişkili."
Birbirinden farklı dile sahip olan, Alper Elitok ve Osman Şişman’ın Kamboçya gezisi fotoğraflarından oluşan Turist Bakışı sergisi 5 Nisan-17 Nisan 2016 tarihleri arasında değartlab Eskişehir’de.
Beşinci katın, bana göre en dikkat çekici işleriyse, Ian Davenport'un Akan Çizgiler: Koyu Kırmızı(Akış) adlı işiyle Ruby Anemic'in Cesaret Yoksa Zafer de Yok neon çalışması. Sergi, dokuzuncu kata kadar, bu şekilde, eserlerle yarattığı duraklarla hem Tezer Özlü'ye birtakım göndermeler hem de eserin bütünüyle her şeyden bağımsız kendi içinden ürettiği anlamlarla devam ediyor.
Sanatatak Genel Yayın Yönetmeni Ayşegül Sönmez CNN Türk'te yayınlanan Afiş programına konuk oldu. ArtSümer'de Sanatatak yazarı Ali Şimşek'le birlikte danışmanlığını yaptığı İndie-Çizgi'yi anlatan Sönmez, 2015 çağdaş sanat gündemini, Adnan Çoker'in ve Ahmet Güneştekin'in açıklamalarını değerlendirdi ve çağdaş sanatın geleceğine yönelik öngörülerini paylaştı.
#sanatatakyazlıkta iftiharla sunar: Zamanın telaşsız aktığı, yalnız ya da eşli dostlu yaz gecelerine eşlik edecek caz albüm önerilerini Efe Demiral derledi.
Prof. Ayşegül Yaraman, İstanbul'da sahnelenen Gerard Depardieu ve Agathe Natanson'un rol aldığı Love Letters oyununu izledi ve sanatatak okurları için yazdı.
Küratör Iola Lenzi’nin ARTER’de bir araya getirdiği sekiz Güneydoğu Asya ülkesinin otuz altı sanatçısı kâh özne, kâh elçi, kâh gözlemci oluyor, izleyiciyi tahta çıkarıp fark ettirmeden indiriveriyor, rolden role davet ediyor, hatta maruz bırakıyor.