Senenin en iddialı Fransız yapımlarını geride bırakarak Fransa’yı Oscarlarda temsil etmek üzere seçilen film Mustang’in Türkiyeli yönetmeni Deniz Gamze Ergüven, filminin Türkiye'de alacağı tepkiler üzerine:
"Türkiye'de hala tabu olan çok fazla şey var. Bundan dolayı film dişleri gıcırdatabilir. Film son derece özgür..."
1960’lı yıllarda, Walter Keane 1 milyon adet satan duygusal portreler onuruna bir parti veriyordu ama aslında onun başarısını sürekli kılmak için köle gibi çalışan, sanatçı karısı Margaret’ti. Margaret biyografik filmde yaşadıklarını anlatıyor.
Jon Ronson'ın Guardian için kaleme aldığı yazıyı Billur C. Yılmazyiğit çevirdi.
Bu yazının bir kamu spotuna veya duygu sömürüsü yapan şeker çikolata reklamlarına benzemesinden korkarım ama bir fincan kahvenin kırk yıllık hatırı olduğunu da ben uydurmadım.
Bombalanmış mahallesinin caddelerinde çaldığı piyanosu ve Suriye'deki savaşı anlatan şarkılarıyla bir anda dünyanın gözlerini üzerine çevirdiği Ahmad Ayyam, "insanların moralini düzeltmek için şarkılar çalmaya başladım" diyor.
Hale Tenger, “Nerden Geldik Buraya” sergisi dâhilinde Salt Galata’da oluşturduğu evde ‘kalıcı’ geçmişin, anıların kapısını aralıyor. ‘80’li yılların ağırlığını tam da Cizre’de ölülerin buzlara sarıldığı, ürkütücü bir milliyetçiliğin sesinin kornalar, ırkçı saldırılarla arttığı günlerde konuşuyoruz.
28 Kasım'a dek Dünyadan Büyük sergisiyle Akbank Sanat'ta olacak Louise Bourgeois şöyle diyor: Sürrealizm benim için lanet bir şey. Çünkü sürrealistler her şeyle dalga geçtiler. Bense hayatı bir trajedi olarak düşünüyorum. Çeviri: Hale Eryılmaz
Yemek kitabı alanlar bunu sadece yemek tariflerine ulaşmak amacıyla yapmıyor. Renkleri, şekilleri, içerikleri , varoluş sebepleri değişse de yemek kitapları hep olacak.