A password will be e-mailed to you.

için arama sonuçları

AR

“Sovyetler Birliği’ndeki yönetmenler Hollywood’dakilerden daha özgürdü”

Yıl boyunca fragmanları, afişleri ve lisanslı ürünleriyle gündemi meşgul eden Star Wars: The Force Awakens (Yıldız Savaşları: Güç Uyanıyor) yılın son günlerinde gösterime girse de 1 milyar doları kısa sürede aşan gişesiyle yılın en büyük filmi olmayı başardı. Ancak serinin yaratıcısı George Lucas'a bakılırsa o "çocuklarına" hiç de iyi davranıldığını düşünmüyor.


Sebastião Salgado! Adamımız!

Brezilyalı fotoğraf sanatçısı Sebastiâo Salgado’nun “İşçiler” adlı ikonik sergisi, çeşitli metropolleri dolaştıktan sonra İzmir’e de geldi. Dünyanın çeşitli ülkelerindeki işçilerin çıplak gerçeğini ortaya koyan sergi, modern dünyanın vicdanını sarsan uzun  yolculuğunu sabırla sürdürüyor.  

Zeki Müren de bizi duyacak mı?

Zeki Müren’i ilk kez radyoda duyduğunuzda tüyleriniz ürpermiş miydi? İlk aşkınızı, ah onun gözü kör olası şarkıları yüzünden unutamadınız mı? Tavlada Zeki Müren kapısı hep size mi çıkar? Müren’i gazinoda gladyatör kıyafeti ile izlediniz mi? Memleketi Bursa’da sahneye çıkmamaya yeminli olduğunu duymuş muydunuz? Bir gün hepimiz Zeki Müren’i sevecek miyiz? 0212-988-02-08’i arayın, hafızanızın Zeki Müren köşesinde ne varsa sesli mesaj olarak bırakın ve başkalarının mesajlarını dinleyin. Hatta dilerseniz Müren’in bir şarkısını seslendirin!

Özdemir Altan’dan sert Nuri İyem yorumu

Evin sanat galerisinde açılan 'Nuri İyem 100 yaşında' başlıklı sergi bir kez daha Nuri İyem'in sanatı üzerine düşünmemizi sağlıyor. Sanatçı Özdemir Altan, sanatatak.com'a yaptığı özel açıklamada Nuri İyem'in sanatını tecimsel, popülist ve ilüstrasyon olarak değerlendirdi.  


Nuri İyem, sanat sanat içindir yaygın gerçeğini populist bir tecimsellikle dönüştüren yani sanat halk içindir’in Türkiye’de ilk temsilcisidir. Bence resmin satılması, koleksiyonculuğun canlanması üzerine yararları oldu. 

Her alanda olduğu gibi sanatta da ilk formasyon belirleyicidir. Eğer baştan yanlış öğrendinizse kesin olarak hiçbir şansınız yoktur.

Türkiye’de sanat müzesi olup da ilk dersleri oradan alma fırsatımız olmadığı için yargım Türkiye için çok daha yerindedir.

Nuri İyem’in kuşağı ise Çallı ve hele hele Leopold Levy gibi üçüncü sınıf bir ressamın öğretisi ürünü...

Aralarında Paris'e gidenler ve yıllarca yaşayanlar da aynen dediğim gibi ilk formasyonlarının kesin belirleyiciliğinden kurtulamadılar.

O sıralarda Fransız resmi bile bocalıyor. Soyut resim furyasında yer kapışılıyor...Tabii ki bizimkilerden hiçbirine pay düşemezdi. Nuri İyem ise en iyi niyetiyle Türkiye’de ancak illüstrasyonlar yapabildi.

Zeki Faik’e sordum: ‘Hocam sizler Paris’e gittğinizde köprünün altından nice sular akmıştı, onları görmediniz mi?’ Yanıtı şu olmuştu: ‘Biz İstanbul köyünden Paris şehrine giden köylülerdik.’

Adnan Hocamız öteki Adnan hocaya bağladı

Adnan Çoker'in "Türkiye'de ressam yok" açıklamasına sanatçılardan tepki yağıyor:

 

Figen Cebe: "Doğançay da, Türkiye'de benden başka ressam yok, derdi. Benim yanımda söylemişti ABD'de. Aslında Çoker de onu demek istiyor. Hiç kimsenin ne yaptığıyla ilgilenmezler, sonra böyle konuşurler. Dünya yüzündeki hiçbir büyük ressamın böyle iddialarda bulunduğunu duymadım, okumadım. Bunların bir kısmıyla tanıştım da... Herkese yer var bu Dünya'da.

Şirin İskit: "40 yıldır aynı resmi yapan biri bu eleştiriyi getiremez."

Emel Akın: "Hadi ya! Adnan hocamız da öteki Adnan hocaya bağladı. Ama her daim çok değerlidir, bilgisi! o ayrı." 

Sevim Ekmekçi: "Klasik kızları aşağılayan bizim okulun Erk egemenliği.. Kızlar evlenmesinmiş meslek olarak aldıkları eğitim boşa gidiyormuş!"

Yeşim Dizdaroğlu: "Ay ilahi, sinirleri bozulmuş kıyamam"

 Eser Selen: " Ressam var ama messam ne bilmiy."

Ekin Saçlıoğlu: "İstanbul'da sanatçı yok dedikten sonra ilk söylediği isim Nuri iyem. Pek takip edemiyor sanırım."

Annelerin En Güzeli’ne veda etmek zor olacak

14. İstanbul Bienali'nin en çok tüketilen, dikkat çeken ve eser önünde poz verdiren işi hiç şüphesiz Büyükada Troçki evinin önünde yer alan Adrian Villar Rojas'a ait Annelerin En Güzeli isimli heykel yerleştirmesiydi.

Bienal bitti. Peki Annelerin Güzeli'ne ne olacak?

Büyükada sakinleri ve severleri her ne kadar yerleştirmenin burada ebediyen kalacağına dair bir kanı geliştirseler de Rojas'ın heykellerinin Dubaili bir koleksiyonerin satın aldığı söylentiler arasında. Bienalin en pahalı prodüksiyonunun çok yakında Dubai'ye giderek Basra Körfezi sularında yerini almaya hazırlandığını sanatçının galericisi teyit etmedi.

Büyükadasever ve ada sakinlerinden mimarlık tarihçisi aktivist Korhan Gümüş ise bu gidişi ve adalıların bienal işleriyle ilgili beklentileri üzerine şöyle konuştu:

"Kafamı kurcalayan şey şu: Adrian Rojas Villar'ın yerleştirmesi (heykelleri) söküldüğünde Büyükada çok şey kaybedecek. Tıpkı Kızkulesi'nin bir gün yok olması gibi. Oysa bu yerleştirme, uzun bir yolculuktan sonra Büyakada'ya varış, sonra uzun bir yürüyüş ve dar bir patikadan geçilip varıldığı bir güzergahın tam bitiş noktasında, bizi karşılayan 29 hayvanla bir bütün. Bunlar olmadan, yerleştirme de anlamını kaybediyor. Yerleştirme olmadan yolculuk da, Büyükada da anlamını... Belki onu satın alacak kişi, akıllı olsaydı, yeriyle birlikte almalıydı? Rizzo Köşkü Ed Atkins'in yerleştirmesi olmadan çok hüzünlü. İkinci defa terk ediliyor. Acaba Büyükada'ya bu dokunuş kalıcı olamaz mıydı? Geçiciliği tanımlanmış bir etkinliğin ne anlama geldiğini biliyorum. Ama bu dokunuştan sonra, geri dönmek, terk edilmek niye? Ada neden bu hüzünü yaşıyor? İyi şeyler yaşamaya devam edemez mi?"

“Adnan Çoker’i değil ona yakışmadı diyen Ahmet Güneştekin’i kınıyorum”

Sanatatak Genel Yayın Yönetmeni Ayşegül Sönmez CNN Türk'te yayınlanan Afiş programına konuk oldu. ArtSümer'de Sanatatak yazarı Ali Şimşek'le birlikte danışmanlığını yaptığı İndie-Çizgi'yi anlatan Sönmez, 2015 çağdaş sanat gündemini, Adnan Çoker'in ve Ahmet Güneştekin'in açıklamalarını değerlendirdi ve çağdaş sanatın geleceğine yönelik öngörülerini paylaştı.

2025-01-18 08:47:09