A password will be e-mailed to you.

için arama sonuçları

AR

Barışa Pencere Aç: Güncel sanat güncel savaşa karşı

Doğu'da savaş tüm şiddeti ile devam ederken, sanatın savaş karşıtı ve eleştirel ruhunun bu olanlara nasıl hızlı ve görünür bir biçimde yanıt verebileceğini ve neler yapılabileceği üzerinde tartışırken, güncel sanat tarihine referansla bir çağrı başlatıldı. Hakan Topal ile Didem Yazıcı'nın geliştirdiği diyalog güncel sanat camiasını savaşın karşısında, barışın yanında durmaya çağırıyor.

Burcu Pelvanoğlu: “Bu tartışma kabak tadı verdi”

Burcu Pelvanoğlu, Hale Asaf'ın resmiyle ilgili çekinceleri olduğunu belirttiği yazısından sonra sanatatak.com'da yer alan Ahu Antmen'in konuyla ilgili açıklamasına sosyal medyadaki hesabından şöyle karşılık verdi:

"Bu tartışma artık kabak tadı verdi. Türkiye'de her sanatçının "catalog raisonee"si var da Hale Asaf'ınki tamamlanmadı bir tek. Pera Müzesi'ndeki sergi, özellikle içinde bulunduğumuz dönemde iyice önem kazanan bir sergi. Yazımda defalarca sorunun kaynağının müzede de sergiyi düzenlenen ekipte de olmadığını belirttim ve tek bir eleştiri getirdim. Gerçekten üzücü!"

İki ayrı fuarda iki Silvan ablukası protestosu

Sanatatak genel yayın yönetmeni Ayşegül Sönmez, Contemporary İstanbul ci dialogues için moderatörlüğünü yaptığı, Marcus Graf, Esra Aliçavuşoğlu, Ingo Arend’in konuşmacı olarak katıldığı “Tehdit ve Kriz altında Sanat Eleştirmenliği” başlıklı paneli bir eylemle başlattı. Ayağa kalkarak arkasındaki duvara Silvan 12 gündür abluka altında farkında mısın yazılı çıkartma yapıştırmasının ardından Paris’te yaşananlardan sonra tehdit ve krizden ne anlamalıyız sorusuyla oturumu başlattı.

Bob Dylan’ın 1964 tarihli times they’re changing başlıklı şarkısını da dinleterek Dylan’ın yazar ve eleştirmenlere yüklediği rolü tartışmaya açtı. Almanya’dan gelen konuşmacı eleştirmen Ingo Arend, sanat eleştirmenlerinin ve yazarların artık Dylan’ın bahsettiği gibi bir dünyada yaşamadığını, 1960’lı yılların çoktan geçmişte kaldığını ifade etti. Graf’ın Almanya’dan farklı olarak Türkiye’deki çağdaş sanat eleştirisinin kısırlığına, Türkiye’de eğitimin eksikliklerine dikkat çektiği konuşmada, Esra Aliçavuşoğlu, Gezi’den sonra sanatın ne olduğunu nasıl tartıştıysak Paris saldırılarından sonra da aynı tartışmaları yine gündemimize alacağımıza dair görüşlerini dile getirdi. Ayşegül Sönmez paneli Ahmet Kaya’nın Kum Gibi şarkısıyla kapattı.

Aynı saatlerde Tüyap kitap fuarında yaptığı mizah konulu konuşmasında gazeteci yazar Vivet Kanetti, Silvan 12 gündür abluka altında farkında mısın başlıklı bir pankart açarak Pıtırcık kitaplarının çevirmeni olarak Silvan’daki çocukların ellerinden alınan şakalaşma hakkını gündeme getirdi:

“Silvan’da dünyanın tüm Pıtırcıkları gibi arkadaşlarıyla şakalaşma hakkını kullanması gereken 8000 Pıtırcık, 12 gün okula gidemedi. Bugün söyleşimizin Ramize Erer ve ben konuklarıyla bu gerçeği ve elbette Paris’teki trajediyi de paylaştık.”

Canan yıllardır tek bir performans yapıyor

Bugün Işıl Işıl Karanlık işte ışıl ışıl Canan’ın 1998’den bugüne feminist bir sanatçı olarak ne tür bir yolda yürüdüğünü aydınlatmakla kalmıyor aynı zamanda ismi kadar müstesna bir şekilde Canan’ın tin ve beden arasındaki gerilim üzerinde nasıl bir cambaz gibi yürüdüğünü de belgeliyor.

2025-03-19 17:07:57