2 Eylül Cuma günü gazeteci-yazar Şenay Aydemir, Can Yayınları tarafından yayımlanan yeni kitabı Organik Bozukluk: 21. Yüzyılda Tembellik Hakkı'nı Dünyada Mekan adlı dernekteki sohbetle tanıttı. İşsizlikten tembellik hakkına, yaşanan örneklerden kişisel deneyimlere ve çeşitli açılımlara kadar birçok şey konuşuldu ve tartışıldı.
Ülkede müzik üzerine yazmak gittikçe aşınan bir edim hâline gelmişken salt bu alana odaklanmayı kendine hedef koymuş bir yayınevi kurmak, şüphesiz ki hem üzerine konuşmaya hem takdir edilmeye değer. Kara Plak Yayınları’nın kurucuları Koray Löker ve Betül Kadıoğlu ile buluştuk ve röportaj yapmaktan öte, konuyu elbirliği ile deştik.
Kentin yaşadığı bu büyük kriz yeni bir kentlilik bilincinin oluşumuna yol açabilir mi? Yoksa, hep yapıldığı gibi, zahiri nedenlerle sorunları perdeleyerek krizi daha da görülmez hale mi getirir? Bu konuda yönetimlerin dışında başka bir alana bakmak gerekir diye düşünüyorum.
Herhalde AKM'nin ve Taksim'in önemli bir hafıza mekanı olması. Yıkma girişimleri de bunu ispatlıyor. O zaman neden mimarlık böyle bir girişime alet ediliyor? Bunu sormamız lazım. Eğer AKM'yi bu nedenle ortadan kaldırmak istiyorlarsa, yıkmak yerine neden gelin bu meseleyi bir tartışalım diyemiyorlar?
Fuarın az sayıdaki “Yabancılar”ı içindeki Lazarides Gallery’de asılı Banksy’nin tuval üzerindeki grafitisine bakarken galerinin sahibi Bristollu Steve Lazarides’ten bir zamanlar Banksy’yle yaşadıkları maceralarını dinlemek pek hoştu.
Saçlarımıza kondurduğumuz rengarenk tüylerin geçmişi, 20. yüzyılın ilk yarısını saran kuş katliamına son protestolarıyla başa baş giden modaya kadar gidiyor. Her birimizin soğuktan kaçmak için de tercih ettiği kaz tüyü montları da düşünürsek bu geçmişe bir göz atmak ilginç olabilir.
Her bir ayrıntısı planlanmış mükemmel enkaz. Ne üretiliyor? Gerçekten bu devasa organizasyon, makine, “Alet Yapan İnsan”ın, Homo Faber’in hayranlık uyandırıcı gayreti ne üretiyor acaba? Bizzat üretmenin “kendisini” üretiyor olmasın.