İngiliz araştırmacı yazar Jason Goodwin, Osmanlı döneminde yaşayan hadım dedektif Yaşim’in macerasını anlattığı 40 dile çevrilen polisiye romanı Yeniçeri Ağacı ile Türkiye’de.
"Biz LGBTİ+ler yıllardır bir mücadele veriyor ve dünyanın her noktasında direniyoruz ve affetmek değil, özgürlük istiyoruz çünkü biliyoruz ki ancak o zaman yaralarımız bir daha açılmamak üzere kapanacaklar"
...Ermeni toplumu Soykırım’dan dolayı aileye ve çocuğa çok önem veriyor ve üreyerek çoğalmak istiyor. 1915 öncesine dönmek istiyorlar belki de. LGBTİ bireylerini de, bu çoğalmanın engeli olarak görüyor ve dışlıyorlar, “Siz nasıl Ermenisiniz?”, “Dedelerinize ayıp” diye toplumda ötekileştiriliyorlar...
Orkestrasını geçtiğimiz günlerde Cappadox festivalinde dinlediğimizde sevgili Mehmet Uluğ'nun düşü, ortak bir düşe dönüşürek gerçek oldu. Sun Ra Arkestra, Kapadokya'nın gerçeküstü atmosferini bu kadar tamamlayabilirdi. Sonra şunu öğrendik Ahmet Uluğ'dan... Sun Ra'nın son günlerinde İstanbul'da keşfettiği Mevlana felsefesinden etkilenen Bilgi Kitabı'ndan çok etkilenip onun yapraklarını sevdikleriyle paylaştığını... Bu New Age fantastik Afrofütürist sanatçıyı yakından tanımanın hatırlamanın yeryüzü gezegeninde iyiliğin kazanması için bir kez daha dilemenin tam sırası diyoruz.
...Şeylerin İnterneti Teorisi tam da bunu iddia ediyor: Küresel ısınmayı durduracak bir şekilde maliyetlerin sıfıra indiği bir ekonomiyi ve enerji kaynağı olarak insanın yaratıcılığı ve doğayı...
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 44. İstanbul Müzik Festivali’nde bu hafta yıldızlar geçidi yaşanıyor. Ünlü soprano Angel Blue’dan, İstanbul Müzik Festivali için özel yazılan Özkan Manav bestesi ile Trio Arte ve Gérard Caussé buluşmasına, Isabelle van Keulen Topluluğu’ndan, Beethoven Akademi Orkestrası ile Tekfen Filarmoni Orkestrası’na uzanan bir konserler dizisi klasik müzik severleri bekilyor.
1940’lı yıllarda az bilinen bir roman, bugün neden Türkiye’nin çok satan kitapları arasına girdi? Maureen Freely, geleneksel cinsiyetçi rolleri reddeden bir yazar üzerine yazıyor ve sınırları giderek daralan bir topluma umut vaat ediyor.
...Günümüzde yapılar, bahçeler, yerleşim alanları sanki karşımıza satın alınacak metalar olarak çıkıyor. Bu nedenle şehirliler geçmişte kalfaların, ustaların sundukları esneklikten, çeşitlilikten mahrumlar. Üstelik şehir planları da öyle. Tek seferde ideal bir durumu ortaya koymayı hedefler gibi hazırlanıyorlar. Böyle olunca da daha yapılırken gelişmeler üzerindeki etkilerini kaybediyorlar...