A password will be e-mailed to you.

için arama sonuçları

şiddet

Zeynep Oral’dan akranı Duygu Asena’ya mektup

Zeynep Oral, 03.03.2016 tarihli Cumhuriyet gazetesi köşe yazısında PEN Duygu Asena ödülünün bu yıl Kadın Eserleri Kütüphanesi'ne verilişini Duygu Asena'ya hitap eden bir mektupla duyurdu:

"Sen gideli tam on yıl olmuş"

Sevgili Duygu Asena Canım arkadaşım Duygu:

Önce seni çok sevindirecek bir haber: Sen “gittikten” sonra PEN Türkiye Yazarlar Birliği’nin senin adına koyduğu ödül var ya... Bu yıl PEN Duygu Asena Ödülü’nü, işte senin de hep onur duyduğun bir kuruma Kadın Eserleri Kütüphanesi’ne veriyoruz. Töreni 11 Mart’ta Fransız Kültür Merkezi’nde yapılacak.

Kütüphanenin bu yıl yayımladığı, 25. Yıl Ajandası’nı görsen şaşarsın. 25 yılda yaptıklarının dökümü var ajandada: Başka ülkelerde bir yüzyılda yapılana bedel iş çıkarmışlar. Bu mucizenin sürebilmesi için bir de kampanyaları var: “25. yılda 1000 kişiden 25 TL ve katları kampanyası”. Nisanda bitecek kampanya sonunda, bağış yapan gönüllülerin isimleri kalıcı bir belgeye dönüştürülecek. Destekleyenler, kadın belleğinin kalıcı bir parçası olarak kadın tarihine isimlerini yazdıracak!

Sevgili Duygu, 8 Mart nedeniyle bol bol adın geçecek yine...

Şiddetin her gün arttığı, kışkırtıldığı ülkemde kimileri yine göstermelik nutuklar atacak... Ama erkekler yine kadınları öldürecek... Yine erkekler “iyi halden” sıyırıp ; kadınlar “rızası vardı” diye lanetlenecek... Kadın erkek eşitliğinin bir demokrasi sorunu olduğunu anlamayan zihniyet başımızda bulundukça bu böyle sürecek!

Canım Duygu, bu yıl, seninle çok sohbet edeceğiz... Bu yıl, farklı... Bu yıl yani 2016... Sen de benim gibi 1946’lısın... Ama gel gör ki, sen artık hep 60 yaşındasın benim güzel arkadaşım... İnanması zor: Sen “gideli” tam on yıl olmuş... 

“Önemli olan düşüş değil, yere iniştir”

Küratörlüğünü Selen Ansen’in yaptığı; Bas Jan Ader, Phyllida Barlow, Cyprien Gaillard, Ryan Gander, Mikhail Karikis, Uriel Orlow, VOID ve Anne Wenzel gibi sanatçıların eserlerinden oluşan “Her Düşenin Kanadı Yoktur” adlı sergi yerçekimine bağlı olarak yükseliş ve düşüş arasındaki inanılmaz uyuma odaklanmasının yanı sıra kendi elimizle doğayı katlederek nasıl bir çöküşe doğru ilerlediğimizin eleştirisini sunuyor.

Kolombiya’daki barış süreci Türkiye’ye uğrar mı?

...Kolombiya’daki konjonktürel durum artık barış sürecinin tekrar devreye girmesini zorunlu kılmış. Böylece konjonktür gerilla liderlerinin masaya oturmalarında önemli rol oynamış. Devletin barış sürecine başlamasının en önemli nedeni de, gerillanın kontrol ettiği topraklarda değerli maden rezervlerinin mevcut olması; altın v.b. değerli taşlar ve petrol. Ekonomi de savaş yüzünden bozulduğu için barışa haliyle ihtiyacı olmuş yeni başkanın...

Metalaşmış mimarlık öldü ama öldüğünü kendisi bilmiyor

...Günümüzde yapılar, bahçeler, yerleşim alanları sanki karşımıza satın alınacak metalar olarak çıkıyor. Bu nedenle şehirliler geçmişte kalfaların, ustaların sundukları esneklikten, çeşitlilikten mahrumlar. Üstelik şehir planları da öyle. Tek seferde ideal bir durumu ortaya koymayı hedefler gibi hazırlanıyorlar. Böyle olunca da daha yapılırken gelişmeler üzerindeki etkilerini kaybediyorlar...

Şebnem İşigüzel’den yanıtı zor soru: Özgürlük Uğruna Ne Yapabilirsin?

Şebnem İşigüzel'in son romanı Gözyaşı Konağı'nın iki esin kaynağınden biri Büyükada'dan gitmesini hiç istemediğimiz Adrian Villar Rojas'ın Annelerin En Güzeli yerleştirmesi diğeri Sophia Coppola'nın Marie Antoinette'i... Kadınların birbirlerinin kurdu ve kuşu olduğu bu romanda tarih de adeta kahramanlardan biri. 19. yüzyıl sonu bu Ada hikayesinin, en güçlü tarafı şiddette sınır tanımamasıyken ilginçtir zaafı aşka sınırlar koymasında. Şebnem İşigüzel ile son romanını konuştuk:

"Zaten roman fikri ilk öyle bir görüntüyle geldi. Fowles da roman fikirlerinin hep bir anlık görüntülerle geldiğini anlatır. Hoca Ali Rıza’nın mehtabı seyreden dervişler tablosu filan hep zihnimin bir köşesinde ışıldamıştır. Abdullah Biraderler’in o dönem çektiği portreler. Sonra Bienal’deki Rojas’ın işi, Tüm Annelerin En Güzeli. Çağdaş sanatla bağımı hep canlı tuttum zaten. Takip ettim, izledim, katıldım. Yeri geldiğinde ilhamımı oradan alıyorum çünkü. Hakikaten çağdaş sanat, ruhumun derinliklerinde bir şeyleri uyandırıyor."

2024-12-26 12:27:40