A password will be e-mailed to you.

için arama sonuçları

Şehir

Haftanın yeni kitapları: 1-7 Ağustos 2016

Sanatatak yazarı Efe Beşler bu hafta ve her hafta yeni çıkan kitaplardan en önemlilerini seçiyor. Bu haftanın önerileri: Neoliberal Kent Politikaları ve Fener-Balat-Ayvansaray, Atruş’tan Maxmur’a: Kürt Mülteciler ve Kimliğin Yeniden İnşası, İsmiyle Yaşamak, Küçük Feministin Kitabı

Senden Kalan Şarkı

Pınar Selek de Duygu Asena'yla Düşünmek konferansına bir mektup gönderdi. Selek, Duygu Asena'ya "Biliyorum, hayatta olsaydın 40 kez gelmiştin yanıma" diyerek seslendi. İşte Selek'in okunması için gönderdiği o metni yayınlıyoruz:

Biliyorum güzelim, biliyorum. Hayatta olsaydın kırk kez gelmiştin yanıma. Cezaevi aramalarını aşmaktan daha kolay şimdi yurtdışına gelmek… Gelirdin sen konakladığım şehirlere, ülkelere...

İlk kez görüş kabininde gördüğüm gözlerini taşırdın yanıma. Tuhaf bir şekilde, gözyaşıyla değil ama saçtığı ışıkla yüreğime serpmiş olduğun bakışlarını taşırdın. Cesaretine, sağına soluna bakmadan hareket etme gücünü içime çekip sarılırdım sana. Yine sarılıyorum Duygum. İçimdeki sana. Kadınlar arasındaki tutuşmaya, dayanışmaya, dostluğa sarılıyorum. Feministler arası izleğe, işbölümüne, açılan, devam edilen yollara sarılıyorum.

Sen bu yola beni çeken kadınlardan birisin. Sadece biri değil, en önemlisisin. Feminist teoriyle tanışmadan önce seni tanıdım. Sesini duydum. Feminizm mutlu bir kadın olmak için şarttır. Böyle demedin belki ama ben böyle anladım seni. Senden feminizmi tehlikeli ama neşeli bir yolculuk olarak öğrendim. Bu yolculuğu hiç bırakmadım canım yoldaşım. Teori sonra geldi, iyi de oldu, önümü daha iyi gördüm.

Cezaevi kabininde bana kendinle ilgili anlattıkların tarihseldi. Yaşadığım romanın basamaklarından biriydi. Sadece dayanışmak için gelmiş olamazsın bu romana. Kuşaklar arası aktarımdı yaptığın. Romanın yazarı yer olarak o karanlık görüş kabinini seçmiş teatral olsun diye. Ayşe Düzkan gibi başka dostları da soktu ki feminizmle bağım güçlensin. Sen hep gülümseyerek geldin o kabine. Şarkı söyleyerek. Bitmeyen şarkı. Görüş bitince koğuşa götürdüğüm şarkı. Hayatımın romanın yazarı boşuna seninle tartışmalarımızı hapisten çıkana kadar sürdürmedi.

Bu romandaki yerin belirgindi Duygucuğum.

Bu nedenle, sonra, özgürlüğün ilk eylemini seninle örgütlerken buldum kendimi. Diyarbakır’a gittik birlikte, binlerce kadının barış çağırısını buralara taşımaya… Sonra yeni dostlar, yeni yoldaşlar, yeni eylemler, yeni tartışmalar. Değişmeyen senden bana kalan şarkı. Feminizm neşeli bir yolculuktur diyen şarkı. Dostluğu, aşkı anlatan… O olmaza yıkılırım Duygu. Bu yüzden sen gideli, hep ıslık çalıyorum.

Bunca ölüme, bunca yıkıma, bunca zulme değer mi?

...Kendimle hesaplaşıyorum, geçmişteki fikirlerimle, bugünkü "ama"larımla, Batılı aydının konuya ilişkin önyargıları ve saplantılarıyla yüzleşiyorum. Ama diyaloğun öteki sesi, yani bölge insanı da bir o kadar önemli ve ağırlıklı. O, kimilerinin sandığı ve eleştirdiği gibi tek bir kişi değil; konuştuğum, dertleştiğim, tartıştığım gerçek Kürt arkadaşlarım. Diyaloğun o tarafı olmasa zaten kitaba Surönü Monologları ya da Surönü’nde Kendimle Hesaplaşma adını vermem gerekirdi... 

Kadıköy’de neler oluyor?

Kısa süre öncesine kadar sahnelerinde özel tiyatroları kira almadan misafir eden Kadıköy Belediyesi'nin tavrının sebebi ne? Belediye özel tiyatrolara savaş mı açtı? Tiyatro Dünyası yazarı Can Törtop "yaşananlar tersini gösterse de iyi niyete olan inancımla bunları yazıyorum" diyerek yaşananları anlattı.

LGBT DJ Orlando’yu yazdı: Dans müziği her şeyi renkli LGBT çevresine borçlu

Orlando’daki Pulse gece kulübüne yapılan vahşi saldırı sadece LGBT çevresine yapılan bir saldırı olmanın çok ötesindeydi. Bu toplumumuzda kendine bir yer bulamamışlara, bir sığınak ve barınak sağlamış yerlere yönelik bir saldırıydı. Bir DJ, dans müziği yapan ve bu müziğe hayran olan biri olarak ben, bu tarzda çalışan kişiler olarak bizlerin LGBT çevresine –özellikle de renkli LGBT çevresine destek vermek gibi özel bir yükümlülüğüm olduğunu hissediyorum.

Camilla Rocha’yla Chat: “Saplantı bir ihtiyaçtır”

Bu haftadan itibaren online söyleşilere başlıyorum. Aslında bunlara birer sohbet demek gerekiyor hatta internet diliyle bir 'chat' söyleşi. Emaille yapılanlardan farklı olarak canlı yapıldığı için kesinlikle hayatın içinde öte yandan fiziksel olarak iki ayrı yerde farklı fiziksel koşullarda gerçekleştiği için sürprizlere açık oluyor. Bu bir söyleşi formu... Chat söyleşilerime Camilla Rocha'yla başladım. Onunla kaldığım yerden başkasıyla devam etmeyi planlıyorum. Krank Gallery'deki Camilla Rocha'nın 16 Temmuz'a kadar devam edecek solosunu mutlaka görmenizi tavsiye ediyorum.

article placeholder

Son derece ‘Politik’ bir caz festivali açılışı

Damon Albarn hem eski Afrikalı müzisyen dostları hem de yeni Suriye Orkestrası üyesi müzisyen arkadaşlarıyla Açıkhava tiyatrosunda İKSV Caz Festivali’nin açılış konserini yönetti. Bir bakıma bu konserin 'küratörlüğü'nü yaptı. Suriye orkestrası ve korosu anlamadığımız -keşke alt yazı olabilseydi- dokunaklı şarkılarını pırıltılı ve beyaz elbiseleriyle, savaşa, göçe, ölüme rağmen gülümseyebilen gözleriyle okudular. 

2024-11-26 10:28:09