Paris Sivas
Kasım sonunda ikincisi gerçekleştirilecek Paris'te Türk Sinemasıyla Randevu'nun açılış filmi, Türkiye'nin 2016 Oscar aday adayı Sivas olacak.
için arama sonuçları
Kasım sonunda ikincisi gerçekleştirilecek Paris'te Türk Sinemasıyla Randevu'nun açılış filmi, Türkiye'nin 2016 Oscar aday adayı Sivas olacak.
Adana Altın Koza Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda en iyi film ödülü, yapımcılığını Nadir Öperli, Enis Köstepen, Cem Doruk’un, yönetmenliğini ise Emin Alper’in yaptığı “Abluka” isimli filmi oldu.
Yılmaz Güney Ödülü, yapımcılığını ve yönetmenliğini Faruk Hacıhafızoğlu’nun yaptığı “Kar Korsanları” isimli filmin olurken, Adana Jürisi seçimini, Emin Alper’in yönettiği “Abluka”dan yana kullandı.
Yarışmada en iyi yönetmen ödülünü ise, “Sarmaşık” isimli filmiyle, Tolga Karaçelik aldı. En iyi senaryo ödülüne ise, “Ana Yurdu” isimli filmiyle Senem Tüzen layık görüldü. Festivalde bu yıl ilk defa gerçekleştirilen Adana Konulu Senaryo Yarışması’nın kazananı ise, Hikmet Ozan Sihay tarafından kaleme alınan “Tepebağ Çıkmazı” oldu.
Festival kapsamında düzenlenen Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nın diğer sonuçları ise şöyle;
En İyi Kadın Oyuncu - Nihal Koldaş (Ana Yurdu)
En İyi Erkek Oyuncu - Nadir Sarıbacak (Sarmaşık)
En İyi Müzik - Demircan Demir (Kasap Havası)
En İyi Görüntü Yönetmeni - Vedat Özdemir (Ana Yurdu) - Türksoy Gölebeyi (Kar Korsanları)
En İyi Sanat Yönetmeni - İsmail Durmaz (Abluka) En İyi Kurgu - Osman Bayraktaroğlu (Abluka)
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu - Hülya Böceklioğlu (Yarım)
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu - Özgür Emre Yıldırım (Eksik) Türkan Şoray
Umut Genç Veren Kadın Oyuncu - Ece Yüksel (Nefesim Kesilene Kadar)
Umut Veren Genç Erkek Oyuncu - Berkay Ateş (Abluka)
Jüri Özel Mansiyon Ödülü - Ece Atay (Yarım)
SİYAD En İyi Film Ödülü – Ana Yurdu – Senem Tüzen Film – Yön
En İyi Yönetmen Ödülü – Senem Tüzen – Ana Yurdu
Peki ya geleceğin yönetmenleri?
Üniversitelerin güzel sanatlar ve iletişim fakülteleri sinema-televizyon bölümleri öğrencilerinin katılabildiği ve değerlendirmesini yönetmen Murat Şeker, oyuncu Ekin Türkmen, belgesel film yönetmeni Sadık Arslankara, sanat yönetmeni Ziya Ülkenciler ve canlandırma film yönetmeni Sinem Sakaoğlu'nun yaptığı yarışmanın sonuçları ise şöyle:
En İyi Kurmaca Film: “Cemalettin Was Here” Yön: Mert Özel (Istanbul Üniversitesi)
En İyi Belgesel Film: “Godesbana” Yön: Nursena Şimşek (Akdeniz Üniversitesi)
En İyi Canlandırma Film: “ Kök” Yön: Osman Çubukçu, Önder Menken (Anadolu Üniversitesi)
En İyi Deneysel Film: “Renklerin Düşüşü” Yön: Karis Deniz Kara (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Ün.)
Belgesel Dalı Jüri Özel Ödülü: “Afro Türk” Yön: Betül Usta (Akdeniz Üniversitesi)
14. İstanbul Bienali küratörü Carolyn Christov Bakargiev, bienal basın toplantısında Pelin Tan'ın sanatçılara yaptığı çağrıyı Ayşegül Sönmez'in sorusu üzerine değerlendirdi:
"Her ne kadar politik değilseniz de dediniz. Politik olmak ne demek? Her şey politiktir. Bir feminist olarak bunu söylemeliyim ki bu feminizmin temelidir: bedeninizle yaptığınız her şey politiktir. Seks, yemek yemek ve diğer pek çok şey. Bir eylemle politik olunmaz. Erkekler kocaman ağızlarını açıp büyük cümleler kuruyorlar. Örneğin ben Afganistan Pakistan sınırında olan bitenlerle ilgili uzun videolara bienalde yer vermiyorum. Çünkü videolar büyük elektrik harcıyor. Sorunuza yanıt vermiyorum gibi görünüyorum lakin bir sanatçı olmadığım için bu çağrıya yanıt veremiyorum. Ama bana geldi bu mektup. Benim için sanatçıların 15 dakikalığına Kürtlere karşı yaşananlarla ilgili işlerine müdahale etmelerinde hiçbir sakınca yok. Bu bu yaşanan durumu değiştirir mi? Ben bir şüpheci olarak zaten insan ilişkilerine güvenmiyorum. Daha önce de söyledim. Türkiye hükümetinini Kürtlere uyguladığı bu Makyavelist hesapların ne olduğunu arkada tam olarak neler yaşandığını bilmiyoruz. Bilemeyiz. Ama insan denilen varlıkla ilgili şüphem var başta ağaçlar olmak üzere insan dışı canlıları önemsiyor ve kutluyorum."
56. Selanik Film Festivali 6-15 Kasım tarihleri arasında düzenleniyor. Türkiye'den Tolga Karaçelik imzalı “Sarmaşık” Altın İskender için yarışacak. “Mustang”, “Abluka” ve “Ana Yurdu”nun yanı sıra kısa filmler “Salı” ve “Gri Bölge” Balkan Survey bölümünde gösterilecek.
Türkiye Cumhuriyeti olmasaydı, modernleşme ve ulus-devleti eleştirme imkanımız olmayacaktı. Bu kutuplaştırılma içinde, muhaliflerinin dahi içine sinmiş, olmazsa olmaz günlük yaşam pratiklerimizin modern Cumhuriyet projesiyle ilişkisini ise dilerim kaybetmeden, anlayacağız.
Cumhuriyet Ortak Değerimizdir; Herkesin Bayramı Kutlu ve Umutlu Olsun!
Karim Rashid ve Kayra işbirliğinden ortaya dinamik, döngü ve devinim hissini kusursuz veren, doğadan (asma yaprağından) ilham almış şairane bir estetik çıkmış. Çok beğendim! Çok beğendim!, Çok beğendim! Bravo Mey. Bravo Gaye. Bravo Karim. Bravo Kayra!
25 yıldır Türkiye’nin en uzun soluklu festivallerinden biri olan ve bu yıl 21 Ekim – 1 Kasımtarihleri arasında gerçekleştirilen Akbank Caz Festivali her yıl olduğu gibi bu yılda pek çok panele ve atölye çalışmasına ev sahipliği yapıyor.
Feminist kuramcı Donna Haraway, 14. İstanbul Bienali küratörünün 'ondan çok etkilendim' referansı ve bienal kataloguna "benim için çizimler her zaman canlı gerçekliğin gücü ile biyolojik ve edebi ya da sanatsal olanın bir araya geldiği yerdir. Kendi bedenim de tam anlamıyla işte böyle bir çizimden ibarettir" sözlerini bienal kataloguna alıntılamasıyla yeniden ilgi alanımıza girdi. Haraway'in meşhur Siborg Manifestosu'nu tekrar okumak şart oldu. Ve elbette bazı bölümleri sizler için taze taze yeniden çevirmek... Çevirmenlerimizden Billur C.Yılmazyiğit'e derin teşekkürlerimizle...
2003’ten beri kendi şarkılarıyla sahnelerde olan street punk, ska, reggae tarzlarını kendine özgü tarzları ve tavırlarıyla harmanlayan The AYILAR, Street Punx Night Party kapsamında 24 Ekim'de kargaART'ta sahne alacak. 10 günlük bir Avrupa turnesi ve stüdyo kayıtlarının arasından sonra The AYILAR, tekrar İstanbullu dinleyicilerle buluşacak.
Zafer Aracagök, Alan İstanbul'daki Arkadan Yaklaşmak sergisiyle ve Kült Neşriyat'tan çıkan Atopolojik Sapmalar Deleuze ve Guattari kitabıyla ansızın geldi gündemimize oturdu. Bu gündeme yakından bakmayı denediğimizde, bakmak fiilinin italyanca kökenini -guardare- hatırlatırcasına -arkasına bakmak, gardını almak- mimetik olma biçimlerine karşı geliştirdiği pek çok imge ve düşünceyi görmek mümkün. Ve belki de bu bir imkandır: "Kimlik ile girdiğimiz mücadeleleri, savaşları" tedavi edebilir. Aracagök'le arzudan cinselliğe, kadınoluş'tan hırsızoluş'a Zizek'ten Badiou'ya pek çok şey'i görüştük.