A password will be e-mailed to you.

için arama sonuçları

İslam

IŞİD Devrinde Sanat Koleksiyonerliği Neden Önemli?

IŞİD, yakıp yıktığı şehirlerdeki tarihi eserleri de beraberinde binlerce parçaya ayırırken, bu yüzyıllar öncesinden kalan eserleri vatanından koparıp başka bir coğrafyada kapalı müze duvarları içinde korumak mı daha akıllıca yoksa ait olduğu yerde geride bırakmak mı? Artinfo'da yayınlanan bu makale, böyle bir kriz durumunda koleksiyonerliğin önemini tartışıyor. 

Çeviri: Billur C. Yılmazyiğit


“Halıları alan Pegida’dır demem”

Nezaket Ekici'nin Dresden'de şehir adalet binasının önünde yaptığı politik yerleştirmesindeki halılar kaybolmaya devam ediyor.

Berlin'de Haus am Waldsee'deki solo sergisi sırasında görüştüğümüz Nezaket Ekici maddi ve manevi olarak Dresden'de yaşadıklarından ötürü yıprandığını ifade ediyor:

"Kamusal alanda iş yapmak o kadar zor ki... O noktaya gelebilmek. Yüzlerce kez yazı yazıyorsunuz. İzin alıyorsunuz. Görüşmeler, yazışmalar, ziyaretler... Sonra sergiyi yaptığınız noktada başka olaylar devreye giriyor. Aslında kamusal alanda ne yaparsanız kamuya ilişkin çok şey şeffaflaşıp görünür oluyor.

Ben bu sergimi 2009'da Marwa El Sherbini'nin başına gelenlerden çok etkilendiğimi için yaptım. Karnında çocuğu ona sarkıntılık eden Rus Alman suçlu tarafından mahkeme salonunun içinde yargıcın karşısında bıçaklanarak öldürüldü. Bu bir vahşettir ve sokakta değil adalet salonunda olmuştur. Bu olaydan etkilendim ve bir iş yapmak istedim. O halılar üzerinde düşünmemiz için... O halılar diyalog için. Halı çok önemli.. Ama halılar önce çalındı sonra islam karşıtları saldırılarına maruz kaldı. Şimdi yine çalınmaya devam ediyor. Tanesi 300 Euro. Cepten daha kaç halı alabilirim?"

Ekici'nin sergisi Temmuz 7'sine kadar Dresden'de devam ederken sanatçı 1 Temmuz günü Marwa El Sherbini'nin başına gelenleri protesto etmek için Dresden'de mahkeme binası önünde düzenlenecek törene katılacak.

Ekici, "orada olmalıyım, benim işim bunun üzerine çünkü... olmak da çok istiyorum" diyor. Olanlardan Pegida örgütünü sorumlu tutuyor musunuz sorusunu ise şöyle yanıtlıyor:

"Olay Dresden'de geçtiği için her olayın arkasında Pegida vardır diye bir şey söylemek doğru değil.

Ne halıları çalanlar ne de üzerine islamiyet hakkında küfürler yazanlar Pegida'dır diyemem. Demek de doğru değil! Benim işim bu da değil. Onu güvenlik görevlileri araştırsın." 

 Ekici, 14 Haziran Pazar günü Haus am Waldsee'deki sergisi için gölde bir performans yapacak.

http://www.hausamwaldsee.de/index.php/en/ 

Arşiv / Mehmet Aksoy anlatıyor

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında 4 yıl 8 aya kadar hapis cezası talep edilen Mehmet Aksoy anlatıyor: "Anlaşmazlığı savunmuyorum. Benim derdim tam tersine anlaşılabilmek. Sanat yaşamdan kaynaklanmalı ve anlaşılır olmalı bence."

“Buralarda aşklar ölümünedir!”

Mitlerin izini sürerek Mardin’de Bienal izlemenin keyfi başka.  Şamanları, şahmeran efsanesi, sayısız söylencesi, tarihî yapıları, efsunlu hâliyle Mezopotamya’nın bu en eski şehirlerinden birinde düzenlenen Bienalde, şehrin kendisi başlı başına bir yapıt.  İşler şehri yakalamaya çalışıyor adeta!

PARÇAPTAL: RADİKAL-APTAL-OLUŞ[1]

Gezi direnişinin yıldönümünde Zafer Aracagök'ün Deleuze ve Guattari'nin kurduğu Revue Chimeres'de ve Express'de yayınlanan "Parçaptal: Radikal-Aptal-Oluş" yazısını tekrar yayınlamaya karar verdik. Yazıya İranlı Haerizadeh Kardeşlerin şu sıralar Rodeo sanat galerisinde sergilenen resimleri eşlik ediyor.

Renk ve Mimaride Bir Minimalist: İsmail Ateş

(İsmail) Ateş’in “Evren Tasarımları – Kırmızı” adını verdiği serginin başlığından da anlaşılacağı üzere ağırlıklı olarak kullandığı “kırmızı” renk çok şeyi temsil eder: geçmişle bağı, sanatçının tutkularını, gücünü, kararlılığını, sanatsal algısının derinliğini ve heyecanını bu yoğun renk tercihi üzerine inşa eder.

Ey Tarih, hep tekerrür mü edersin?

Gazeteci Burak Artuner’den Osmanlı’nın istibdat yıllarında geçen çalkantılı bir aşk hikayesi… Yazarın ilk romanı olan ‘’Aşk, Hürriyet ve İstibdat’’ (Can Yayınları, Mart 2015), tarihi bir romandan beklenenin üzerinde bir edebi lezzetle, döneme hakim olan siyasi tabloyu ince detaylarla anlatıyor.

“Tarih bizden daha iyi bilmiyor”

Bu yıl "Kadınların Sineması, Kadınların Direnişi, Direnişin Sineması" diyen Filmmor Kadın Filmleri Festivali kadınların-direnişin sineması’nın önemli yönetmenlerinden Margarethe von Trotta’yı ağırladı. Yeni Alman Sineması'nın öncülerinden, tarihi kadın figürlere olan ilgisiyle tanınan yönetmen Margarethe von Trotta, beş filmlik toplu gösterimiyle Filmmor’un direniş temasını bizzat desteklemek üzere İstanbul’a geldi ve sanatatak.com'a özel bir röportaj verdi. Fotoğraflar: Barkın Bulutbeyaz

2024-12-23 04:13:08