Güney Kore sinemasının bu yılki asıl bombası, ilk gösterimini Cannes’da yapan ve çok iyi eleştiriler alan korku filmi Kara Büyü (The Wailing/ Goksung), Filmekimi’nde izleyiciyle buluştu.
Meryl Streep’in gözünü 20. Oscar adaylığına ve muhtemel 4. zaferine diktiği Florence Foster Jenkins gerçeğin sanattan daha şaşırtıcı olduğu öykülerden biri.
Troçki’nin Büyükada'da yaşadığı ev neden bir yıkıntı halinde? Birçok binanın başına geldiği gibi, burnundan kıl aldırmayan koruma aygıtlarına, tescil kararlarına rağmen bu evin bugün bir enkaza, çöpe dönüşmüş olması yeteri kadar travmatik bir durum değil mi?
Alman sinemacı Maren Ade’nin Cannes’da gösterildiğinden bu yana yerlere göklere sığdırılamayan filmi Toni Erdmann bu yılki Filmekimi’nin yıldızlarından.
H&M sözcüsünün söylemek istediği şu: "Biz reklam firması Forsman & Bodenfors ile bir araya gelip bizim en son ucuza mal edilmiş, kalitesiz giysilerimizi satmakta bize neyin yardımcı olabileceğini tartıştık. Feminizm ve pozitif beden üzerinde karar kıldık, çünkü bunun son zamanlarda moda ve popüler olduğunu fark ettik."
Güney Kore sinemasının bu yılki gişe şampiyonu Zombi Ekspresi (Train To Busan) aksiyon ve gerilim dolu bir gece geçirmek isteyenler için Filmekimi’ndeydi.
....Ortayaşlı Julieta rolünde görmüş geçirmiş bir annenin ruh halini tüm nüanslarıyla veren Emma Suarez filmin şüphesiz en iyisi. Almodovar’ın fetiş oyuncularından, alıştığımız grotesk görüntüsünden çok uzak ve ne yazık ki bir hayli yaşlanmış bir Rossy de Palma’nın da oyunculuğunun çok farklı ve şaşırtıcı bir şekilde güçlü yanını sergilediğini belirtelim bu arada.
Sinemacı, eleştirmen, yazar, oyuncu ve ressam Giovanni Scognamillo, külliyatı sayesinde sinemanın kaç bucak olduğunu öğrendiğimiz maestromuzu, kültür hayatımızın eksantrik kişiliğini kaybettik.