Berlin Film Festivali’nde üç yıl üst üste Altın Ayı’yı bir belgesel kazanır mı? Orası Todd Haynes başkanlığındaki jüriye kalmış ama Ukrayna’daki okullarda eğitimin hangi şartlar altında verildiğini anlatan gözlemsel belgesel Striçka Çasu (Zaman Damgası) bu onuru kesinlikle hak ediyor. Yönetmen Kateryna Gornostai festival sırasında anne oldu ve ödüllerin en sevimlisini aldı bu arada!
Gornostai, Ukrayna’nın Rus işgaline uğramamış ya da işgalden kurtarılmış birçok kentinde ilk ve orta öğretim okullarını dolaşıp savaş koşullarında öğrenci ve öğretmenlerin eğitime nasıl devam ettiğini kaydetti. Ortaya çıkan çarpıcı film hem bir halkın direnişinden kesitler sunuyor hem de Ukrayna’nın geleceğinin nasıl şekillendiğini gözler önüne seriyor.
Kiev’de gazetecilik ve belgesel sinema öğrenimi gören Kateryna Gornostai, kısa film ve belgesellerinin ardından yaptığı ilk uzun metrajlı film Stop-Zemlia ile 2021 Berlin Film Festivali Generation 14+ bölümünde Gençlik Jürisi’nin Kristal Ayı ödülünü kazandı.
Striçka Çasu her açıdan son derece özenli ve usta işi bir belgesel. Kurgusu, görüntü yönetimi ve ses tasarımı özellikle iyi. Birçok farklı bölgeden ve okuldan görüntülerden oluşan bir mozaiği andırıyor Striçka Çasu. Farklı yaşlarda çocukların yüzlerinin yakın planlarından heyecan, heves, kararlılık ve yaşın verdiği bir neşe okunuyor. Nadiren korku, endişe ve üzüntü var, elbette. Müzik filmin büyük bir bölümünde dile getirilemeyeni hissettirmeye odaklı, bazen gerilimli bazen geleceğe doğru umut dolu adımların ritminde. Müzik kullanımında daha çarpıcı olan ise zaman zaman yoğun duyguları bastırması…
Bu kadar yetkin bir sinema örneği olmasa bile Striçka Çasu duygusal açıdan izleyenleri derinden etkilerdi. Küçücük çocukların okul bahçesinde keyifle bayram kutlarken hava saldırısı alarmı çalınca sığınaklara indirilmesini izleyip de etkilenmemek mümkün mü? Roket saldırılarının kısmen hava saldırılarının tamamen yıktığı okulların görüntüsü, ölen asker babasının fotoğrafını görünce gözyaşlarına boğulan bir kız çocuğu, bir müdürün cenazesi filmin trajik yanları ama genel olarak umut ve direnç aşılayan bir film. Hayatın normal akışını aksatmamaya gayret eden, gerektiğinde online ders veren eğitimcileri görüyoruz.
Yurtseverlik ve ülke savunması müfredatın bir parçası haline gelmiş. Ukrayna bayrağının mavi ve sarı renkleri her yerde. En azından Striçka Çasu özelinde milliyetçi denecek kadar olumsuz bir yurtseverlik gözlemlenmiyor. Film, propaganda yapmıyor, bir gerçekliği olduğu gibi yansıtıyor, yurtseverlik de onun bir parçası… Öte yandan liseliler silah kullanmayı öğreniyor, hepsi gerektiğinde orduya alınmaya hazır hale getiriliyor. İlkokul öğrencilerine ise oyuncakla patlamamış bombalar arasındaki fark öğretiliyor! Böyle bir durumda nesnellik zaten mümkün değildir… Striçka Çasu duyarlı ve yetkin sinemasıyla adı gibi Berlinale’ye damgasını vurdu.