Ünlü moda fotoğrafçısı Tim Walker’ın gerçekleştiremediği bir hayali var mıymış? Müjde Metin, Tim Walker’ın konuşmacı olarak katıldığı İstancool panelini yazıyor.
Her ne kadar moda ve sanatı buluşturmaya bir türlü doyamayanlar olması, içten içe bünyemde bu platformlara karşı gelişen bir itme kuvveti yaratıyor olsa da, Tim Walker ve W dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Stefano Tonchi’nin katılacağı panel, Istancool’da merakla beklediğim, tek, ‘bir saatlik’ zaman dilimiydi.
Zira bu ikili, festivalin ‘ready-made’ tartışma başlıkları altında, güncelliğin yakalandığına inandığım ikilisiydi.
Başlangıçta, Walker’ın Venedik Film Festivali’ne katılacak olan filminin fragmanı gösterildi. Daha önce W için yaptığı deniz kızı temalı fotoğraf çekiminin backstage kesitlerini de kapsayan fragman beni, çalışmalar arasındaki süregelen ilişkinin sınırlarını düşünmeye itti.
Yepyeni bir film, önceki bir moda çekiminden nasıl beslenebiliyordu? Beslenebiliyor muydu? Tim Walker’ın hayallerini gerçeğe döndürülebilişi konuşuldu; ben de kurduğu düşlerin prodüksiyonsuz gerçekleşebildiğini hayal bile edemedim o sırada…
Tonchi, Walker’ın aklına çekim fikri geldiğinde kendisini hemen aradığından, mesaj veya e-mail attığından bahsetti. Çalışmalar derhal o iletişimle başlayacak kadar tutkuluymuş ama hazırlığı epey uzun ve zahmetli sürüyormuş.
Gerçekleştiremediği bir hayali yok muymuş?
Hayatta herhangi bir şeye olan tutkusunu kaybettiği hiç olmamış mı?
Sormak istediklerim artıyor, başka konular açılmaya devam ediyor. Richard Avedon’un moda fotoğrafları çekmekten utanmış olması, Walker’ın bir zamanlar Avedon’a asistanlık yaptığı dönemle, Walker’ın moda fotoğrafçılığına bağlandı.
Walker utanmıyordu ve kendisini sanatçı olarak görmediğini rahatlıkla söylüyor. Peter Beard’ın bir saat önceki konuşmasına “Ben bir escapist’im,” diyerek başlamasına hayran olduğunu belirtmesi, Walker’ın da aslında ‘sanat ve moda’ takıntısına yapışmadığını hissettirdi. Bir taraftan Tim Walker’ın, okula gittiği yıllarda Peter Beard’ın fotoğrafları sayesinde escapist olabildiğini açıklamasını dinlerken aynı zamanda neden Beard ve Walker’ın bir panelde buluşturulmadığını anlamlandıramamakla meşgulüm.
Bu organizasyonlarda gerekli araştırmaları yapma zahmetine kimse girmiyor mu? Portrelerin ne kadar realist olduğuyla konuşma ilginç bir noktada bitti. Biz de Waris Ahluwalia’nın uyukladığı bir panelin sonuna geldik.
Tim Walker’ın bazı sözleri Istancool’u daha iyi çözümlememe de yardım etti:
“Güçlü ve zayıf yönlerini kendin göremiyorsun.”
“Merak et, açık fikirli ol.”
Bence iyi ki geldin Tim Walker
