Bu yaz izleyecek sürükleyici dizi arayanlar için sıkıcı geçiyordu ki Sharp Objects geldi. HBO’nun yeni True Detective’i Sharp Objects, Wind Gap kasabasında işlenen seri cinayetleri konu alıyor.
Big Little Lies’ın da yönetmeni Jean-Marc Vallée, Gone Girl’ün yazarı Gillian Flynn’in romanını ekrana taşıyor. Alkolik bir gazeteci olan Camille Preaker (Amy Adams), büyüdüğü kasabada işlenen cinayetleri incelemek için editörü tarafından görevlendiriliyor. Camille, kasabada sadece cinayetlerle değil, kendi travmalarıyla da yüzleşmek zorunda kalıyor.
Jean-Marc Vallée, Camille’in travmalarını işlerken flashback’ler kullanmak yerine, Camille’in gözünden günümüz ile iç içe geçmiş anları yansıtmayı tercih ediyor. Böylece, Wind Gap’in “hayalet kasaba” izlenimini güçlendirirken, Camille’in psikolojik sorunlarının da altını çizmiş oluyor. Vallée’nin ‘katil kim’ sorusunu olabildiğine hafif bir tonda işlemesi de dizinin temposu ile birebir örtüşüyor ve Sharp Objects’i kusursuz bir harmoniye taşıyor. Burada Amy Adams’ın oyunculuğundan da bahsetmemiz gerekiyor. Amy Adams, oynadığı her role yakışan bir oyuncu değil fakat bu rol için daha iyi bir oyuncu bulmak neredeyse imkânsız, Adams’ın ses tonundan, yürüyüşüne kadar her özelliği Camille karakteri üzerine oturuyor.
Sharp Objects, izleyenlerin, izlemeyenlere “Harika, mutlaka izle” dediği, izlemeyenlerin de “Evet çok duyuyorum, izleyeceğim’ diye karşılık verip izlemediği bir dizi olacak gibi duruyor. Benim tavsiyem, izleyenlerden olmanız yönünde. En azından bir sonraki yıl Emmy’lere aday olduğunda favori dizinizi çoktan biliyor olursunuz.