Feminist felsefe, queer kuramı, siyaset felsefesi ve etik konularında çalışan Amerikalı postyapısalcı filozof Judith Butler, New Statesman’e uzunca bir röportaj verdi. Kültür savaşları, feminizm tanımlarını anlatırken J. K. Rowling’le ilgili görüşünü de açıkladı.
Haziran ayında kamuoyuna açık bir mektup paylaşan yazar J.K. Rowling, cinsel kimliklere dair yeni yaklaşımlara dair çekincelerini dile getirmiş ve kadın soyunma odalarının kendini nasıl görünürse görünsün kadın olarak tanımlayan bireylerce kullanılmasının biyolojik kadınları potansiyel şiddet riskine maruz bırakacağını öne sürmüştü. Rowling’in açıklamalarının yarattığı tepki ve karşı tepkilere verdiği Twitter’daki cevaplarla tartışma devam etti. Biyolojik cinsiyeti yok saymaya karşı duran Rowling, trans karşıtı feministler için kullanılan “TERF” kısaltmasıyla yaftalandı.
“Hepsi Rowling’in fantezisi”
Röportajda Alona Ferber‘ın yaşananları hatırlatması üzerine Judith Butler şunları söyledi:
“Bu “ana akım” örneğe yakından bakarsak, fantezi dünyasının iş başında olduğunu görebiliriz. Örnek, trans yaşamda gerçekte var olan herhangi bir durumdan çok böyle bir korkuya sahip feministleri yansıtıyor. Böylesi bir görüşe sahip feminist, kişiyi penisin tanımladığını ve penisi olan herkesin bu tür soyunma odalarına girip içerideki kadınlara tehdit oluşturmak amacıyla kendini kadın olarak tanımlayacağını varsayıyor. Güçlü korkulardan doğan derin bir fantezi ancak sosyal bir gerçekliği tanımlamıyor. Trans kadınlar genellikle erkeklerin banyolarında ayrımcılığa uğruyor ve kendilerini tanımlama biçimleri, yaşanmış bir gerçekliği tanımlamaktan geçiyor. Onlara yüklenen fantezilerden sorumlu tutulamaz ve hakları bunlara göre düzenlenemez. Bu tür fantezilerin kamusal argüman olarak geçmesi gerçeğinin kendisi endişe kaynağıdır.”
İLGİLİ HABERLER
JK Rowling’in Harry Potter’ı yazdığı sandalye 400 bin dolara satıldı