Hollywood’a gitmek için evinden kaçan, ömrünü sinemaya adayan, hem Türkiye sinemasının yönetmeni hem de Yeşilçam’ın “rejisör”lerinden olmayı başaran bir isimdi Tunç Başaran… Bir süredir İstanbul Göztepe Medeniyet Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gören Başaran’ı kaybettik. Onlarca filme, yüzlerce unutulmaz sahneye imza atan yönetmeni sinema yazarı Alin Taşçıyan’ın veda yazısıyla anıyoruz.
Müşfik Kenter’in disiplinle tahakkümü birbirine karıştırması, “Aldı çok sıkı ders büyüklerinden, gördü kurs!” diye kendi kendine övünmesi…
Belgin Doruk’un “Küstahsınız!” diye çıkıştığı Ayhan Işık’ın “Yanında şoför olarak çalıştığım kadını bütün saygı kaideleri dışında…” deyip duraksaması, Belgin Doruk’un “Evet, cevap” diye yüreklendirmesi üzerine Ayhan Işık’ın “Seviyorum!” diyerek açılması…
Aytaç Arman ve Meral Oğuz bir restoran-barın şık ortamında yalnızlıktan söz ederken mutfakta Nurettin Şen’in nafakasını isteyen Füsun Demirel’i bıçaklaması…
Ozan Bilen’in hapishane avlusundan görünen gökyüzü parçasını renklendiren, ipini bir tepe üzerinde Nur Sürer’in tuttuğu uçurtmaya bakıp “İnci!” deyişi küçücük yüreğinin sevinciyle…
Görmüş geçirmiş Rutkay Aziz’in aceleyle koşturan Emin Sivas’a davudi sesiyle ve babacan tavrıyla “Piano piano bacaksız!” diye bağırması…
İki sevecen ama yalnız ruhun, Işık Yenersu ile Olivia Bonamy’nin güzel yüzlerini aydınlatan gülümsemelerle bir karyolada evcilik oynaması…
Ayda Aksel’in “Kocama bakın, bu adam benim kocam, kocama bakın” diye Selçuk Yöntem’e bağırırken öfkesinin kahkahaya, kahkahasının ağlamaya dönüşmesi…
Yukarıda benim belleğimde iz bırakmış sahneleriyle andığım Murtaza (1965), Küçük Hanımın Şoförü (1970), Biri ve Diğerleri (1987), Uçurtmayı Vurmasınlar (1989), Piano Piano Bacaksız (1990), Sen de Gitme (1995), Kaçıklık Diploması (1998) Tunç Başaran deyince hemen aklımıza gelen filmler. Bir yönetmen olarak Tunç Başaran’ı tanımlayan işleri…
Kaptan Swing uyarlamasını unutmayalım!
Hay bin kunduz! Kaptan Swing uyarlamasını nasıl es geçerim! Salih Güney kafasında kürkten şapka, Süleyman Turan yarı çıplak Gamlı Baykuş, Ali Şen Mr. Blöf, Gülgün Erdem Betty rolünde! Eh, bizim o tatlı bakışlı sıska sokak köpeklerinden daha iyi Puik mi olur! Sezgin Burak’ın Tarkan’ı Excalibur ile karışık bir macerasında Harp Tanrısı Mars’ın Kılıcı’nın peşine düşmüş Hun İmparatoru Attila’yı vermek için, aman kızdırmayalım! Dili sürekli dışarıda Kurt pek canayakın görünüyor ama belli mi olur! Bayram sabahlarında TRT’nin çocuklara izletip durduğu Oz Büyücüsü’nün Türk versiyonu Ayşecik ve Sihirli Cüceler Rüyalar Ülkesinde’yi (1971) dünya alem biliyor çoktandır, bir kült film olarak izleniyor.
Yönetmenlik koltuğuna 1964 yılında, Yılmaz Güney’in başrolünü üstlendiği, Rum örgütlerinin Kıbrıs’taki Türk toplumuna saldırılarına karşı koyan propaganda filmi On Korkusuz Adam ile oturmuş Tunç Başaran’ın filmografisi klasik Yeşilçam’dan B sınıfı filmlere, 80’li yılların modernleşme örneklerine ve oradan 2000’li yıllara damgasını vuracak gişe komedilerinin ilk örneklerinden birine (Abuzer Kadayıf, 2000) dek çeşitleniyor.
Sinemayı Memduh Ün’den öğrendi
Çocuk yaşta evden kaçıp Amerika’ya gitmeye kalkacak kadar sinemaya tutkun olan Tunç Başaran, yazar annesi Pakize Başaran’ın Memduh Ün ile tanışıklığı sayesinde kendini setlerde buldu. Dört yıl yanında çalıştığı Ün’den sinemayı öğrendi. Türkiye sinemasının büyük ustaları Lütfi Akad, Halit Refiğ ve Atıf Yılmaz’ın asistanlığını yaptı. Ancak siyasi ve kültürel konjonktürün değişmekte, film endüstrisinin de ekonomik açıdan sarsılmakta olduğu dönemde kendi biçemini oluşturmadan önce piyasaya uyum sağladı. İlk filmleri arasında Murtaza’nın Yeni Gerçekçilik akımını andıran yaklaşımı, özenli siyah beyaz sinematografisi ve etkili oyunculuklarıyla yeri başkadır. Orhan Kemal’in ünlü bekçi karakterinin en iyi beyazperde uyarlamasıdır bu film.
Tunç Başaran sinemasında böyle bir yoldan ilerle-ye-medi. Her türde film çekerek, o dönemde tercih edilen Fransızca sıfatıyla tipik bir Yeşilçam ‘rejisör’ü oldu. Ancak yetmişli yılların sonu ve seksenli yılların başında, piyasa koşullarından memnuniyetsizlik duymasıyla birçok başka sinemacı gibi inzivaya çekildi. Dönüşünde ise sinemamızdaki yenilenme çabalarının ve yönetmen sinemasına doğru gelişimin iki önemli örneğini verdi. Biri ve Diğerleri ve Uçurtmayı Vurmasınlar. İlki kent kültürü, sınıfsal çelişkiler ve insan ilişkilerine dair lirik bir çalışma, diğeri ise sinemamızın en iyi filmlerinden biri. Bugün de çok önemli bir sorun anneleriyle birlikte hapishanelerde yaşamak zorunda kalan çocukların trajedisi… Feride Çiçekoğlu’nun senaryosu siyasi mahkumlarla adi suçlardan hüküm giyenlerin buluştuğu bir kadın cezaevindeki koşulları ve ilişkileri izleyenin içine işleyen bir özgürlük duyguyla doldurur bu filmde.
Kendi de edebiyat öğrenimi görmüş olan Tunç Başaran, uyarlamaları tercih eder çoğu zaman. Kemal Demirel’in Evimizin İnsanları romanından uyarladığı Piano Piano Bacaksız 1940’lı yıllarda Avrupa’da 2. Dünya Savaşı sürerken bir konağın odalarını paylaşan yoksulların hayatını konu alan mizah ve umut dolu bir filmdir.
Sinema Bir Mucizedir bir dönemin kapanışının işaretiydi
Ayla Kutlu’dan yaptığı Sen de Gitme Triyandafilis ve Ayşe Nil’den yaptığı Kaçıklık Diploması uyarlamaları sosyo-politik arkaplanları belirgin, ama dönemin yapım koşullarından dolayı çekilmeleri gerektiği gibi çekilememiş iyi niyetli çabalardı ve her şeye rağmen iz bıraktılar sinemamızda. Sonraki çalışmaları da bekleneni vermedi. Ustası Memduh Ün ile birlikte Ülkü Tamer’in Alleben Öyküleri’nden uyarladıkları, başrolü Kadir İnanır’ın bütün karizmasıyla üstlendiği Sinema Bir Mucizedir nostaljik bir film olmaktan öteye gitmedi. Sanki bu filmin duyarlığı bir dönemin kapanışının, bir kuşağın tükenişinin işaretidir ölümlerinden çok önce…
Yeşilçam rejisörlüğünden Türkiye sineması yönetmenliğine geçişi simgeleyen isim olarak Tunç Başaran’ı uğurlarken hayal ediyorum ben de bir perde üzerinde Ayhan Işık ile Belgin Doruk’un otomobilin kapısını açmış onu beklediğini… Aytaç Arman ile bir tek atıp bilardo oynadıklarını. Uçurtma uçurduğunu hapishanedeki çocuklar görsün diye…
İLGİLİ HABERLER
Yönetmeni oynayan aktörün yönetmeni: Abbas Kiarostami güle güle