GQ dergisinin Men of the Year Partisi’nde güzel bir ortam, güzel insanlar ve güzel içecekler vardı… Bir insan daha ne ister!
Her hafta, her salı Hasköy İplik Fabrikası’na gitmek farz oldu gibi…
GQ Dergisi’nin Men of the Year Partisi’ne katılmak üzere bir salı gecesi daha Hasköy İplik Fabrikası’ndayım…
Yoldaki trafik sıkışıklığından kalabalık olacağı belli olan partiye siyah takımımla giriş yapıyorum.
Tabii ki ismim listede ancak ismim sorulmadan içeri giriyorum.
Siyah tonların hakim olduğu gecede karşıma ilk çıkan Sevgili Tuba Ünsal ve hemen karşısında Micheal Hall, nam-ı diğer DEXTER MORGAN! Seri katil İstanbul’a gelmiş, aman dikkat diyorum kendi kendime… Tuba’cım sağ olsun tanıştırıyor beni. “Nice to meet you” diyerek hemen ayrılıyorum ortamdan, korkumdan olsa gerek konuşmak istemedim…
Güzel bir ortam, güzel insanlar ve güzel içecekler! Bir insan daha ne ister!
Doğuş Medya’nın CEO’su Cem Aydın ve CFO’su Ahmet İren’i görüyorum. Ahmet İren mükemmel ötesi smokiniyle dolanıyor.
Orhan Gencebay ile tanıştırılıyorum. Batsın Bu Dünya‘nın ezgileri kulaklarımda… Ferit Şahenk tam anlamıyla beyefendi; Gencebay ile beraber bütün gece.
Sıra ödül törenine geliyor, konuklar yerini alıyor. Ödüller verilmeye başlandı… Vs. vs. vs…
En iyi yönetmen ödülü, iki kişiye gidiyor: Mehmet Binay ve Caner Alper’e. Birden konuşmaya başlıyorlar. ”Ödülün Türkçesini söylemek gerek. ‘Yılın En İyi Erkekleri’ Bildiğiniz gibi biz gay’iz!” Zenne filminin başarısından ötürü alınmış bir ödülü ”gay’lik” ile taçlandırarak saçma sapan, paye elde etmeye çalışmaları… Bence gerçekten iğreti bir durum… Sevgili arkadaşımız Ahmet Yıldız’ı tanırlar mıydı bilemiyorum ama hala katili bulunmamış bir insanın, yarım yamalak filmini çeken bu iki sevimsiz ötesi insanın geceden istediklerini elde ettiklerine kesinlikle eminim!
Sonrasında parti başlıyor.
Çok “chic” olan ortamlarda eğlenilmez düsturuyla hemen ortamdan ayrılıyorum.
Haberler… Haberler… Haberler…
