A password will be e-mailed to you.

Sanat tarihçisi ve akademisyen Pepe Karmel, Pablo Picasso’nun ölümünün 50. yılında yayınladığı yeni kitabında Picasso’nun sanat anlayışını, görsel dilini ve modern sanat üzerindeki etkisini inceliyor. Kendisine ulaştığımız Karmel, “Looking at Picasso” isimli kitabını Sanatatak okurları için özetledi.

Kitabında Picasso’nun biyografisinden ziyade, sanatına odaklanmayı amaçladığını söyleyen Karmel, altı bölümden oluşan kitapta Picasso’yu yakınlaştığı sanat akımları ile anlamaya çalışıyor: 

“Picasso’ya Bakmak kitabımın amacı, dikkatleri Picasso’nun biyografisinden ziyade sanatına yeniden çekmek. İlk bölüm olan ‘Life’, Picasso’nun kariyerini ve aşklarını özetliyor, ancak bundan sonra bu tarihçelere yalnızca gerekli olduğunda başvuruyorum. Sonraki bölüm olan ‘Symbolism’, resimlerinin modern kentin kenar mahallelerindeki yaşamın melankolisini çağrıştırdığı Mavi ve Gül Dönemlerini inceliyor. Picasso bu dönemlerde biçimi bozmanın ve hatta belirsizliğin sanatın duygusal gücünü artırabileceğini keşfetti. Bana göre, Les Demoiselles d’Avignon bu sembolist dönemin bir sonucu. Mavi Dönemin melankolik fahişeleri kıyafetlerinden sıyrılmış bir şekilde yeniden ortaya çıkıp izleyicilerle yüz yüze gelir. Picasso, belirsizlik yerine arkaik Yunan ve Afrika sanatının grafik üsluplarını kullanarak ötekileştirilmiş kadınların gücünü arttırıyor.” 

Kübizmin şekillenmesinde iki tarih

Pablo Picasso, Ayna önündeki kız, 1932

Karmel, ‘Cubism’ başlıklı bölümde ‘yirminci yüzyıl sanatındaki en büyük devrim’ olarak tariflediği döneme yer veriyor. Bu noktada kübist anlayışın şekillenmesinde Picasso için iki tarih karşımıza çıkıyor: 1908’de ‘katı formu daha da keskinleştirmek için geometriye yönelmesi’ ve 1910’la beraber ‘yüzeyli figürlerin dağılmaya başlaması’… Picasso’nun Rönesans perspektifinde farklılaşmaya yol açtığı bu dönem, üç boyutluluğun da gelişmesini sağlıyor. 

Karmel şöyle devam ediyor Kübist dönemi anlatmaya: 

“Picasso çok geçmeden tek tek düzlemlerin renklerle, dokularla, yazılarla ve hatta ödünç alınmış imgelerle kaplanabileceğini, izleyicinin hayal gücünde geleneksel bir figür veya sahneye dönüşmek yerine bağımsız olarak da bir arada var olunabileceğini keşfetti. Birbirinden farklı unsurların bu şekilde yan yana getirilmesi, modern ve çağdaş sanatın ortak dili (lingua franca) olarak kolajın icadına yol açmıştı. Picasso’nun üst üste binen düzlemleri bilgisayar ekranlarının grafik ara yüzlerinde de varlığını sürdürmektedir. Kübizm anlatıları genellikle 1914’te sona erer, ancak benim tartışmam Picasso’nun natürmortlarına yeni duyusal renkler ve dokular kattığı 1920’lerin ortalarına kadar uzanıyor. Picasso bu döneme kadar, aynı anda birden fazla tarzda çalışıyordu. Onun gelişimini yıl yıl takip etmek yerine, her bir üslubun evrimini ayrı ayrı izliyorum.”

Formdaki değişimler

Sandalyede Dora Maar, 1939

Yöntem olarak Picasso’nun dönemlerini yıl aralıklarına sıkıştırmak yerine formdaki değişimlere ve bu değişimlerin birbiriyle etkileşimlere bakan Karmel’in kitabında üzerinde durduğu bir diğer dönem ise sürrealizm: 

“Surrealism’ başlıklı dördüncü bölüm, Picasso’nun ‘gerçeklikten daha derin, daha gerçek bir benzerlik’ dediği şeyi yaratmak için Kübizmin doğasında var olan tuhaflığı nasıl kullandığını gösteriyor. 1920’lerin Kübizminin yuvarlak formları, şişkin uzuvlara ve yanlış yerleştirilmiş özelliklere sahip figürlerin imgelerine yol açtı. Genellikle “canavarlar” olarak anılan bu resimler, bana Picasso’nun insan bedeninin metreler yerine santimetre yakınlığında görüldüğünde neye benzediğini ifade etme çabasının sonuçları gibi geliyor. Aynı yıllarda Picasso doğrusal geometriyle oynayarak soyut piramitlere ya da takımyıldızları haritalarına benzeyen figürler ve natürmortlar yarattı.” 

Pepe Karmel

Karmel, modernizmde radikal bir yenilik olan sürrealizmin, çağdaş sanatta yeterince yankı bulamasa da yeniden canlanmaya hazır olduğunu düşünüyor. Looking at Picasso’nun bir diğer alt başlığı olan ‘Classicism’de ise Picasso’nun antik Yuna ve Roma sanatından esinlendiği, ellerin ve uzuvların şişirilmesiyle farklılaşan insan bedeni imgesine çoklu dönüşlerinin izi sürülüyor:

“Picasso’nun tarihsel imaları, ‘klasisizmin’ kültürel özgüllüğüne dair faydalı bir hatırlatma sağlıyor. Çıplak insan bedeni İslam sanatında yoktur ve Doğu Asya sanatında da neredeyse hiç yoktur. Güney Asya ve Afrika sanatında stilize biçimlerde görülür. İdealize edilmiş ama görünüşte doğal olan çıplak beden imgesi yalnızca Batı sanatında ve orada da Ortaçağı atlayarak yalnızca antik dönem, Rönesans ve modern sanatta görülür. Picasso’nun ‘klasisizmi’, saflık ve duygusallığın bu tuhaf bileşimi üzerine uzun süreli bir tefekkür olarak görülebilir; bu tema modern fotoğrafçılık tarafından sahiplenilmiş gibi görünüyor.”

Picasso’nun inancı ve Akyavaş’ın tuvali

Erol Akyavaş, The Glory of the Kings, 1959

Karmel, “War and Peace” başlıklı son bölümde ise Picasso’nun 1930’ların sonundan 1973’teki ölümüne kadar yaptığı çalışmalarda şaşırtıcı bir çeşitliliğe sahip olan üsluplarına bakıyor: 

“Bunların en çağdaş olanı muhtemelen 1948 tarihli The Kitchen gibi resimlerin ‘işaret dilinde’ bulunur. Burada, nokta ve çizgilerden oluşan düzleştirilmiş bir kafes, resmin yüzeyi boyunca uzanarak mevcut alanı kayıp bir dilin harfleri gibi konfigürasyonlarla doldurur. Picasso’nun sanatın bir yazı biçimi olduğuna dair inancı, Erol Akyavaş’ın 1959 tarihli The Glory of the Kings (The Museum of Modern Art, New York) adlı tuvalinde ve Nicene Kossentini ile Pouran Jinchi’nin çağdaş resimlerinde yankılanır. Picasso’nun çalışmalarının her yönü doğrudan çağdaş sanatla konuşmuyor. Ancak ilham kaynağı olmaya devam eden şey, onun durmak bilmeyen yaratıcılığı… Alman eleştirmen Carl Einstein’ın 1931’de yazdığı gibi, Picasso’nun sanatı ‘bilincin sürekli genişlemesi’dir ve ‘İnsanlığın ve dünyanın her gün insanın kendisi tarafından icat edildiğini’ gösterir.”

Karmel, Einstein’ın da Picasso için söylediği ‘bu çağın ne kadar özgürlüğe sahip olabileceğinin bir sembolü olduğu’ sözüne yer vererek kitabının da bu özgürlüğün bir kutlaması olacağını ekliyor.  

Daha fazla yazı yok
2024-12-22 07:05:48