A password will be e-mailed to you.

Kasım ayında  Paris’teki fotoğraf cümbüşünü Sinem Yörük yazdı.

İşte yine aylardan Kasım ve fotoğraf dünyasının aktörlerinin ve severlerinin bir araya gelmek üzere Paris’e göçü başlıyor. Paris, fotoğraf ayı ile denk gelmesinden dolayı tam bir fotoğraf cümbüşüne dönüşüyor. Paralel etkinlik gibi adlandırılabilecek çok fazlasıyla sergi, fuar ve konuşma gerçekleşirken, hepsine yetişmek derdine düşmemek için yine seçici olmak gerekiyordu.

 

Özellike öne çıkan iki sergi en başta olmak üzere;

Garry Winogrand’in Jeu de Paume’daki retrospektifi iki kez görmeye değecek kadar iyiydi. Bir yandan 50’li ve 80’li yıllar arasında çekmiş olduğu ve Amerikan hayatını tüm çıplaklığı ile ortaya koyan ftoğrafları, ironik bir mizahı bir şekilde bize yansıtıyor. Ani ölümünün ardından geride bırakmış olduğu, kendisinin görme fırsatı olmadığı, yıkanmamış ve dolayısıyla gün yüzü görmemiş 6500 makara filmden birçok kare’yi basılı olarak görmek de mümkündü. Bildiğimiz tanıdık kareler haricinde bir o kadar da ikonik olanları yanyana görmek için ayrı bir fırsat, Şubat 2015’e kadar devam eden sergiyi kaçırmayın derim.

 

İkincisi ise Fondation Henri Cartier-Bresson’daki William Eggleston’un “From Black and White to Color” sergisi oldu. 70’li yılların renkli Amerikan fotoğrafının öncülerinden olan ve özellikle derin kırmızı ve mavilerin olduğu ‘dye transfer’ baskı tekniğini (ki şu anda yapılamıyor) kullanan Eggleston’un siyah beyazlarının da vuruculuğunu görmek şaşırtıcıydı. Özellikle fotoğraf tarihindeki yerini, dönemin siyah beyaz kuşağına inat renkli öncüleri olarak edinmiş olmasından mı yoksa katmanlardaki tüm renk skalasını görme içgüdüsünü mü harekete geçirdiğinden bilemiyorum ama kesinlikle renkli nasıl farklı olurduyu sürekli sorgular buldum.

 

Fuara geri dönecek olursak klasikten çağdaş fotoğrafa uzanan geniş yelpazesindeki kusursuz eserleri bu yıl yaklaşık 60.000 kişinin ziyaret ettiği fuara 35 ülkeden toplam 143 galeri katıldı. Türkiye’den tek başvuran galeri, Galeri Zilberman, Şükran Moral’ın solosu ile yer aldı.

 


Yine klasik isimlerin fazlasıyla yer aldığı fuarda bu yıl en çok dikkatimi çekenler arasında Amerika’dan çok Avrupa’lı ve ötesinde Ortadoğulu öne çıkan sanatçılarının işleri yer aldı. Genç Alman sanatçı Sebastian Reimer solo olarak ilk kez fuarda yer aldı. Fotoğrafın malzemesiyle fazlasıyla uğraşıyor, geçmiş döneme ait bulmuş olduğu bir çok fotoğrafın orijinal sahiplerinin kullanımını tekrar ele alarak döküman niteliğinin ötesine taşımak için çabalıyor ve başka şekilde yorumlayarak önümüze koyuyor. 2013 Abraaj Group Sanat Ödülünü almış olan Hrair Sarkssian göç, zulüm ve aidiyet sorunlarının üzerine gittiği “Unexposed” serisinde 1915 Ermeni soykırımından kaçmak için din değiştiren bir neslin, ancak evlerinde kendileri olabildikleri ve bu gerçek kimlikleriyle kendilerini karanlığın gölgesinde portrelemiş. Çok genç olan Benjamin Mouly ise rastgele hikayeler ile deneyimlediklerini, farklı zaman dilimlerinden olsa dahi fotoğraflarını biraraya getirdiğinde yeni bir gerçekliği ortaya koyuyor; ilginç olan ise bunu çerçevenin dışına taşıyarak yapması. İsveçli Lina Scheynius ise etrafındaki yakınlarını ve kendisinin özelini gösteririken hiç çekimser olmadığını, tasadüfi gözlemlerini ve dikizlemelerini açık yürekle ortaya koyarken işlerdeki hamlığı (rawness) direkt hissediliyor. Öte yandan kurgulanmış fotoğrafındaki son yıllarda popülaritesi devam eden old master resimlerine özellikle Barok ışığındaki nature mort ve figuratif göndermeler fazlasıyle yer almaya devam etti. Ancak aralarından Yoram Roth, özellikle çerçeve içerisinde çerçeve kullanımı ve bu geçişlerin arasında mat ve parlak kağıdın birlikte kullanımı ile diğer örneklere göre güncelleştirmesi dikkat çekti. Tekrar fotoğrafından oluşan ve taklide dair çalışmalarıyla bilinen Bruno V. Roels’in son kolajı ise 100 adet baskılı eseriydi. Yine tekrar kompozisyonlar üzerine tüm çalışmalarını adamış olan Jan Wenzel’in Polaroid kompozisyonlarına benzer görüntü veren ancak Polaroid yerine photobooth kabinlerinden çıkan strip (şerit) fotoğafları ile çalışarak obje portreleri oluştuyor.


Fuarda ayrıca 2014 yılında kaybettiğimiz fotoğrafçılardan, Lucien Clergue, Lewis Baltz, David Redfern, Alfred Wertheimer, Ray K. Metzker, Rene Burri’nin de işlerini galeri stantlarında görmek bu yıl biraz burukluk yarattı.

Paris Photo’nun açılış gecesinin ilerleyen saatlerinde  Musée d’Art Moderne’de gerçekleşen prestijli Prix Pictet Ödülü partisinde yeni ödülün temasi  “Disorder” (Karmaşa) olarak açıklandı. Bu temaya göre bir sonraki ödül için başvurular bu yönde olacaktır.

 

Özellikle son dönemde koleksiyon değeri hızla yükselen sanatçı kitapları yani photobook’ların da standları hayran oldukları sanatçılarına yakın olma fırsatı veren kitap imzalamaları ile kuyruklar halinde dolup taşıyordu. Photobook Ödülleri ise, Birinci Kitap ödülü “Hidden Islam” ile  Nicolo Degiorgis,  bu yıl ilk kez verilen Yılın Katalog ödülü “The Production of Happiness” ile Christopher Williams, Yılın kitabı ise “Imaginery Club” ile Olivier Sieber’e gitti.

 

 

 

Daha fazla yazı yok
2024-11-02 15:30:52