Çıkmaz Sokak, Şahabeddin Süleyman tarafından yazılan 1909’da tefrika edildiğinden ve 1911’de kitap olarak basıldığından bu yana hiç oynanamamış yahut oynanmasına hiç izin verilmemiş lezbiyen bir ilişkiyi konu edinen tiyatro metni. Aynı zamanda Osmanlı’da lezbiyenlik üzerine yazılmış ilk oyun.
Çıkmaz Sokak’ta, 1907 yılında Şişli’de sarayda üst düzey görevli yaşlı ve zengin iki erkek kardeşin beraber yaşadığı konakta geçen olaylar anlatılır. Kardeşlerden biri genç ve güzel bir kadınla evlenir, ancak kadın başka bir kadına âşıktır ve sevgilisini konağa getirip onunla rahatça görüşebilmek için konaktaki diğer beyin sevgilisiyle evlenmesine ön ayak olmuştur. Bu sayede iki kadının ilişkisi gizli kapaklı devam ederken kadınlardan biri bu sefer başka bir kadına âşık olur… Aldatılan kadının girdiği kıskançlık kriziyle bunun ekseninde gelişen çeşitli entrikalar ve sonunda karısının “sevici” olduğunu öğrenen yaşlı kocanın dramı anlatılır.
Kitapta lezbiyenlik, “erkeklerle yaşanamayan cinsel ilişki” yüzünden tercih edilen bir durum olarak ele alınmıştır:
“Refika: (bîmecal) Evet, itiraf ediyorum: Ben Cavide’yi seviyorum (ağlamaya başlar) Onun yerine bir erkek de sevebilirdim. O zaman Paşa’nın namusu ne olurdu? (daha ziyade ağlar) Bizim ne kabahatimiz var? Kabahatimiz kocalarımızda… Taze, genç kızları ihtiyar kollarının arasına alıyorlar! Şüphesiz? Biz gençliğimizi, hararetimizi, kalbimizi onlara vakfedemeyiz… Onlar ihtiyar; biz genç… Zaten kalbimizde sevmek, sevilmek için büyük bir ihtiyaç var… Biz bu maya ile onların muhitine düşüyoruz… Onları sevmiyoruz, tabii o zaman arıyoruz… Bir genç erkek üzerinde tevakkuf ediyoruz… Fakat onunla görüşmek o kadar güç ki, bu kadar müşkülata maruz kalmaktansa…”[1]
Görüldüğü gibi kadın karakter kendi savunmasında “namus” vurgusu yaparak gençliğinin ve güzelliğinin esiri olup kocasını bir erkekle aldatmaktansa bir kadınla aldatmanın daha “anlaşılır” olması gerektiğini söylüyor.
Şahabeddin Süleyman’ın bu metni yazdığı yıllarda eğer bir tiyatro söz konusu ise “bu halkı eğitmek için aynı zamanda da ahlaka aykırı olmayacak şekilde” yapılmalıydı. Kitabın basıldıktan sonra eleştiri oklarının hedefi olduğunu “ne kadar ahlaka aykırı” bulunduğunu tahmin etmek hiç de zor değil. Öyle ki yazar, bu kitaptan sonra Vefa Lisesi’ndeki Fransızca öğretmenliği görevinden uzaklaştırıldı ve uzun bir süre işsiz kaldı.
Dönemine göre cesurca atılmış bir adım…
Çıkmaz Sokak her ne kadar son derece ataerkil ve heteroseksist bir bakış açısının ürünü olsa da yazıldığı dönem göz önünde bulundurularak “kutsal aile” değerlerini yerle bir edecek meseleye, “sevici”liğe değinmesi bakımından cesurca atılmış bir adım sayılabilir…
Bugünden bakıldığında Çıkmaz Sokak’ın sansürünün hâlâ devam ettiğini söyleyebiliriz. Çünkü 2009 yılında Tiyatro Boyalı Kuş’un okuma tiyatrosu şeklinde sahnelemesi haricinde Çıkmaz Sokak henüz oynanmamıştır.
[1] Agora Kitaplığı, İstanbul, 2012.