Gaye Boralıoğlu’nun hikâyeleri diken batmasına benzer bir sızı bırakacak yüreğinizde…
Bazı yazarlar vardır. Aileden biri gibidir. Kendinizi onlara çok ama çok yakın hissedersiniz. Ablanız, ağabeyiniz, kardeşiniz kadar yakın. Metinlerindeki kurguya, inceden ördükleri o benzersiz dile, hikâyelerine sızan derin hüzne hayran kalırsınız. Okudukça bir bağ oluşur aranızda. Hikâyeci, senarist Gaye Boralıoğlu benim için böyle yazarlardan. Seçebilseydim ablam olmasını isterdim belki de. Çocukken sokakta oynamak için patır patır indiğimiz merdivenin başında durup bana göz kırpan, büyüklere ispiyon etmeyen, hiç ama hiç bilgiçlik taslamayan, bilge ve incelikli işlerin ustası bir abla…
‘’Hepsi Hikâye’’, ‘’Aksak Ritim’’, ‘’Meçhul’’…Gaye Boralıoğlu’nun kitaplarının sadık takipçisi olarak ilk kitabı ‘’Hepsi Hikâye’’nin bende apayrı bir yeri vardır diyebilirim. Şimdi ise bu özel yerin yeni sahibi, yazarın İletişim Yayınları’ndan çıkan son kitabı ‘’Mübarek Kadınlar’’ oldu.
13 öyküden oluşan kitabın esas kahramanları kadınlar… Toplumun en dibindeki, çeperin en kenarındaki, kara deliğin içindeki kadınlar. Hayatın hiç ama hiç cömert davranmadığı, feleğin sillesini vurup geçtiği, şu dünyadan alacakları bir hayli birikmiş kadınlar.
Kimisi ömrünü tavuk ditmeye vakfetmiş, hayatı boyunca sadece ‘’Pilavcının Karısı’’ olmuş; kimisi sinemanın tuvalet bekçiliğini yapmaktan iflahı gerilmiş; kimisi Güneydoğu’daki savaşa bir bacağını veren sevdiceğine kendinden bile vazgeçecek kadar âşık kadınlar…
Böyle hikâyeler ne çok aslında yanımızda yöremizde. Gaye Boralıoğlu ustaca ördüğü metinlerde kadınların içlerine gömdükleri acıyı görünür kılıyor. Belki de şunu sorgulamamızı istiyor aslında; dünyada bu kadar acı varken nasıl hala mutlu mesut olduğumuza inandırabiliriz kendimizi?
Kitabın vurucu hikâyelerinin başında ‘Koparmabeni’ nin geldiğini söylemem lazım. Cesaretini babasının masallarında bulup sonra yıllar sonra, cezaevindeki görüş gününde, yine onun gözlerinde kaybeden bir genç kadının hikâyesi bu. Ve sonra ‘’Pepuk Kuşu’’…Geçtiğimiz yıllarda Metis’ten çıkan, Murathan Mungan’ın derlediği, olağanüstü ‘’Bir Dersim Öyküsü’’ kitabındaki ‘’Pepuk Kuşu’’. Boralıoğlu bu öyküsüne ‘’Mübarek Kadınlar’’ kitabında da yer vermiş. Hikâyede anlatılan Dersim’in nice kayıp kızından biri olan Xece ninenin yıllar, çok yıllar sonra gerçek kimliğiyle buluşmasının hüzünlü hikayesi ‘Pepuk Kuşu’’. Ve hemen ardından gelen öyküde ‘Güneş’in yani genç bir kadın olan ‘Arev’in katıldığı şarkı yarışmasında söylediği Ermenice ninniyle anlı şanlı jüriyi şaşkına çevirmesi…
Netice-i kelâm, bu kadınlar ‘’Mübarek Kadınlar’’ . Gaye Boralıoğlu’nun hikâyeleri diken batmasına benzer bir sızı bırakacak yüreğinizde…