Sanat dünyasındaki nick’ler eğer troll değilse fazlasıyla verimli… Sayılarının artması dileğiyle.
Sanat dünyası dar bir dünya aslında… Her zaman da öyleydi. Sanatçı, eleştirmen, gazeteciler, galeriler, menejerler ve de burjuvazi… Tabii bohemin arıza enerjisi… Paris, Londra, New York ya da İstanbul farketmiyor. Cürmünden fazla ağırlığı olan küçük bir çevreden bahsediyoruz. Elbette bu dar fauna 18. yüzyıldan sonra Romantizmin biriciklik, deha, oyun, kutsal yalnızlık, iç dünya gibi mitleştirilmiş bir yoğunlukla rekabeti ve bunalımı pekiştirecektir. Yani rekabet, kıskançlık, bireycilik ve eşşizlik miti sanat dünyasının bir istisnası değil “kurucu” unsurudur. Yani bir arızaya indirgenemez. Bir cangıla dönen insani fauna… Ve en yakın dost alkol… Dolasıyla karşılaştırmanın, rekabetin, kavganın ve de dedikodunun bol olduğu bir dispositive (tertibat-alan)’den bahsediyoruz. Sanat ve sanatçılarla biraz zaman geçirmek bu söylediklerimi fazlasıyla deneyimlemenize neden olacaktır. Az veya çok; ama asla istisna değil! Sözü sosyal medya ve troll hesaplara getirceğimi anladınız sanırım. Başta Facebook ve Twiter’ın potansiyelleri ve hayatımızda yaptığı radikal değişiklikler üzerine çok lafa lüzum yok. Onlarsız tek günümüz geçemez artık. Sürekli bir akış ve savunma hali içinde arayüzeylere dönüşmüş durumdayız.
Evet, alan bu kadar dar, dinamik ve yoğun olunca, sanat alanındaki sosyal medya atmosferi yoğun ve gerilimli oluyor. Bu alanda tonlarca nick kullanan hesap var… Genelde araç ya da sanat tarihi referanslı isimlere ya da İngilizcesi deforme edilmiş sıfatlara sahip hesaplar bunlar. Bir bakıyorsunuz dadababa diye tamamen atıyorum bir hesap ekleyiveriyor sizi. Ortak arkadaş listesi neredeyse Türkiye’nin sanatçı listesi sayılabilir… Öncelikle sessizce izliyor sizi. Paylaşımlar ve yorumlarınızı gözden geçiriyor. Hatta bazen nazikçe sohbet penceresinden size bir öneride bulunabiliyor. Eğer eleştirmenseniz genelde üstü örtük ihbarlar ya da “tetikçilik” talebi…. İşte şu sergi berbat bence ya da şu ressam, bir de siz gezseniz sergiyi gibi “masum” istekler bunlar… Eğer cevap vermemisseniz yandınız. İki gün sonra herhangi bir paylaşımın altına öyle bir yorum yazıveriyor ki, gel de muhatap ol. Ben genelde siliveriyorum. Özellikle sözünü sakınmayan bir eleştirmenseniz, bu “tetikçilik” talebinin bir numaralı muhatabına dönüyorsunuz. Örneğin bu nick sahibi geçmişte bir sanatçıyla bir problem yaşamışsa, bıkmadan bu sanatçıyı hedef gösterebiliyor size. DM’den yürümek…
Elbette ben bütün nick sahiplerini itham etmiyorum. Daha çok troll kavramı altında değerlendirebileceğimiz bir eğilimden bahsediyorum. Yoksa kamusal kaygıları olan nick’ler gayet verimli ve keyifli de olabiliyor. Bir tür isimsiz anonim isimlere dönüşüyor. Onların üstünden sanat dünyasının ritmini tutmak keyifli ve öğretici oluyor. Ya da müthiş bir birikim ile paylaşımda bulunan, sanat tarihini hallaç pamuğu gibi atan hesaplar da var. Takip etmesi hayli öğretici oluyor. Örneğin Celine Symbiosis bu tür nicklerden. Geçmişte benzerişler hesabı da çok verimliydi; ama şimdi yok ortalıkta. Tabii efsane hesap Sanatberbat’ı unutmamak gerekiyor. Gerçekten tek başına bir mecraya dönüştü hesap. İlk bakılan nicklerden oldu… Ben öyle yapıyorum mesela… Sanatberbat, cesur, lafını sakınmayan bir dile sahip. Fakat bu saygı çerçevesini aşmıyor. Yani hiçbir zaman troll kategorisine girmedi. Çünkü yukarıda bahsettim. Bu dünya dengelerin ve risklerin olduğu bir dünya. Elbette herkes kendini açık etmek zorunda değil. Bu gizlilik bir insan hakkına giriyor. Elbette herkes adını koymak zorunda değil. Etkili bir anonimlik “herkes” oluyor zaten. Yalnız benim açımdan bir sorun var. Nerden çıktıysa bu hesap ben sanılıyorum bazıları tarafından. Galiba açık sözlülük dolayısyla bu bağ kuruluyor. Oysa böyle bir şey yok! Onun dili ve benim ki çok farklı… Benim kafamdaki profili şöyle kısaca: Galiba 1980 ve sonrası doğumlu, yabancı dili iyi, kolejli de olabilir… Biraz ekşisözlük, zaytung kuşağından… Hani Gezi dolayısyla bol bol tartıştığımız ironik nesilden… Son söz: nickler eğer troll değilse fazlasıyla verimli… Sayılarının artması dileğiyle.