Gazeteci yazar Vivet Kanetti Uluç’u, izlediği ‘Başbakan ile taşeron işçi konuşması’ videosu, bambaşka bir yere sürükledi, sanat tarihinin hala yazılmayan bir şahsiyetine… Önemli bir efsane sanatçıya, Aktedron Fikret’e…
Türkiye sanat tarihlerinde bahsi pek geçmeyen Aktedron Fikret (Fikret Andoğlu) Ömer’in gözünde, resimleriyle bir hayli öncü (bunu birçok söyleşinde vurgular), şahsiyet olarak da büyük bir Beyoğlu dandy’siydi.
Az beslenen, sırtında hep bir kirli beyaz trençkot, dostları ziyarete geldi mi içki mezesi olarak tabak içinde iki adet sardalya eşliğinde tek salatalık sunan, kültürlü, zeki, sarkastik, gayet karmaşık libidolu ve bir gün banyo küvetinde bilekleriyle şah damarına jilet vurarak hayatına son verecek bir dandy…. (Ekşisözlük’teki Aktedron Fikret maddesinde Ece Ayhan’ın ve Ümit Bayazoğlu’nun önemli yazılarını okuyabilirsiniz).
Ömer Uluç’un, Aktedron Fikret’le alakalı aktarmayı sevdiği anekdotlardan biri şöyleydi: Bir dostuyla İstiklal Caddesi’ni arşınlarken sanata meraklı şık bir hanımefendi çıkar karşılarına. Ayaküstü bir merhabalaşma, ardından dostu, Aktedron Fikret’i kadına tanıştırır:
“Ressam Fikret Andoğlu.”
Sanat meraklısı hanımefendisi Aktedron Fikret’i tepeden tırnağa süzdükten sonra hayretle sorar:
-A siz de mi ressam mısınız?
-Evet, öyleyim.
– Ne gibi resimler yapıyorsunuz acaba, doğrusu çok merak ettim… Görmek mümkün müdür?
-Elbette.
-Nerede görebiliriz resimlerinizi?
– Bir gün atölyeme buyurun… Beklerim.
– Sizin atölyeniz de mi var??!
-Evet. Telefonumu yazayım, gelmeden bir telefon açarsınız memnun olurum.
İstanbul hanımefendisinin artık çenesini hayretten iyice düşerek:
-Sizin telefonunuzu da mı var??! Nereden nereye…
Sabah twitterda izlediğim Başbakan-taşeron işçi videosu, işte aldı beni böyle bambaşka yerlere sürükledi. Bambaşka ama gene de ne kadar aynı…