Aziz İstanbul sergisi, 24 Mayıs–12 Kasım 2023 tarihleri arasında Galata Rum Okulu’nda ziyarete açılıyor. Serginin küratörlüğünü Dr. Fani-Maria Tsigakou ve Hülya Bilgi üstleniyor. Restorasyon sonrası sergi ve etkinlik mekanı olarak yeniden açılan Galata Rum Okulu’nda 19yy ressamlarının İstanbul’u anlatan resimleri, açılış sergisi olarak tarihi önem taşıyor.
İstanbul’un gelişimi içinde tarihinin eskiliğiyle yeri olan ve şimdilerde turistik önem kazanan bölgesi Galata’nın en güzel binalarından biridir Galata Rum Okulu; görkemli, havalı. Aslında öyle çok eski değil, 1909 yılında yapılmış, 88’de yeterince öğrenci kalmadığı için kapatılmış. Bizden önce bu ülkede yaşamış, kendi ülkeleri saymış insanları, malları mülklerine, kollarındaki saatlerine kadar el koyarak, ellerinde bir tek valizle Yunanistan’a yollarsanız geride bırak öğrenciyi, yaşlı bile kalmaz. İstanbul’a ebruli rengini veren bu farklı kültürler, dinler, etnisiteydi oysa; Rumlar, Ermeniler, Yahudiler. Azala azala yok oluyorlar. Sanki şimdi farklı kimse yok mu? Var: mülteciler, göçmenler. Suriyeliler, Afganlar, Pakistanlılar, Türkmenler, Özbekler, Afrikalılar! Kendileri sömürüldükleri gibi bize de iyi bir şey katmıyor, kazanımlarımızı geri götürüyorlar.
Etkinlik mekanı
Galata Rum Okulu, öğrencisi kalmadığı gerekçesiyle 1988’de kapatıldıktan sonra cemaatin de elinden alınmış, 2012 yılında lütfedip geri verilmiş ve okul mezunlarından oluşan Galata Rum İlkokulu Vakfı tarafından kültür, sanat ve eğitim etkinliklerinde kullanılır olmuştu. Buradaki pek çok serginin ilk ziyaretçilerinden oldum. Benim mahallem. Mimarisi güzel, kapılarını açtığı etkinlikler, sergiler de öyle. Buranın yaşamasını, sanatla, gençlerle buluşmasını da çok önemsiyor, ön cephesinin kararmış taşlarını bile seviyordum. Restorasyon geçirip yeniden kapılarını açtığında da yine ilk ziyaretçilerinden oldum.
Ön açılışta gözleri dolu dolu konuşan Galata Rum İlkokulu Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Meri Komorosano, Athanasios ve Marina Martinos Vakfı’nın sponsorluğuyla restorasyonu Murat Tabanlıoğlu’nun yaptığını, inşaat şirketi olarak Koç Grubu şirketlerinden birini de seçince sergiyi de Sadberk Hanım Müzesi’yle ortak yaptıklarını anlattı. Meri Hanım, okulun son mezunlarından, açılışta buruk ama heyecanlı olması doğal. Restorasyon ve güçlendirme çok başarılı, sergi de İstanbul’un geçmişini gösterdiği için belgesel nitelikte ve nostaljik.
Aziz İstanbul
Serginin teması olarak Yahya Kemal Beyatlı’nın Münir Nurettin Selçuk tarafından bestelenip şarkı da olmuş bir şiirinden ilham alınmış: “Sana dün bir tepeden baktım Aziz İstanbul, Görmedim, gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer!” Sergilenen eserler, Athanasios ve Marina Martinos Vakfı koleksiyonlarından alınan, çoğu 18 ve 19 yy’da büyükelçilerin maiyetlerinde İstanbul’a gelmiş ve yaşamış Avrupalı sanatçıların İstanbul’u ve o dönemin yaşamını yansıttığı için adeta tarihi belge niteliğinde olan resimler. Galata’da henüz surlar var, kule bir değil, pek çok. Tepeler yemyeşil. Tophane’deki Kılıç Ali Paşa Camii ve önünde kurulan Pazar yeri masal tadında. Sarayburnu civarında yelkenli gemiler. Ve Altın Boynuz, Haliç. O dönemin kadınlarını temsil eden resimler, kıyafetleri, pozlarıyla sanki o dönemin instagram fenomenleri! Hadi ciddi olalım: Sadberk Hanım Müzesi koleksiyonunda yer alan, aynı dönemde İstanbul’daki atölyelerde kiliseler için imal edilen gümüş ve sedef eserler ise o dönemin dini sanatından örnekler sunuyor. Sergilenen resimlerin içinde 17. yüzyıldan iki adet çok nadir panorama önemli, 18. yüzyıldan iki yağlıboya panorama ve 19. yüzyılın ortalarına doğru yapılmış çizimlere dayanan üç taşbaskı panorama da serginin bonusu.
El ele vermişler
Bu etkinlikte güzel olan hepsi kültür sanat dostu grup ve vakıfların iş birliği. Rum İlkokulu, İstanbul’un simgelerinden, Tabanlıoğlu Mimarlık, AKM gibi güzel eserler kazandıran bir grup. Koç Vakfı ve Sadberk Hanım Müzesi’nin koleksiyonundan sergilenen eserler de bu grubun Gökçeada’dan tutun da Ayvalık, Cunda Adası’na farklı bir etnisite ve dinin eserlerine gösterdikleri saygının bir parçası. AMM Vakfını yeni tanıyoruz, onlar da öyle.
Dünyanın en güzel şehirleri diye nitelenen bütün şehirleri gördüm. Bizimki diye belki, ama İstanbul kadar güzel, İstanbul kadar farklı, çılgın, kozmopolit, şaşırtıcısı, büyüleyicisi yok. Elimizden gelen her ihaneti, kötülüğü yapmamıza, doğasını tüketmemize, hormonlu büyümesine, mimari felaketlere ve yıkımlara karşın hala güzel olması bunun en geçerli kanıtı! Evet, yaşaması, gezmesi, trafiği, pahalılığı, kalabalığı ve maalesef dilencileri ve kirliliğine katlanmak çok zor, ama işte zengin kültür sanat hayatı da var.
Gezmek için;
Salı-Pazar günleri 10.00-18.00 saatleri arasında ücretsiz ziyaret edilebilecek serginin adresi Galata Rum Okulu Kemeraltı Caddesi No: 49 Karaköy.