A password will be e-mailed to you.

“Sergide ilk on beş yılda yapılanlar sergilenirken açılan şeker fabrikalarının son dönemde tek tek kapatıldığını, savaştan yeni çıkmış bir ülkede bile Hıfzıssıhha Enstitüsü’nü kurarak aşılarını kendi yapan ülkeden pandemi döneminde Çin’den Almanya, ABD’den aşı bekleyen ülke haline düştüğümüz akıllara geliyor.”

Eminönü, bir zamanlar bankaların en önemli merkezlerinin olduğu mekandı. Türkiye İş Bankası’nın da, Yeni Camii’nin hemen arkasında beyaz mermerleri, iki katlı zarif mimarisiyle düğün pastası gibi şık bir genel merkezi vardı. Yıllar içinde İş Bankası büyüdükçe ofisleri de değişti. Genel Merkezi Ankara Kavaklıdere’de zamanının en büyük gökdelenlerinden biri olarak modern mimarisiyle dikkat çekerken Eminönü’ndeki bina da 2007 yılında müzeye dönüştü ve o günden bugüne pek çok güzel sergiye ev sahipliği yaparak 2 milyondan fazla kişiye kapılarını açtı.

F: Tolda İldun

22 Mart’ta bu müzede açılan “Yaşasın Cumhuriyet! Atatürk Döneminde İktisadi Bağımsızlığın İlk Adımları” başlıklı sergi, Cumhuriyetimizin 100. Yılında pek çok açıdan anlam yüklü. İş Bankası’nın kuruluş yılı da 1923, dolayısıyla bankanın da 100. Yılı. 2024, Cumhuriyetimizin 100. Yılı ve umutla beklediğimiz seçim sonuçlarından sonra yeniden doğuş, renovasyon olacak diye umut ediyoruz! Son 20 yılda tek parti ve tek adam rejiminin yaşattığı süreç, cumhuriyet kazanımlarının tek tek yok edilmesi, ilkelerinin terk edilmesinin yanı sıra ekonomik çöküntüye de yol açtı. Bu sergi, neleri kaybettiğimizi hatırlatmak değil adeta yüzümüze vuruyor: yerli ve milli sanayii yerine ithalata dayalı bir ekonomi. Tarım ve hayvancılıkta kendimize yetmek yerine köylerin boşalıp şehirlere taşınması ve bunun getirdiği işsizlik ve bir zamanlar Ortak Pazar diye adlandırdığımız AB’nin çiftçisi kasabı mı olacağız diye burun kıvırırken bugün hayvan yemi samanın bile ithalatına mecbur kalmamız! Sergide ilk on beş yılda yapılanlar sergilenirken açılan şeker fabrikalarının son dönemde tek tek kapatıldığını, savaştan yeni çıkmış bir ülkede bile Hıfzıssıhha Enstitüsü’nü kurarak aşılarını kendi yapan ülkeden pandemi döneminde Çin’den Almanya, ABD’den aşı bekleyen ülke haline düştüğümüz akıllara geliyor. Yani Atatürk ve silah arkadaşlarının kazandığı askeri ve siyasi zaferden sonra hedeflediği iktisadi bağımsızlıkla zaferden neredeyse iktisadi olarak tam bağımlılık! Enerjide bağımlısın, teknolojide bağımlısın, gıdada bile bağımlısın? TMO’nin siloları dolup taştığı için mercimekleri nereye satacağımızı şaşırdığımız günlerden bugün bakliyat bile ithal ediliyor. O günün hedefi olan insana yatırım, siyasi olarak eğitimli seçmen tehlike olarak görüldüğünden BÜ ve ODTÜ gibi en iyi üniversiteler bile ele geçirilip baltalanıyor.

Serginin açılışında konuşan Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Suat Sözen, sergiyi “Yaşasın Cumhuriyet Sergimizde; ardı ardına gelen savaşlardan sonra kurulan Cumhuriyetimizin ilk 15 yılının ruhunu, özetini, zorlu bir istiklal savaşının ardından siyasi bağımsızlığını kazanan bir ülkenin iktisadi bağımsızlığı inşa etmesinin ilk adımlarını göreceksiniz.” diye tanıtıyor.

Serginin küratörlüğünü İş Sanat’ın koordinasyonunda 20. yüzyıl Türk iktisadi ve sosyal tarihi, kurum ve girişimcilik tarihi konularında uzman olan Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyelerinden Dr. Murat Koraltürk yapmış. Tasarım ise Pattu Mimarlık’ın. Sergide tasarımın da çok başarılı olduğunu ve özellikle gençleri çok etkileyeceğini düşündüm. Videolar, fotoğraflar, belgeler ve eşyalar insan hikayeleriyle birbirini bütünlerken adeta Cumhuriyet’in ilk 15 yılına gidiyor, o heyecanı yaşıyorsunuz. Neredeyse çarıksız savaşan bir orduyla yedi düveli yenmiş ve işgal kuvvetlerini püskürtmüş bir halk, büyük bir heves ve cesaretle tarımdan sanayie, eğitimden sağlığa, koşar adımlarla yol alıyor. Bu uygarlık ve bağımsızlık koşusunun belge, fotoğraf, film ve tanıklıklarının, objelerinin büyük kısmı İş Bankası Müzesi arşivinden ama söz konusu sayı 2 bini aşıyor ve bir kısmı da ödünç verilmiş kurumsal, kamusal, kişisel ve aile yadigarları. Yaşasın Cumhuriyet Sergisi, yıl sonuna kadar pazartesi günleri dışında açık ve ücretsiz. Öğretmenlere, eğitimcilere her yaştan öğrencilerini alıp götürmelerini öneriyorum. Sadece gezi değil, çocukların gençlerin bu sergiyi düşünmeleri ve hatta üzerine sunum yapmaları istenmeli. Çünkü söz konusu olan üzerine koymamız gerekirken olanı yok ettiklerimizi gördüğümüz değerler. Devlet kumaş mı üretecek diye Sümerbank kapandı, kağıt mı üretecek diye SEKA kapandı. Devlet sadece müteahhit zengin ediyor, AVM konut üretiyor da betonu yiyemediğimiz gibi altında kalıp ölüyoruz!!!

Daha fazla yazı yok
2024-12-22 01:27:31