10 Kasım akşamı Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde Barok Müzik Günleri kapsamında gerçekleşen Barok Sesler konseri ve 22 Kasım’da Santa Maria Kilisesi’nin kapılarını bizlere müzikle aralayan, Arkas Trio’un da yer aldığı dinleti, rafta asırlarca durmuş sesleri çağımız insanıyla buluşturdular.
Bu ay onlarcasının içinden yakaladığımız ve kulağımıza küpe olan iki konser not edilmeliydi; tozlu bir zamandan çıkıp geldikleri için akılda buluşmaya müsaitler. İlki 10 Kasım akşamı Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde Barok Müzik Günleri kapsamında gerçekleşen Barok Sesler konseri ve 22 Kasım’da Santa Maria Kilisesi’nin kapılarını bizlere müzikle aralayan, Arkas Trio’un da yer aldığı dinleti, rafta asırlarca durmuş sesleri çağımız insanıyla buluşturdular. Elbette bahsi geçen etkinliklerdeki özel çalgıları çalmakta ustalaşmaya yaşamını adamış sanatçıları anmalı.
Ülkemiz için bir ilk olan İzmir Barok Topluluğu, 2008 yılında İzmir Devlet Opera ve Balesi Orkestrası kontrbas sanatçısı Bülent Oral ve keman sanatçısı Hakan Özaytekin tarafından kurulmuştur. Yurtiçinde ve çeşitli ülkelerde döneme özgü konserlerini sürdürmekte, Avrupa ve Osmanlı saray müziklerini icra etmektedir. Konserde Bülent Oral viola da gamba, Burak Basmacıoğlu çembalo, Elif Aksoy barok klarnet çalmış, kontrtenor Tolga Siner dönem kostümü ile sahne almıştır. Müzedeki cam dolaptan fırlamışı andıran, AASSM’nin küçük salonunda hemen hakimiyetini kuran büyülü atmosfer, tek başına ne nuh nebiden kalma enstrümanların ne de bu vesileyle zamanda yolculuk etmeye pek meraklı biz dinleyenlerin değil, elbette Frescobaldi, Handel veya Lully’nin tarihi eserlerini aslına uygun şekilde canlı tutmaya emek veren icracıların eseridir.
Diğer iliklere işleyen barok rüzgar Bach’ın meşhur Toccata ve Fugue’ü ile başlayan konserde tarihin tozlu sayfalarında bitiyor. Verona’da 19. yüzyılda üretilen Santa Maria Kilisesi orgu, altı ay süren restorasyon çalışmaları ardından bugünkü durumuna getirilmiş. Organist profesör Johannes Geffert’in ustalığıyla bu konserde bizlerle buluşan bu yaşlı enstrümana kemanı ile Tuncay Yılmaz, viyolonseli ile Gustav Rivinus eşlik etti. Pek çok jürilik, yöneticilik ve onursal görevlerinin yanısıra Geffert aynı zamanda, kurduğu tarihi, döneme özgü müzik icra eden orkestra ile de dikkat çekmektedir: Johann Christian Bach Academy. Akademi adını ünlü bestecinin oğlundan almıştır. Konserin ikinci bölümünde ise yaylılar ile birlikte piyanist Emre Elivar, Schubert ve Haydn seslendirdi. İster aklımızda kalan besteleriyle zamanı aşan sanatçılar olsun, ister icracıların deşifre ettiği bu tarihi yapıtların bizzat dinleyiciye ulaşmasına olanak veren, birer sanat eseri olarak düşünebileceğimiz kıymetli ve görkemli müzik aletleri olsun; bireyin yaşamını aşan, yaşayan, süren, özümüzdeki bir ortak payda tavanda çağlardır çınlıyor ve çınlayacak.
Kaynaklar:
J. Geffert’in resmi sayfasında yer alan biyografisi için <http://www.johannesgeffert.de/biographie_inline_englisch.htm>
İzmir Barok topluluğu ile bilgiler için resmi sosyal medya sayfaları <https://tr-tr.facebook.com/IzmirBarok/posts/239104086190042