Museum of Fine Arts, Boston’ın (MFA) başlar başlamaz birçok tartışmaya neden olan “Kimono Çarşambası” etkinliği, protestocuların zaferiyle sonlandı ve etkinlik “değiştirilip, yeniden düzenlenmek” üzere askıya alındı.
Müze, ziyaretçilerini Claude Monet’nin 1876 tarihli La Japonaise (Camille Monet in Japanese Costume) adlı eserinin önünde kimono giymeye -ve tabi önünde kimono ile fotoğraf çektirmeye- davet etti. MFA’in ziyaretçilerine 19 Haziran’da bir Facebook duyurusu ile Monet’nin tablosundaki kimonunun replikasını giyerek “içinizdeki Camille Monet’i yansıtın" diyerek duyurduğu etkinlik, ilk andan itibaren bir temsil ve temellük başarısızlığı olarak görüldü ve oryantalist, hatta ırkçı olmakla suçlandı. Facebook kullanıcılarından Junko Goda "Bu bir temellük takdir değil" sloganını yaygınlaştırırken, Kapena ise "gördüğüm en aşağılıkça ırkçı şeylerden biri" diyerek cevap verdi.
Peki bu öfkenin sebep olduğu etkinliğin kurbanı olan resimde, -meşhur kırmızı kimononun dışında- ne var? Tabloda, Monet’nin ilk eşi, Camille Monet’i, uzun kırmızı bir kimono içinde ve batılı kimliğini öne çıkarmak için kullandığı sarı peruğu ile görüyoruz. Boyutları oldukça heybetli olan bu resim, Monet’nin renk kullanımı konusundaki ustalığını bir kez daha kanıtlarken, kariyerinin de en zorlu işlerinden biri olarak görülüyor. Tatami matı üzerinde, zarif yelpazesini sallarken gördüğümüz Camille, arkasındaki duvarda asılı farklı yelpazelerin renk ve desenlerini, parlak kırmızı kimonosu ve üzerindeki kılıcını kuşanmış figürü ile gölgeliyor.
Tablo, ‘Japonisme’ diye adlandırılan bir duruma, Monet’nin nükteli bir yorumu niteliğinde. Japonisme, Meiji restorasyonundan sonra Japonyanın batıdaki bölgelere ticareti açmasıyla, ‘Japon’ olan her şeye fazlasıyla ilgi ve heyecan gösteren Avrupalı estetlerin içine düştüğü çılgınlığı anlatıyor. Amerikan emperyasının yayılmasının bir sonucu olarak görülen bu ticaretin devamlılığının Matthew Perry’nin Japonya’nın başkentini yakmakla tehdit etmesinden sonraki döneme denk gelmesi, durumun göründüğü kadar masumane olmadığını da anlatıyor. Ancak, Artnet’in haberine göre, resmin bu durum ile ilgili duruşu ve yorumu pek açık olmadığı gibi, eğer bir yorumdan söz ediyorsak da, bu yorum işin politik boyutundan epeyce sıyrılmış durumda. Pek aynı şekilde olmasa da, resim ilk kez görüldüğünde de tepkiye yol açmıştı. Muhafazakar kesim tarafından "İyi bir yapma bebek, yüzünde insana dair hiç bir iz yok", "iki başlı Çinli" "İffetsizlik Makinası" gibi yorumlara uğrayan resim, bugün de kültürel temellük ve oryantalizm bağlamlarında ateş altında.
"Stand Against Yellow-Face @the MFA" protesto grubundan Christina Wang: “Bu ülkedeki Asyalı-Amerikalılar’ın yanlış temsil edilmeleri ya da temsil edilememeleri ile ilgili bir tarihçesi var; ya medyadan tamamen silinmiş durumdalar, ya da sadece Kung Fu ve egzotikleştirilmiş ve mistik ejderha kadın imgeleriyle varlar, ve MFA’in düzenlediği bu etkinlik bu durumun bir devamı” dedi.
Müzede "Şimdi kimonoyu deneyin ve ırkçı bir emperyalist olmak ne demekmiş öğrenin" diyen pankartlarla müzeyi turlayan grup kültürel anlamda sorunlu olmasının dışında hiç bir eğitici tarafı da olmadığını söyledikleri etkinlik ile ilgili şu açıklamayı yaptılar: “Japon olmayan müze çalışanlarının, kimonoyu resmin yanından geçenlere tutuşturmaları ve bunu bir kostüm etkinliği haline dönüştürmeleri, bizim, Amerika’daki Asyalı-Amerikalı kimliğimize, deneyimlerimize ve tarihimize hakaret etmiş olmasının yanında, toplumun bizim varlığımızı gözardı etmesi için de yeniden bir sebep oluşturmuş oluyor.”
MFA’in müdür vekili Katie Getchell ise durumla ilgili “Böyle bir tepkiyi hiç beklemiyorduk. Kimseyi gücendirmek istemedik. Bütün bu tartışmaların eseri ve ait olduğu zamanın kültürünü anlayabilmek için bir imkan olarak görüyoruz, amacımız kimseyi gücendirmek değildi” dedi. MFA yetkilileri geçen hafta “Kimono Çarşambası” adını verdikleri ve Temmuz boyunca sürmesi planlanan etkinliği değiştirip, yeniden organize edeceklerini duyurdu. Sergi planlarını oluşan tepkilere göre değiştirmek MFA’in geçmiş on yıllarına baktığımızda pek de karşılaştığımız bir durum değil.
Derleyen: Defne Kırmızı
Kaynaklar: