59. Selanik Film Festivali’nde yarışan Smuggling Hendrix, Kıbrıs’ın bölünmüş halini bir Güney Kıbrıslının gözünden yansıtıyor.
-Burası benim evim!
-Hayır, benim evim!
-Ben burada doğdum!
-Ben de burada doğdum!
-Bahçedeki bu ağaçları babam dikti!
-Diğer ağaçları da benim babam dikti!
Nicosialı Yanni ile Lefkoşalı Hasan arasında geçen bu tartışma Kıbrıs sorununun özeti gibi! Yarısı Nicosia yarısı Lefkoşa diye anılan, ortasından Yeşil Hat geçen, Türk ve Rum toplumlarının arasında Birleşmiş Milletler’in tampon olduğu şehir, Kıbrıs’taki hukuki ve bürokratik absürtlüklerin simgesi adeta. Bu şehirde geçen Smuggling Hendrix, 59. Selanik Film Festivali’nde yarışıyor.
Bu popüler komedi, 20. yüzyılın kördüğüm olmuş siyasi sorunlarından birini, absürt özelliklerini vurgulayarak ele alıyor. Sınır kavramına felsefi bir eleştiri getirmeyi de ihmal etmiyor. Kıbrıslı yönetmen Marios Piperides’in imzasını taşıyan Kıbrıs – Yunanistan – Almanya ortak yapımı, bu yıl New York Tribeca Film Festivali’nin Uluslararası Yarışma bölümünde En İyi Film seçildi.
Smuggling Hendrix, yeni bir başlangıç yapmaya çalışan ‘loser’ın başını daha fazla belaya soktuğu, borçlu olduğu kötü adamlardan kaçtığı, kalbinin de eski sevgilisinde kaldığı Hollywood komedilerini model alıyor. Mario Piperides, ilk filminde doğrudan izleyiciye hitap eden ana akım sinema yapmayı tercih etmiş, ancak siyasi hicvi dengede tutarak, isabetli oyuncu seçimi yaparak özgün biçem eksikliğini kapatabilmiş.
Başrolünü Fatih Akın’ın en yakın arkadaşı, Kısa ve Acısız ve Soul Kitchen filmlerinin yıldızı Adam Bousdoukos’un üstlendiği Smuggling Hendrix, Türkiye’ye göre Güney Kıbrıs Rum Kesimi, dünyaya göre Avrupa Birliği üyesi Kıbrıs Cumhuriyeti adlı olan ülkeyi terk etmeye hazırlanan Yanni’nin üç gününü anlatıyor. Şansını Hollanda’da aramaya karar vermiş başarısız ve kalbi kırık müzisyenin başına gelecekler daha ilk sahneden belli oluyor. Filme adını veren köpeği Jimi ile sabah yürüyüşüne çıkan Yanni, ayrıldığı sevgilisi ve yeni erkek arkadaşıyla karşılaşmamak için eve döneyim derken borçlu olduğu tefecilerin kapısına dayandığını fark ediyor. Girişinde No Borders adlı iç çamaşırı mağazasının bulunduğu apartman kapısında onu bekleyen iki adamdan saklanmak için bir eskiciye sığınıyor, Yanni. Bir tarafta bitmiş özel hayatı diğer tarafta bitmiş meslek hayatı onu eski bir köşeye sıkıştırıyor. Ödenmemiş borçlarını ve birikmiş kiralarını geride bırakıp yepyeni bir hayata başlamaya hazırlanmasına rağmen… Bu hengamede Jimi kaçıp tampon bölgedeki metruk evlerin arasından sadece Türkiye’nin tanıdığı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne geçiyor! Yunanistan ve Güney Kıbrıs’a göre “işgal altındaki topraklar”a kaçıyor.
Yanni Kuzey’e geçip sınırda nöbette olan askerlerin iyi niyeti sayesinde Jimi’yi buluyor bulmasına ama AB üyesi olan Güney Kıbrıs’a sokamıyor! İlk geceyi bir yıkıntıda geçirdikten sonra yardım istemek için doğduğu eve gidiyor. Burada ailesiyle birlikte oturan Hasan isteksiz de olsa, başından gitmesi için Yanni’ye yardım ediyor… Hasan’ı Mehmet Eryılmaz’ın Hazan Mevsimi: Bir Panayır Hikayesi, Seyfi Teoman’ın Bizim Büyük Çaresizliğimiz, Atıl İnaç’ın Daire ve Ümit Ünal’ın Sofra Sırları dahil birçok film ve dizide rol alan Fatih Al canlandırıyor.
Bu maceraya Kıbrıs’taki taraflar arasındaki -sonuçsuz kalan- müzakereler hakkındaki haberler eşlik ediyor. Siyasi açıdan eleştirilerin ağırlığı Türkiye’ye kaysa da genel olarak Kıbrıs’ın Kıbrıslılara dar edilmesine, de juris ve de facto durumun absürtlüklerine odaklanıyor.
Nicosia üzerinde çan seslerinden çok ezan sesleri duyuluyor. Kente hakim dağ yamacında Ne Mutlu Türküm Diyene yazısı ve KKTC bayrağı görünüyor. Kuzey’e geçince telefon şebekesi “Türkiye’ye hoşgeldiniz” mesajı gönderiyor. Ebeveynleri Türkiye’den geldiği için Hasan, orada doğmasına rağmen KKTC vatandaşlığına kabul edilmiyor. Dünyayı görme hevesiyle yaşıyor… Güney’deki memur “Sınır yok!” diyerek çıkışta pasaport kontrolü yapmıyor ama girişte AB sınırı olarak yapmak zorunda!
Yanni, eski kızarkadaşı ve Jimi’nin ilişkisiyle Jimi’yi Hasan ve bir kaçakçının yardımıyla evine döndürme operasyonu genel olarak mizahı sulandırıyor. Yanni, Kuzey Kıbrıslı bir kaçakçıyla tartışırken onu polise şikayet etmekle tehdit ettiğinde kaçakçının verdiği cevap ise fazlasıyla sert kaçıyor: “Burası Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, kimsenin tanımadığı bir ülke, polisi kim takar?”