Görünmez olma zorunluluğuna maruz kalan, translar, eşcinseller, sadist ve mazoşist çiftler, mülteciler, engelliler Zownir’in fotoğraflarında yeniden ve yeniden görünür olmaktadır.
Savaşın yıkımını yaşamış her hangi bir ülkede yıkıntıların arasında yara bere içinde topallayarak yürümeye çalışan bir çocuk figürü, sistemin düzenli ve hedonist yaşantı biçimlerinden soyutlanarak vicdanımızla baş başa kalabileceğimiz bir görüntüyü temsil eder. Ancak bu güçlü şok, hedonistik değerlerin sıçramasıyla hafızanın derinliklerine itiliverir. Hayat, kaldığı yerden devam etmelidir. Hatta savaş sırasında yapılan gece bombardımanlarının bilgisayar oyunu edasıyla TV. ekranlarından yayınlanması ise zihnin var olan gerçekliği görünmez olarak algılamasında önemli bir adımdır. Teknoloji ilerledikçe ortalama bir insanı, meşgul etme kapasitesi de o derece artmaktadır. Meşgul insan, bir noktaya odaklı ya da duyarsızlaşmanın doruğuna varmış, elinde teknolojik cihazlarla toplu taşımaya binen, yalnızca ineceği durağa yakın gözünü cihazdan ayırabilen, kulaklığın sesinden, kapı sinyalini zar zor duyabilen bir prototiptir.
İşte, size milenyumun şekillendirdiği yeni nesiller… Alkış!!!
Alkışlar bitti ise bir de bu sistemin dışında olanlar, görünmez kabul edilenler, öyle davranılanlarında var olduğu kesimler elbette mevcuttur. İster kendi özgür iradeleriyle, isterse sistemin ayrımcılığa tabi tuttuğu, dışladığı, varlıklarına tahammül bile edemediği, kontrol altında tutulamayan görünmezler. Her hangi bir ülkenin herhangi bir caddesinde bulunan bir kafede bir şeyler içerken, bilinçsizce, yanlışlıkla kurulan bir göz temasının bile vicdan mekanizmalarını çalıştıracağı noktada, oradan hiddetle uzaklaştırılan görünmez insanlar – sokakta yaşayanlar, evsizler, mülteciler, engelliler, translar, seks işçileri, sadist ve mazoşist çiftler- toplumun işlediği sistem-aynasının arka yüzüdürler. Onlar sizi yansıtmaz ancak sizin yansımanız için olmalıdırlar ki kayıt dışı ekonominin alan ihtiyacı karşılanmış olsun. Toplum gözünde görünmez olsunlar ancak sistem her daim onların varlığının idamesine kayıt dışı destek versin.
Sistemin devamlılığında vaat edilen gelişmenin sözde önünde duran görünmezlere eşlik eden, göçebe bir yaşamı tercih eden sanatçı Miron Zownir, yalnızca dışarıdan bir göz olarak ahkâm kesme ile değil aynı zamanda onlarla aynı havayı teneffüs ederek, birlikte yaşayarak, orada olan, görünmez olan her bir detayı fotoğraflarıyla gün yüzüne çıkartmaktadır. Zownir, kadraja aldığı her bir görüntü ile sistem-aynasının arka yüzüne ışık tutmaktadır. 2012 yılında Poltava’da ki ölü kadın, yine aynı yıl Kiev’de caddenin ortasında sürünerek ilerlemeye çalışan adamın etrafında hayatın akışına devam eden insan figürleri, Poltava’da bir klinikte tedavi olmayı bekleyen hastalar, toplumsal duyarsızlaşmanın boyutlarını olduğu gibi ifşa etmektedir. Milenyumun şekillendirdiği nesillerin aksine Czernowitz’te HIV virüsü taşıyan çocuklar, Uschhorod sokaklarında oynayan çocuklar, sanatçının görünür kıldığı fotoğraflar olarak yer almaktadır.
Sistem tarafından kontrol altında tutulma ve görünmez olma zorunluluğuna maruz kalan, translar, eşcinseller, sadist ve mazoşist çiftler, mülteciler, engelliler vb. her bir kesim, Zownir’in fotoğraflarında yeniden ve yeniden görünür olmaktadırlar. Sanatçı onların elinden alınmış olan kimliklerini, fotoğraflarıyla yeniden iade etmektedir ve onun deyimiyle “Gerçek sanat her zaman yer altındadır”.