İş hayatınızın rutinliğini ve çalışmaya dair isteksizliğinizi tarif etmek isteseniz hangi metaforları seçerdiniz? Sabah işe geldiğinizde bir otobüsün altında kalmış kadar bitkin olmak, 1 saat daha çalışmak yerine bir fincan kahvede boğulmayı tercih etmek, bilgisayarın faresini kımıldatmak için bile en az üç kişinin yardımına ihtiyacı olmak…
Bitmek bilmeyen kahrolası toplantıda ortada sadece sizin gördüğünüz bir fil, belki de haftalarca hazırladığınız sunumun doğru dürüst dinlenmeden bir sonraki maddeye geçildiği sırada gözünüzün önünde havaya savrulan sayfalar bu metaforlara örnek olabilir mi?
Belki de kendinizi ayrı bir gezegende hissettirecek kadar yabancı bir iş ortamı, her seferinde yeni bir e-posta düşmemesini dileyerek yenileme tuşuna bastığınız virane bir inşaat alanını hatırlatan e-mail kutunuz… Ya da sade ve sadece pazartesi!
“Figüratif” ve “minyatür”
Böyle durumlarda çoğumuz iş hayatımıza dair ne kadar mutsuz olduğumuzu sosyal medyada paylaşıp günün geri kalanını kendine acıyarak geçirmeyi tercih ederken Derrick Lin sosyal medya üzerindeki sızlanmalarını bir sanat formuna dönüştürerek WORK, Figuratively Speaking adlı bir kitaba ve bu heykellere imza attı. İşte Lin’in hem sizin iş stresinizi biraz olsun alacak kadar mizahi hem de yalnız olmadığınızı hatırlatacak çalışmalarından “küçük” örnekler…
