A password will be e-mailed to you.

“’Meze’ kelimesinin çok uzun yıllar boyunca çilingir sofrasının azığı olarak kullanıldığı aşikar. Sözlüklerde kelimenin tarihini araştırmaya başladığınız zaman yollar Farsçaya çıkıyor."

Meze tepsisi ve adabı kesinlikle çok akıllıca: Dev bir ana yemek alıp ona boğulmak yerine bütün tatlardan ortaya karıştırmak, hepsinden tatmak, hem damağı şenlendirmek, hem mideyi çeşitlendirmek, hem de gözün hiçbirinde kalmaması.

“Meze” kelimesinin çok uzun yıllar boyunca çilingir sofrasının azığı olarak kullanıldığı aşikar. Sözlüklerde kelimenin tarihini araştırmaya başladığınız zaman yollar Farsçaya çıkıyor: Tat, lezzet, tadımlık demek. Sonra teyit için Farsçanın etrafındaki dillere bakarsanız, biraz farklı telaffuzlarda olsa da kelime mevcut görüyorsunuz ve asayiş berkemal diyerek araştırmayı sonlandırmak üzere sözlükleri kapatmaya geliyor sıra. Lakin bu noktada, akla rakı masasına dair çoğu şeyin birden fazla hikâyesi olabileceği olasılığı geliyor… Öyle ya, sözlüklerin bizi ilk götürdüğü yerde dursak, çilingir sofrasını anahtarcılara hediye etmiştik.

“Meze”, kelime olarak Yunanca olduğu iddia edilse yadırganmayacak bir fonetiğe sahip olduğu için bir de oraya bakıyoruz, bütün Balkanlar “doğu geleneğidir, kelime Anadolu kökenli” deyince, tekrar Farsçaya dönmüşüz gibi geliyor ama zurnanın zırt dediği yer aslında burası olabilir: Kelime Anadolu kökenli.

Eski Yunancanın Anadolu’da doğurduğu ve sonra bir sürü dile dağıttığı binlerce kelime var. İşte bu kelimelerden biri olasılıklar kapısını ardına kadar açıveriyor önümüzde:

Karşınızda “Mesos”!

Yani “ortadaki” / “ortada duran”. Kelimenin burada doğduğunu nereden biliyoruz diyenler için kapı gibi değil, kale kapısı gibi bir örneğimiz var: “İki nehir ortası” manasına gelen “Mesopotamia”.

“Mesos”un yolculuğu çok uzun aslında: İtalyancaya “mezzo” olarak gidiyor, oradan batıya önce “medius” sonra “middle” olarak geçiyor, “mid” önekine kadar kısaltıldığı bile oluyor falan derken, sonunda bugün ne “mezzosoprano” (orta ses) dendiğinde, ne “mediterraneo” (iki diyar ortası) dendiğinde, ne de “mezzanine” (orta kat) albümünü dinlerken farkına bile varmadığımız, tam ismiyle müsemma bir hal alıp ortalık malı olmayı başaran bir kelime oluveriyor.

Velhasıl, masanın ortasında herkesin tatması için duran yemeğe zamanında “ortalık” denmiş, ortalığın tadı da damaklarda kalınca zamanla anlamı genişleyip Farsi ellerde “lezzet”e dönüşmüş olabilir. Dönüşmeyen tarafı hala ortaya söylenip damakları şenlendirmesidir sanırım.

Bunu da masalarda ortaya meze söylenirken hatırlayan olur belki diye yazdım.
 

Görsel: ifood üzerinden

Daha fazla yazı yok
2024-12-23 02:58:08