Gazeteci Melis Alphan’ın Cemal Süreya’yı kadınlara şiddet uyguladığı için artık sevmeyeceğini açıklamasının ardından meslektaşı Vivet Kanetti’den ani bir uyarı geldi: “Kadını ‘kültürsüzleştirme’ tuzağına dikkat!”
Bir sanatçının kötü bir insan, adi bir suçlu, belki kötü bir eş ya da kötü bir ebeveyn olması yüzünden sanatını yok sayabilir miyiz? Geçtiğimiz yıl yaşanan #metoo hareketinin ardından sıra adı kadın düşmanlığı ile anılan sanatçılara gelmişti. Son olarak İtalyan yönetmen Bernardo Bertolluci’nin ölümüyle birlikte tekrar alevlenen tartışmaya Melis Alphan da katıldı.
Alphan, “Neruda tecavüzcüymüş, Bertolluci ve Marlon Brando da öyle. Yılmaz Güney karısını dövüyordu, Woody Allen üvey kızına tecavüz etti vs vs. Kadınların üzerine basa basa bir “medeniyet” kurdunuz, şimdi o düzeni tersine çeviricez diye korkudan titriyorsunuz. Titreyin” yazılı bir tweet’in görüntüsünü paylaşırken Cemal Süreya’yı da bu listeye dahil etti ve “Cemal Süreya da kadınlara şiddet uygularmış. Bunu öğrendikten sonra artık onu da, şiirlerini de sevemedim” yazdı.
Vivet Kanetti ise sanatçıların sadece hatalarıyla değerlendirilemeyeceğine dikkat çekerek, sanatçıları işlerine bakmadan reddetmenin kadını kültürsüzleştirmeye götüreceğini söyledi. Kanetti, Alphan’a cevap olarak yazdığı Instagram yorumunda “Kadını ‘kültürsüzleştirme’ tuzağına dikkat. Kadınlar çocuk değil. Şairlere, sanatçılara idol gibi tapmaktan vazgeçip onları tüm çelişkileri ile tanımaya, analiz etmeye evet, çöpe atmaya hayır. Şair ve suçları sadece kendisinin değil, tüm bir çağın (birçok çağın), içinde yetiştiği toplumun, yurttaşı olduğu devletin de aynası ve ürünü. Soğukkanlılıkla işin bu kısmıyla da ilgiliyiz” dedi.
İLGİLİ HABERLER