İstanbul Modern’in düzenlediği Mehmet Güleryüz Retrospektifi 2015 yılında 300 bin izleyiciyle dünyanın en çok ziyaret edilen sergilerinden biri oldu. Otuz yıldır kendi kuşağının en büyük sanatçılarından biri olarak kabul edilen Mehmet Güleryüz, toplumsal, ekonomik ve politik bir dönüşüm sürecinin ortasında bulunan Türkiye’nin entelektüel ve kültürel hayatına yoğunlukla müdahil isimlerden… Bu önde gelen Fransız dostu, 70’li yılların başında Paris’te Güzel Sanatlar’da okumuş, ama neredeyse otuz yıldır Fransa’da hiç sergi yapmamıştı. Kariyeri yarım yüzyılı aşan sanatçı en son çalışmalarını Ocak 2018’de açılan Galeri Cyril Guernieri ile Parislilere sunuyor.
“Bir tablonun başında aralıksız 14-15 saat geçirebilirim. Önceden eskiz yapmadan, tuvalden ne çıkacağını bilmeden başlarım ve asla geri dönmem.” Böyle diyor fırçayı “fazla kırılgan ve yumuşak” bulduğu için palet bıçağını tercih eden Mehmet Güleryüz.
Türkiye toplumuna tavizsiz bir bakış
Kendi ifadesiyle ekspresyonizm ve anlatımcı figürasyon çizgisine ait olan ressam, düşlerini ve düşünümlerini bir doğaçlama atılımı içerisinde doğrudan tuvale fırlatıyor. Bunlar tuvalin üzerinde düzene giriyor ve kıvam kazanıyor, aynı anda hem sanatçının içteki oluşunu hem de dünyaya -özellikle Türkiye’ye- bakışını açığa çıkarıyor.
Bugünlerde 80’inci yaşını kutlamaya hazırlanan ressam, Türkiye toplumunu 60’lı yıllardan beri dikkatle gözlemliyor, geçirdiği evrimleri inceliyor. Tarımsal ekonomiden endüstriyel ekonomiye hızla geçen ülkenin siyasal çalkantılarının tanığı olarak, cinsellik gibi her daim fazlasıyla tabulaştırılmış konulara girmeye cüret eden ilk isimlerden de biri.
Güleryüz’ün Galerie Cyril Guernieri’de sunduğu yakın dönem yapıtları atomize olmuş bir toplumun yansıması: Modernliğin sıfatlarını övünçle taşırken bile yalnızlığa ve korkuya yenik düşen, yatak odalarına kadar burnunu sokan bir Big Brother’ın daimi bakışına maruz kalan bir toplumun.
İLGİLİ HABERLER
Çağdaş Sanat Eserleri Müzayedesi’nin başyapıtı Mehmet Güleryüz’den