Bir döneme damgasını vuran İstanbul Sanat Merkezi tanıklıkları, Salt Online projesi olarak yayında. Bize de düşen, o günleri yaşayanlar ve yaşamayanlar olarak o günleri artık tanımakta güçlük çektiğimiz Beyoğlu’na bakarak belki daha çok hatırlamak, hatırlatmak… Online ses kayıtlarından derlediğimiz tanıklıklar başkalarıyla devam edecek.
Şirin İskit (Sanatçı)
“İSM benim üç boyutlu çalışmamı sağladı. Tarihi ve eski bir binada çalışıyor olmak benim için çok verimliydi”
“Kolektif sanat yapmak kendi içinde ayrı bir fikirdir. İşler birbirinden farklı görünse bile belli bir çizgisi vardır. Kolektif sanat yapıcılar diye bir kavramım var benim. Manastır‘daki en güzel atölye, tüm setlerden topladığı aksesuarları sergilediği Godzilla’nın atölyesiydi. Arhan’ın o dönemde düzenlediği partilerin konseptlerinde sanattan bir şeyler olurdu. Bence bu partiler sonrasında böyle bir ihtiyaç olduğu ortaya çıktı ve gece kulüpleri çoğaldı. İSM benim üç boyutlu çalışmamı sağladı. Tarihi ve eski bir binada çalışıyor olmak benim için çok verimliydi. Bir gün bir el arabası aldım ve onu neşeli bir şeye dönüştürdüm. Bu bir performans projesiydi. İstanbul’da geniş bir alanı kapsayan performans olsun istedim. Sokaktaki insanla sanatın çok fazla buluşamadığını görmüştüm ve dedim ki madem insanlar sergiye gelmiyorlar ben onlara götüreyim.
Bu amaçla Aya İrini’den yola çıktım ve İstanbul’un birçok noktasını gezdim. Bir yandan da video çekiyordum. Üç günlük bir performans çalışmasıydı. İlk gezdiğim yerlerde daha çok çocuklar koşup geliyordu fakat Nişantaşı gibi daha şık mahallelere geldikçe insanlar ilgileniyorlardı ama mesafeliydiler.
Bebek’e geldiğimde Chanel marka siyah kadifeden eşofmanlı bir kadın bu böyle sanat mı yani diye tepki göstermişti. Anladım ki sanata aşinalığı olmayan insanların tepkisi çok güzel olmuştu. Bu projede yola çıkarken insanları gülümsetmeyi istemiştim. Belli mahallelerde başardım bazılarında da ‘bu ne ya’ dediler.
1992′ de manastırdan ayrılma sebebim çok dolması oldu. Kendim ettim de diyebilirim aslında.
1995’te merak edip tekrar manastıra gittiğimde sadece yapının dokusu değil ruhu da bozulmuştu.
(Devam Edecek)
Kaynak:http://saltonline.org/projects/manastir/
Derleyen: İlayda Memiş