Yazar Ayşe Hür, Keşanlı Ali Destanı’nın Türkleştirmeye kurban giden Kürt Cemal Destanı olduğu iddialarını bir kez daha gündeme taşıdı. Hür’ün Twitter paylaşımlarıyla başlattığı tartışmaya göre Kürt Cemal’in Keşanlı Ali olmasının öyküsü şu şekilde:
“Edebiyattaki gizli sansürün en ilginç örneği 1960’lı yılların kült tiyatro eseri Keşanlı Ali Destanı’dır. Hem yazarı Haldun Taner’in tiyatro yazarlığında hem de Türk epik tiyatrosunda çok önemli yere sahip olan eser mekânı, konusu, karakterleri ve diliyle tam bir Kürt hikâyesi olduğu halde, gizli bir Türkleştirme operasyonuna uğramış ve seyircilerin karşısına Trakya’nın güzel kasabası Keşan’ın destanı olarak çıkmıştır. Gazeteci Mehmed Kemal Kurşunlu, Mayıs 1982’de Cumhuriyet’teki “Türkiye’nin Kalbi Ankara” konulu yazı dizisinin bir bölümünde Kürt bağlantısını şöyle anlatır: “Kürt Cemali, Altındağ ve Atıfbey’de çok sevildiğinden tutuluyor, ağıtlar yakılıyor. O günlerin akşam gazeteleri Cemali’nin öldürülüşünü ballandıra ballandıra yazıyorlar. Öyle ki Haldun Taner’in dikkatini çekiyor. Bir gün Haldun Taner bana çıkageldi. ‘Şu Kürt Cemali nerelerde geçti, aslı ne öğrenmek istiyorum’ dedi. Haldun’u Altındağ ve Atıfbey’in çocuğu Avukat Şefik Günder ve Atıfbeyli Tahsin Yaman’la tanıştırdık. Öğrendi, inceledi, bu olaydan Keşanlı Ali Destanı doğdu.” Mehmed Kemal’in açıklamalarından sonra gerçeği açıklamak zorunda kalan Haldun Taner ise 1984’te eserinin 4. basımına yazdığı Önsöz’de hikayenin Altındağ kısmını doğruladıktan sonra şöyle diyor: “Konu ne kadar bizdense, oyunu üslubu da o kadar bizden olsun istiyordum.” Böylece Türkleştirme operasyonunun nedeni öğreniyoruz: Yazar hikayenin bizden olmasını istemiştir. Bizden olması için de 40 yıllık Altındağlı Kürt Cemali’nin Keşanlı Ali’ye döndürülmesi gerekmiştir!”
İLGİLİ HABERLER
"Morgol gömlek giyerdi. Gümüş köstek takardı. Ölümü de hakkıyla oynayacak, kimsenin kuşkusu olmasın" Macit KoperEngin…
Posted by Sanatatak on Sunday, January 29, 2017