Adalet Cingöz sanatatak için bildiriyor: "Arco Sanat Fuarı için Madrid’deydim."
Arco Sanat Fuarı en köklü fuarlarından Avrupa’nın… İlk kez Ömer Uluç’tan duymuştum adını… Sonra da Hasan Bülent Kahraman’dan… Kahraman, 1993 yılından beri takip eder. Ben FIAC’tı, Frieze’di, ArtBrussels’dı derken, ihmal etmişim bu mis gibi memleketi… Madrid’in bilhassa küresel kentlere özgü zevkler vaat etmemesine tutuldum. Ne kadınları ne erkekleri, ne yemekleri ne yemeklerin ikram edildiği sofraları, tabakları tipik değil. Günün deyişiyle trendy değil. Kral ve Kraliçe’nin mevcudiyeti, kuru havasıyla birleşince ortaya imrenilesi köklü kolay kolay küreselleşmeye teslim olmayacak bir terkip çıkarmış. Lakin küreselleşme değil de, ekonomik krize boyun eğmek zorunda kalmış Madrid…
İlk gün senato binasının önündeki kalabalık ellerinde pankartlar mortgage yasasını protesto ediyordu. Çoğu evlerinden ev borçlarını bankaya ödeyemedikleri için çıkartılmış. Bu da yetmezmiş gibi kalan borçlarını bir seferde ödemeye mecbur bırakılmışlardı. Bu zor koşullar altında sanat ve hayat sürecekti… O yüzden Arco fuarının Türkiyeli davetlilerinden büyük beklentileri vardı. Ne var ki kriz, sanat denilen sistemin bazı katman demeyeceğim, katlarında, işe yarayabiliyor. Christie’s Madrid’in direktörü Juan Varez’in evinde Arco nedeniyle verdiği davette kulağımla işittim. Bizzat açıkladı: “Sürekli ihracat yapıyorum. Sürekli… Hem de her şey… İspanyollar satıyor. Amerikalılar alıyor. Ne ararsan modern, çağdaş, İslam…” Varez’in evine davetli Türkiyelilerin başında Leyla Alaton, Elgiz çifti, Ayşegül Sönmez, Merve Çağlar geliyordu. Kezban Arca Batıbeki ve eşi de tabii ki… Kezban Arca Batıbeki, fuarı hiç beğenmemişti. Fuardaki Türkiyeli galerileri de… Hatta “feci” bulmuş… Bir galericiye böyle demiş. Acaba kendisinin işleri sergileniyor olsaydı feci bulur muydu? Bu da ayrı konu… Üstelik orada saatlerce stand bekleyen zor şartlarda çalışan galericilerin yüzüne baka baka böyle negatif bir yorumda bulunmak, hiç zarif değil. Ama Kezban Arca Batıbeki’nin daha önce de zarif olmayan açıklamalarını biliyoruz. O yüzden şaşırmadık.
Davete dönecek olursam. Abigail R. Esman ve Avustralyalı eşi de oradaydı. Esman, en son Türkiye sanatını basit bularak bütün tepkileri üzerini çekmiş, sanatatak.com’a yaptığı açıklamalarda geri adım atmadığını göstermişti. Esman, benim aracılığıyla Türkiye’ye selam söyleyerek haber yolladı: “Türkler, Türkiye sanatıyla ilgili yaptığım açıklamalara tepki veriyor. Bir de kendi memleketim Hollanda’nın sanatıyla ilgili yazdığım son yazımı okusalar… Daha da acımasız olduğumu görürler…” Esman gece boyunca Sarai Sierra’yla ilgili sorular sordu. Aklı fikri ne Madrid galerileri ne de Türkiye galerisindeki sanatın yetersizliğiydi. İlginç bir şekilde Esman, Türkiye sanatının durumuyla ilgili emin olduğu gibi Sarai Sierra’nın da uyuşturucu kuryesi olduğuna emindi. En ufak bir şüphesi yoktu. Ev partisinden sonra soluğu diskoda aldım. Geldiğimiz günden beri gazetelerin attığı Genç Türkler başlığı işte diskonun pisti için geçerliydi. Bütün genç galeri çalışanları votka tonikler ellerinde dans ediyorlardı. Evrim Altuğ’u da gördüm. Art Unlimited dergisini temsil etmek için Arco’ya gelmiş. Sinem Yörük ve Seza Bali de dans eden kalabalığın içindeydi. Ayşegül Sönmez de…
Ardından geceyi Cock’da bitirecektim. Madrid’deki bütün gecelerimi bu barda sonlandırdım. İlk kez beni oraya Halil Altındere ve eşi Azra Tüzünoğlu davet etti. Çok iyi koku almışlar. Bravo! Cock gece on iki gibi hareketleniyor. Sabaha karşı üçte parti havasına giriyordu. Fuardan kalmayım anlayacağınız… Listemi yaptım ama… Merak etmeyin!
Adalet Cingöz’ün Arco Madrid Top Ten’i
1-Falke Pisano- Ellen de Bruijne Projects/Amsterdam
2-ExtraMücadele-Galeri Non/İstanbul
3-Ali Kazma-Galeri Nev/İstanbul
4-Nedko Solakov-Georg Kargl/Viyana
5-Helen Almeida-Mario Sequeira/Braga
6-Juan Munoz-Faggionato Fine Art/London
7-Gaspar Gasparian-Luciano Brito/Sao Paulo
8-Lara Almarcequi-Ellen de Bruijne Projects/Amsterdam
9-Alvarro Bariros-Henrique Farria/ NY
10-John Baldessari-Mai 360Galerie/ Zürih