A password will be e-mailed to you.

Yeni bir sanatçı kolektifi olan “Durum Sanat” ilk sergisini, günlük yaşamlarını sürdürdükleri, fikir alışverişinde bulundukları, üretimlerini birbirleri ile paylaştıkları bir mekân olan atölyeleri üzerinden oluşturdular. Bauman’ın “Temizlik Düşü” metni üzerine yapılandırdıkları çalışmalarını Haziran 2017’de Yeldeğirmeni’nde bulunan atölyelerinde izleme fırsatı yakaladığımda, atölyenin sınırları ve birbiri ile yan yana duran 11 sanatçının, atölyenin pek çok farklı enstrümanını, ne denli başarılı kullandıklarını gördüğümde heyecanlanmış ve hiçbir üretimin bir diğer üretimin sözünü kesmeden, alanına girmeden bu denli küçük sayılabilecek bir mekânda, üretimlerin dikkatlice bir birleri ile konuşabilmelerini izlemiştim.

Tunca Apaçlı, Buradan sergisi

Bu dikkatlice konuşabilme hali, mekânın şartları ile bire bir ilintili olduğu kadar, izleyicisinin dikkatini çekecek bir başka duruma da işaret etmekteydi. Her şeyden önce bu sergileme, sonuçtan önce süreci öne sürmekte olup, hem mekânın bir üretim yeri olma durumunun altını çiziyor, hem bir “yuva” olma işlevini işaretliyordu. Atölye, sergide yer alan sanatçıların bir toplanma ve buluşma merkezini oluşturuyor ve doğal olarak en hararetli tartışmaların ve projelerin oluşmasına tanıklık ediyordu. Mekânın bu çok yönlü işlevsel durumunu da gösteren üretimler; lavabonun içinden, duvarın köşesinden, paspasın üstünden, kapının eşiğinden, atölyenin tüm enstrümanlarının içine sızarak sanatçılar tarafından aktarılmakta, alan yaratma ve var olan alanı sürdürmek için, alternatif bir üretim mekânı içerisinden yeni bir mekân algısını kolektif olarak tekrar üretmekteydi.

Ersin Uysal, Buradan sergisi

Su götürmez bir tespiti baştan belirtmek gerekirse, bu birliktelik hali, kıymetli bir tercihi içinde taşıması oranında, bir çıkar yol oluşturabilme umutlarını da taşımaktadır. Sanat üreterek varlık gösterebilmenin, hemen her dönemde kendine ait zorlukları içinde barındırmasının yanında, günümüzde, “sanatçının” egemenlik alanının gittikçe daralan yapısı, göz önüne alındığında görece daha da zorlaşan koşullarının üstesinden gelebilmenin, bir çıkar yol oluşturabilmenin de çabasıdır. Bu birliktelikler, katılımcı sanatçılarıyla, kimi zaman azalan ya da genişleyen, ve her birinde doğal olarak değişen sonuçlar ortaya çıkarması açısından, üretilen sonuçların her seferinde öncelikle kendi içinde değerlendirmesine ihtiyaç duyan, dinamik alanlardır. Bu yan yana durma hallerinin meydana getirdiği “dinamik yapı” kanımca altının çok kalınca çizilmesinin, akıl(da) tutulması açılarından önemlidir.

Ersin Uysal, Buradan sergisi

Bir zamanlar Kadıköy’ün, daha atıl ve daha ıssız bir köşesi olan Yeldeğirmeni’nin, bugün, pek çok sanatçının yan yana, birbirlerine yaslandığı konumunu, koruyup koruyamayacağı, endişe ile tartışılırken, Yeldeğirmeni’ nde varlık gösteren bir atölyenin Durum Sanat Kolektifi tarafından gerçekleştirilen “Atölye Sergisi” önemlidir ve önemsenmeyi hak etmektedir. Kadıköy’ün bu köşesi, bu anlamda çok renkli ancak her geçen gün artan fiyatlar karşısında, sanatçı atölyelerinin zorlandığı ve kapandığı gerçeğini yaşarken, Kadıköy yakasının en ihtişamlı yapısı olan Haydarpaşa Garı ise, büyük bir sessizlikle derin bir boşluk oluşturuyor. Bu ihtişamlı Gar’ın yarattığı boşluk duygusu, şüphe yok ki kendisi ile birlikte ait olduğu tarihinin bağlamlarından koparıldığı oranda büyüyor ve Kadıköy’ün hemen her köşesini gölgeliyor. Kahve festivallerinden, kitap fuarlarına, ya da sponsor destekli geniş katılımcı sanatçılardan oluşan küratöryal sergiler ile kapılarının açıldığı peron ve vagonları ile Haydarpaşa, hep çok özlenen ancak olan durumu ile bir türlü kavuşulamayan, boşluğunu çok daha ağır bir şekilde yaşatıyor.

Ezgi Vural, Buradan sergisi

Şüphesiz pek çoğumuz, burada düzenlenen bir kahve festivalinde içilen bir bardak farklı kahve yerine, bekleme salonunda tren beklerken içilecek bir çayı, ya da kitap fuarında, çok sevdiği bir şairle konuşmak yerine, Haydarpaşa Gar’ından kalkan bir trenin içinden, yan koltuğunda oturan bir yolcuya merhaba demeyi bu gün çok daha çok isteyebileceği gibi, pek çok sanatçı gibi ben de, boş vagonların içinde sergi açmaktan ziyade, “Buradan” trene binip, gitmeyi tercih ederdim. İşte tam da bu sebeplerden, küratörü olmayan, sponsoru bulunmayan ve ancak beş günlüğüne inanılmaz çabalar harcanarak, Haydarpaşa Garı’nda var olabilmeyi başarmış, bir önceki sergilerinde avuçlarının içi gibi bildikleri atölyelerinden çıkıp, çok yüklü bir tarihi belleğin içinde var olabilme iddiası taşıyan sanatçılarla yan yana durmayı tercih ettim.

Derya Kazan, Buradan sergisi

Boş vagonlar ve peron arasında

Burak Eren Güler, Buradan sergisi

Durum Sanat kolektifinin, çağrılı sanatçılarından biri olarak içinde yer aldığım “Buradan” sergisi, 16-21 Ekim tarihleri arasında, bu boş vagonlar ve peron arasına, çetin şartlarda yerleşti. Mekânın genel geçer düzeni içerisinde, bir süreliğine bir atölyeye dönüşmesini gerektiren üretimlerin koşulları pek tabi zorlu olmakla birlikte, çokça heyecan verici bir deneyimdi. Geniş bir katılımcı sayısına ulaşan pek çok sergide olduğu üzere, çalışmaların her biri aynı oranda bir ivmeye sahip değildi ve böylesi bir beklentilerin karşılanması üzerine geliştirilmedi. Asıl mesele, sanatın nasıl ve ne tür bir yol izlenerek yapılmasının işaretlenmesi sanatın varlığına ters düşmesinden hareketle, izlenecek olan tutum, sanatçıların üretimlerinin yolunun açılmasına öncelik vermekti.

Aylin Zeynep Ertem, Buradan sergisi

Kimi sanatçılar, “Burada” olunduğunun tarihini ve konumunu ıskaladı, kimisi güçlü plastiği ile öne çıktı, bazısı dokunmayı reddetti, kimisi daha geride kaldı, birkaçı hazır olan enstrümanlar arasında katmanlar yaratma çabasına soyunurken, kimisi boşluğun içine kaydı, bir diğeri kısa bir süreç içirişinde bir yanıp, ardından bozulacak bir zaman dilimi içerisinde varlık bulmayı göze aldı. Ancak tüm katılımcılar, dışarda olmanın, kapıları aralamanın, kuvvetli bir belleğe ve şüphesiz bir mücadele alanına yaklaşmanın, el sürmenin içinde bulunmanın, deneyimlerini yaşadı. Kurulum aşamasında, tasarıyla uygulama arasında ki zorlu gerilimler ile yüzleşti önsözlerinde Durum Sanat, “Burada” olma durumunun, sorularından biri olarak şunu dile getirmekteler “…Yoksa her yol kişinin kendisine uzanan bir yolculuk mudur? Kendini tamamlamak üzere çıktığı anda arkasında kendini bırakarak…”

Daha fazla yazı yok
2024-11-02 07:29:33