Yekta Kopan hem çok sevdiğim bir yazar, hem de yaratıcı yazarlık atölyesinden çok şey öğrenerek ayrıldığım bir öğretmen. “Hayat ve ölüm arasındaki o ince çizgide yazıyoruz.” deyişini ve bunu tahtaya çizişini unutamıyorum. Serinin ikinci röportajını onunla gerçekleştirdik.
Çocukken sizi en çok üzen olay neydi?
Tek bir olay söyleyemem. Ama çocukken üzüntüyü ve sevinci uçlarda yaşardım. Üzülmek demeyeyim ama kaygılı bir çocuktum hatırladığım kadarıyla.
Nerede yaşamayı hayal ediyordunuz?
Okuduğum kitaplarda anlatılan yerleri hayal ederdim. Ama belirgin bir yer yoktu zihnimde. Evde olmak yetiyordu sanırım.
Yaşadığınız en mutlu anı hatırlıyor musunuz?
Doğan Kardeş dergisinde bir şiirim yayımlanmıştı. “Okurlardan Gelenler” köşesinde. Hem de fotoğrafımla birlikte. O an harikaydı.
Çocukken yaptığınız en büyük hata neydi? Peki ya hata olduğunu hissedip de atfettikleriniz oldu mu? Bir de tabii hatırlaması hoş olmasa da aldığınız en büyük ceza ne olmuştu?
Zihnimde sadece kırılan bir vazo için söylediğim yalan ve babamın “Odana git” deyişi var.
Körebe mi? Saklambaç mı?
Saklambaç.
En sevdiğiniz erkek kimdi ve en sevdiğiniz kadın?
Anne-baba ve akrabalar dışında bir isim bulmaya çalıştım. Eftal Abi ve Akile Abla.
Favori çizgi kahramanınızı hatırlıyor musunuz?
Red Kit. Asteriks. Bir de doğrudan çizgi kahraman olmasa da Pıtırcık. Yani Rene Goscinny ne yaptıysa sevmişim… Hâlâ severim. Tam ben bu soruları cevaplarken Uderzo’nun ölüm haberinin gelmesi de sarsıcı. Biz hafızada izi kaybolmuş soruları cevaplarken gerçekler ölüyor.
Gerçek hayatta kimi bir kahraman gibi görüyordunuz?
Bir kahramana bağlandığımı hatırlamıyorum. Ama dedemin yaşam hikayesinden çok etkilenirdim.
Ne dinlemeyi severdiniz? Hangi şarkı dilinizden düşmüyordu?
Bunu hatırlamam çok zor. Babam türkü severdi, annem Türk sanat müziği, ablam da popüler müzik ve rock. Ben en çok neyi söylerdim acaba?
Kimi idol olarak görüyordunuz?
Çocuklukta bu isim sıkılıkla değişiyor. Aslında “kahraman” sorunuzla aynı cevabı verebilirim. Ama yaşım büyüdükçe değişimler oldu tabii. Jack London’la başlayıp Johann Cruyff’a kadar giden bir çizgi var orada…
En sevdiğiniz renk neydi?
Mavi.
En sevdiğiniz çiçek ve en sevdiğiniz hayvanı da soracağım.
Papatya sanırım. Kediler ve köpekler, hâlâ severim.
İlk okuduğunuz kitap neydi?
İlk kitap çok soruluyor, bunu hatırlamıyorum. Ama ilk sarsıldığım kitap “Pal Sokağı Çocukları”.
Bildiğiniz bir tekerleme var mıydı?
Çok vardı. Seslendirmeye erken yaşta başlayınca eğitim amacıyla bütün tekerlemeleri öğrenirsiniz. O klişe tekerlemelerin hepsini bilirdim.
“Uzun yürüyüşlerden uzak kaldığıma üzülüyorum”
Özgürlüğünüz kısıtlandığında en çok neye üzülüyorsunuz?
Üzülmek diyemem duyguma. Ama sorunuza cevap olsun diye çok sevdiğim uzun yürüyüşlerden uzak kalmaya üzüldüğümü söyleyeyim.
Kendinizi yaşarken en özgür hissettiğiniz yer neresi?
Çalışma masamın başı.
En büyük hayaliniz ne?
Daha çok yazmak.
Birileri sizin özgürlüğünüzü ihlal ettiğinde hangi şartlar altında hoş görebilirsiniz?
Böyle bir ihlali kabul etmem.
En özgür bulduğunuz erkek karakter?
Peki ya kadın karakter?
Günlerin Köpüğü’ndeki Chloe.
Tarihte size ilham veren en özgürlükçü kişi kim?
Kendi hayatınızda en özgür bulduğunuz kadın kim?
Yakın çevremden bir isim vermeyeyim. Hayranı olduğum bir kişinin adını vereyim: Nurdan Gürbilek.
Resimlerinde özgürlük hissi aldığınız ressam kim?
Sizi en özgür hissettiren müzisyen?
Özgürce yapmaktan en hoşlandığınız şey?
Yürümek.
İstediğiniz kişinin hayatını bir gün yaşayabilirsiniz. Bu kim olurdu?
Yok öyle biri…
Tüm çevrenizi seçme özgürlüğüne sahipsiniz. Nasıl özellikleri olan insanlar seçerdiniz?
Bunu yapabildiğimi düşünüyorum.
Sizce özgürlüğün rengi?
Gökkuşağı.
En özgürlükçü şiir?
Şiirleri yarıştırmayayım…
Tüm sloganlara izin verildi, sizinki ne olur?
“Seni senden başka kim özgürleştirebilir ki?”
Son olarak da korona virüsü salgınından haberdar olduğunuzda ve eve kapandığınızda duyduğunuz en büyük pişmanlık ne oldu? Şimdi tekrar özgür olsanız bunu da telafi etmek için ilk ne yapmak istersiniz?
Özgür olmama durumunu sadece eve kapanmakla sınırlı tutmuyorum. Özgürlüğün tanımlanmasının, özgürlüğü sınırlayan ilk etken olduğunu düşünürüm. O yüzden özgürlük üstünden değil, eve kapanmak üstünden cevaplayayım. Evde kalmak zorunda olmasam dostlarla buluşup Bursa’da iskender yemek isterdim.