Demir Demirkan Türkiye’de Pentagram’ın üyesi olarak tanınıyor. Ama aslında çalışmaları daha fazla. Mike Stern, Al Di Meola, Dave Weckl, Trilok Gurtu, Omar Hakim ve Phil Galdston gibi müzisyenlerle çalışmasının yanı sıra, elliye yakın albüme imza atmış bir müzisyen. Bu albümlerin içinde blues müzikten rock müziğe, metal müzikten film ve televizyon dizilerine, (bazı soundtrack’ler senfoni orkestrası için yazılmış) korodan Anadolu enstrümanlarına farklı türde bir müzik seçkisi bulunuyor. Yeni normale geçip, karantinayı sonlandırdığımız bugün röportaj serimizin son konuğu Demirkan bakalım o neler demiş?
Bir zamanlar çocuktuk. Çocukken sizi en çok üzen olay neydi?
Yazın bitmesi.
Yaşadığınız en mutlu an neydi?
Yazın başlaması… Şaka bir yana, ablam ve abilerim ülke dışında yaşıyorlardı. Tatillerde Türkiye’ye geldiklerinde çok mutlu olurdum.
Yaptığınız en büyük hata neydi? Bir de tabii hatırlaması hoş olmasa da aldığınız en büyük ceza ne olmuştu?
Windsurf furyası çıkmıştı çok küçükken. Sanırım 9 – 10 yaşlarındaydım. Eniştem Almanya’dan getirmişti. Öğrenmiştim yapmayı. Sonra büyüdükçe ilerlettim. Gitar çalmaya başlayınca bıraktım. Birkaç yıl önce tekrar denedim ama iş işten geçmiş. Büyük hata.
İlkokul öncesi Adana’dan Ankara’ya taşınmıştık. Büyükçe tenekeden bir arabam vardı. Bir pazar sabahı çok erken saatte arabaya ip bağlayıp sokağın bir başından sonuna koşarak arabayı çekip mahalleyi uyandırmıştım. Annem pencereden eve çağırdı sakince. Sonrası biraz acılı olmuştu.
En sevdiğiniz erkek kimdi ve en sevdiğiniz kadın?
Abilerimden Gürhan’ı çok severdim. Hâlâ severim. Bir de Günseli Abla vardı aile dostumuzun kızı. Yaşı benden çok büyüktür ama çok sevecendi ve çok severdim onu.
Körebe mi? Saklambaç mı?
Saklambaç. Körebeyi bir kaç kez denemiştim ve hiç hoşuma gitmemişti.
Favori çizgi kahramanınızı hatırlıyor musunuz?
Sırasıyla: Zagor, Kızılmaske, Zembla, Çelik Bilek
Gerçek hayatta kimi bir kahraman gibi görüyordunuz?
Atatürk’ü.
Ne dinlemeyi severdiniz? Hangi şarkı dilinizden düşmezdi?
Jailhouse Rock.
En sevdiğiniz renk neydi?
Kırmızı.
Peki ilk okuduğunuz kitap?
İki Şehrin Hikayesi – Charles Dickens.
Bildiğiniz bir tekerleme var mıydı?
Hatırlayamadım.
Karantina kelimesinin sizde çağrıştırdığı ilk üç şey nedir?
1- Annemin ailesinin Kırım’dan Türkiye’ye göç ederken Afyon dışında karantinaya alınıp büyükanne ve büyükbabasının salgın nedeniyle hayatını kaybetmesi hikayesi.
2- İzmir’de bir semt.
3- Beyaz Çadırlar.
En çok neyi özlüyorsunuz?
Büyüdüğüm yıllarda Çeşme Sakızlı Koy Sitesi’ni (Ankaralılar Sitesi de denirdi) ve o yazları. Her gün en az bir kere gözümün önüne gelir ve havanın kokusunu bile hatırlarım.
Ya günleriniz nasıl geçiyor?
Pek bir şey değişmedi benim için. Zamanımın büyük bir bölümünü evdeki stüdyomda geçiririm zaten. Spor için de salona gitmem, evde veya dışarıda yaparım. Sinema büyük eksiklik sadece.
Biter bitmez ilk yapacağınız şey nedir?
Türkiye’ye gelip tatil yapmak ve konserlere başlamak.
Seyahat edememek “hapis” hissi yaratıyor
Neticede özgürlüklerimiz kısıtlandı. O zaman biraz da özgürlük konuşalım. Özgürlüğünüz kısıtlandığında en çok neye üzülüyorsunuz?
Seyahat edememek çok ciddi bir “hapis” veya “sürgün” hissi yaratıyor. Özgürce dünyayı dolaşmayı özlüyorum.
Kendinizi yaşarken en özgür hissettiğiniz yer neresi?
İzmir ve Teksas.
Birileri sizin özgürlüğünüzü ihlal ettiğinde hangi şartlar altında hoş görebilirsiniz?
Sabredip daha sonra intikam alma ihtimalimin olduğu şartlarda.
En özgür bulduğunuz erkek karakter?
Alexis Zorba.
Peki ya kadın?
Eşim.
Tarihte size ilham veren en özgürlükçü kişi kim?
Birçok alanda çok sayıda var, aklıma gelen ilk üçünü sayıyorum. Martin Luther, Mahatma Gandhi, Lao Tzu, Frank Zappa, Ömer Hayyam.
Resimlerinde özgürlük hissi aldığınız ressam kim?
Sizi en özgür hissettiren müzisyen?
Steve Vai, David Gilmour.
İstediğiniz kişinin hayatını bir gün yaşayabilirsiniz. Bu kim olurdu?
Lao Tzu veya Ömer Hayyam.
Tüm çevrenizi seçme özgürlüğüne sahipsiniz. Nasıl özellikleri olan insanlar seçerdiniz?
Farkındalığı yüksek, korkularından değil aşktan ve sevgiden motive olan, güçlü egolu ama ben merkezci olmayan, ergen dürtülerinden kalma hayallerinin peşinde koşmayan, heteroseksüel veya eşcinsel gözetmeksizin bir karma topluluk. Temelde bu özellikler olduğunda dünyayı cennete çevirebiliriz.
Sizce özgürlüğün rengi nedir diye sorsam…
Eflatun gibi ama şeffaf bir bulut gibi…
…ve son olarak, tüm sloganlara izin verildi, sizinki ne olurdu?
Biriz!