sanatatak.com astrologu Meltem Ersoy, uyarıyor: 29 Ağustos’ta Dolunay Balık’ta, Eylül gelmeden kendinize zaman ayırın, yeni bir müzik listesi oluşturun, kaçıp gidin uzaklara…
Uzak diyarlardan, berrak-kuytu sulardan, tüm hayalleriniz ve uğruna göze aldığınız yok oluşlar, sarhoşluğun cazibesine ve uçsuz bucaksız okyanusa çağırıyor….bu çağrıyı dinleyecek misiniz? Yoksa kaçmak için varınızı yoğunuzu ortaya mı koyacaksınız? Kulakları tıkamak bir yere kadar işe yarayacaktır, ama sizi mutlu eder mi? Veya özgürleştirir mi? İşte bunu hiç sanmıyorum.
Eğer nereden işe başlamalı derseniz, hemen yeni müzik listenizi oluşturun derim, çünkü hayaller dayanılmaz bir cazibeyle kapınıza dayanacaklar, onları hoş tutmak lazım, daha önce olmadığı gibi sarılıp bir süre hayallerinizle kalmanız lazım. En azından buna değer! Gerçek hayatla hiç de uyumlu olmayan bir dolunayımız var. Sonucu ya büyük özlemler, ya da büyük bir hayal kırıklığı (öne çıkanlar). Eğer olumlu taraftaysanız belki buna aşk diyebilirsiniz. Çünkü zaten ayaklarınız yerden kesilmiştir. Gerçeklikle ilginiz hiç kalmamıştır. O zaman tadını çıkarın, demek ki mecbur olduğunuz işlere ara verebilmişsiniz. Ne mutlu!
Ancak yetişkinler için veya çalışmaya devam edenler için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. İyisi mi siz müzik listenizle, tablolarınızla, hobinizle, tiyatronuzla haşir neşir olun. Onlara kolay ulaşabilir olun, bir konser bileti alın…sanat severlik yapın, hayır işlerine yer verin, evrensel aşkı takip edin ve diğer yandan da bu dünyayla olan bağlantınızı kesmemeye çalışın. Değişim öncesi gerçeklerde ve algılarda bu derece yanılma payı mevcutken, yazılı mecrada önerecek en kolay rahatlama metotları bunlar bence. Tabii tekneniz varsa denizde vakit geçirebiliyor ve yelkenli yapabiliyorsanız bunlar da olumlu kaçış alternatifleri olabilir… Hayal gücünüze bırakıyorum, siz anladınız bence. Kaçıp gidin uzaklara, gerçekliği bir kenarda göz ucunda bulundurun. Eğer hiçbir şey yapamıyorsanız güzel bir TV dizi arşivi bulun ve hemen dalın! Baş karakterle aranızdaki bağlantıyı çözmek için mükemmel zamanlama.
Son tatil, son şekerlemeler bu zamanlar, okulları ertelediler ama Eylül ayında gökyüzünde hiç tatil havası olmayacak. Bu yüzden rüyalarınızın hayallerinizin kıymetini bilin, duygularınızı, özlemlerinizi, sevginizi ifade edin gitsin… Bırakın rastlantılar size hikayelerini anlatsın. Eylül ayını bu hafta başlayan masala ayırabilirsiniz. Bilinç dışında (çünkü gerçekler dış hatları dolduracak) sürüp giden güzel bir hikayesi olur, işten ve bu dünyanın acımasızlığından sıtkınız sıyrıldığında kendinizi bırakacak serin sularınız olur.
Kendinize bu inzivayı tanımazsanız, üzgünüm, Eylül’de havalar değişiyor, Ekim ayının başına kadar süre gelen bu masal tümden gerçek dünyanızı kaplarsa, o zaman sonrasında hayal kırıklığı getirme ihtimali artabilir, o yüzden siz şimdiden kendinize ihtiyacınız olan inzivayı hediye edin. Böylece dış dünyadaki spekülasyonlara ve yalanlara kapılma ihtiyacını azaltırsınız. Sağduyulu olmaya ve sakin bir mantığa ve uzlaşma ihtiyacına belki de uzun süredir hiç bu kadar ihtiyaç duymamıştık. Belki de “bedenimiz ruhumuzu hiç bu kadar aç bırakmadı…” (Nietzsche’den) beslenemedik anlayacağınız! Tıpkı ekolojik denge gibi tek taraflı değildi bozulma, şimdi ise telafi etmek için önce gene ruhun beslenmesi gerekiyor. Geleceğe bu şekilde hazırlanabilirsiniz, Ekim ayının ilk haftası bu dinlenmenin sonucuyla sağduyulu kararlar almanız gerekecek. Sonucu ve çözümü ise 10 Ekim haftası bulabilirsiniz. Hayal mi gerçek mi veya hangisine daha çok ihtiyacınız var, o zaman karar verirsiniz. Şimdilik ikisini birbirinden ayırabilmek çok zor.
İyi dalışlar…