A password will be e-mailed to you.

Christopher Nolan, sinema dünyasında her kesimden izleyiciyi etkileyen filmleriyle tanınan, projeleri merakla beklenen bir yönetmen. Oppenheimer filmi ile ilk Oscar’ını kazandıktan sonra yeni bir projeyle geri döneceğini duyurdu: Homeros’un efsanevi Odysseia destanını beyazperdeye uyarlamak. Bu heyecan verici projeyi beklerken biz de bu destanı İngilizceye çeviren ilk kadın olan Emily Wilson’ın çığır açan çalışmasını gündeme getirmek istedik.

Emily Wilson’ın 2017’de yayımlanan Odysseia çevirisi edebiyat dünyasında önemli yankı uyandırdı, deyim yerindeyse çığır açtı. Bu çeviriyi özel kılan iki önemli nokta vardı: Wilson, bu destanı İngilizceye çeviren ilk kadındı ve çalışması yalnızca antik metni yeniden yorumlamakla kalmayıp klasik edebiyat alanındaki yerleşik geleneklere de meydan okumaktaydı. Akıcı dili, şiirsel yapısı ve toplumsal cinsiyete dair çarpıcı yorumlarıyla Wilson’ın çevirisi hem akademik çevrelerde hem de popüler kültürde geniş bir tartışma yarattı.

Homeros Çevirisinde Cesur Bir Ses

Wilson, Odysseia çevirisine basit ama etkili bir soruyla başlamış: “Bu kadim eser, çağdaş bir izleyici kitlesinde nasıl yankı uyandırabilir?”  Erkek çevirmenler tarafından yapılan önceki çevirilerdeki önyargıların farkında olan Wilson, metni daha açık ve anlaşılır bir şekilde yorumlamaya odaklanarak süslü ve arkaik bir dilden uzak durur.

Wilson‘ın çevirisinin en dikkat çeken özelliklerinden biri, Homeros’un altı vurgulu dizeleri yerine doğal İngilizce konuşma dilini yansıtan iambik pentametre (bir dizede beş vurgulu on hecelik vuruşlardan oluşan şiirsel bir ritim) kullanması. Bu tercih İngiliz şiir geleneğine bir selam olarak yorumlanmış. New York Times’ta yayımlanan bir eleştiriye göre, bu tercih metni hem daha anlaşılır kılıyor hem de anlatıya hareketli, sohbet havasında bir ton katıyor. Wilson, çevirmen notunda, “orijinalin hızını ve müzikalitesini çağrıştırmak” ve aynı zamanda kendi çevirisinin “okuması zevkli” bir eser olmasını amaçladığını belirtmiş.

Uzun Süreli Varsayımlara Meydan Okumak-Yeni Bakış Açıları

Wilson’ın karakterlere getirdiği yeni bakış açısı da dikkat çekiciydi. Özellikle Odysseus’un tasvirinde, geleneksel kahramanlık algısını sorgulayan bir tutum sergiledi. Vox’a verdiği bir röportajda Wilson, Odysseus’la ilişkilendirilen “romantikleştirilmiş kahraman tapınmasını” ortadan kaldırmaya yönelik bilinçli bir çaba içinde olduğunun altını özellikle çiziyor.

Homeros’un Odysseia destanının orijinal Antik Yunanca metnindeki açılış cümlesi, destanın merkezindeki kahraman Odysseus’u tanıtarak başlar:

“Ἄνδρα μοι ἔννεπε, Μοῦσα, πολύτροπον, ὃς μάλα πολλὰ / πλάγχθη…”

Türkçe okunuşu: “Andra moi ennepe, Mousa, polytropon, hos mala polla / planchthe…”

Cümlenin genel anlamı da: “Anlat bana, ey ilham perisi, çok yönlü adamı, pek çok zorluktan geçmiş olanı…”

Emily Wilson’ın İngilizce çevirisinde bu cümle şu şekilde ifade edilmiştir:

“Tell me about a complicated man.”

Azra Erhat’ın Türkçe çevirisinde ise cümle:

“Anlat bana, tanrıça, binbir düzenli yaman adamı.”

Her çevirmen, açılış cümlesindeki Odysseus’u tanımlayan polytropos kelimesini kendi yorumuyla aktarmış ve bu, çevirinin genel tonunu belirleyen önemli bir tercih olmuştur. Wilson polutropos kelimesini İngilizceye complicated (karmaşık) olarak çevirdi. Çevirisinde onu kurnaz bir zekâya sahip olmanın yanında ahlaki ikilemleri de olan karmaşık ve kusurlu bir figür olarak sundu. Azra Erhat ise, çevirisinde polutropos kelimesini “binbir düzenli yaman adam” olarak çevirerek Odysseus’u yücelten bir tercihte bulunmuş gibi.

Wilson’ın metindeki Yunanca douleia (hizmetçilik veya kölelik anlamına gelen) sözcüğünü metinde “köle” olarak çevirmesi de dikkat çekici bulundu. Bu tercih, Antik Yunan’daki kölelik düzeninin sert gerçeklerine dikkat çekerek okuyucuları metnin bu rahatsız edici yönleriyle yüzleşmeye zorlaması olarak yorumlandı. Bu yaklaşım, Wilson’ın güç ilişkilerini sorgulama ve tarihsel olarak bastırılmış/marjinalleştirilmiş seslere alan açma çabasının bir yansımasıydı.

Wilson ayrıca, Antik Yunanca’da köle hizmetçileri ifade eden dmoai sözcüğünü, geçmişte olduğu gibi aşağılayıcı bir şekilde değil, “bu kızlar” diyerek çevirdi. Bu, metindeki köle kızların insani yanlarını ön plana çıkarmayı amaçlayan bir yaklaşım olarak değerlendirildi. Erhat’ın, dmoai sözcüğünü “kadınlar” olarak çevirdiği notunu da düşelim. Her iki çevirinin de kadın karakterlere daha insancıl bir bakış açısı sunduğunu söyleyebiliriz.

Kadınlar Ön Saflara

Wilson, Odysseia’daki kadın karakterlere getirdiği yorumlarla destanın toplumsal cinsiyet dinamiklerini yeniden ele alıyor. Penelope’nin sadakati ve direnişi, destanın öne çıkan temalarından biri olarak işlenirken, Wilson’ın çevirisi bu özelliklerin Penelope’nin zekâsı ve stratejik düşüncesiyle nasıl birleştiğini daha belirgin kılıyor. Ayrıca Athena’nın hikâyedeki merkezi rolü, Zeus’un İlyada’daki baskınlığından farklı olarak bir kadın figürün stratejik zekâsı ve yönlendirici gücünü vurguluyor.

Ancak destan, erkek egemen bir dünya düzenini yansıtmaktan da geri durmuyor. Odysseus’un yolculuğu boyunca farklı kadınlarla olan ilişkileri ve bu ilişkilerin toplum tarafından kabul görmesi, Penelope’nin sadakatine duyulan katı beklentiyle çarpıcı bir tezat oluşturuyor. Wilson, bu çifte standardı eleştirerek, kadınların hikâyedeki temsiline daha derin ve eleştirel bir bakış açısı getiriyor. Onun çevirisi, kadın karakterlerin yalnızca yan rollerde değil, destanın temel anlatısında aktif bir yer tuttuğunu daha güçlü bir şekilde ortaya koyuyor.

Eleştirmenlerin Övgüsü ve Popüler Başarı

Wilson’ın Odysseia çevirisi, yayımlandığı andan itibaren hem eleştirmenlerden hem de okurlardan büyük beğeni topladı. The Guardian çeviriyi “son derece zeki” ve “şaşırtıcı derecede orijinal” olarak nitelendirirken The New York Times Book Review eseri “destanın nefes kesici bir yeniden keşfi” olarak tanımladı. Yazar Patrick T. Reardon ise kendi blogunda Wilson‘ın çevirisini “cilalı bir cam bölmesi kadar berrak” olarak tanımlayarak okuyucuların antik hikâyeyi yeni bir ışık altında görmelerini sağladığını ifade etti.

Son dönemdeki ilginin sonucu olarak yapılan “The Return” uyarlaması.

Bu çeviri, eleştirmenlerden aldığı bu övgülerin yanı sıra klasik bir edebiyat eseri için nadir görülen bir başarıya da imza attı ve en çok satanlar listelerine girdi. İlgi çekici üslubu ve yenilikçi yaklaşımları, Odysseia’yı -eseri geleneksel haliyle zorlayıcı bulabilecek- yeni nesil okuyucular için erişilebilir kıldı. Ayrıca Wilson’ın çevirisi yalnızca bireysel bir başarı olarak kalmadı; Homeros’un destanlarına duyulan ilgiyi yeniden canlandırdı ve antik metnin çağdaş kültürle etkileşim kurmasını sağlayarak modern uyarlamalara ve performanslara ilham verdi.

Daha Geniş Kültürel Etki

Wilson’ın çalışması, edebiyat sınırlarının ötesine geçerek toplumsal cinsiyet, güç ilişkileri ve çeviri politikaları üzerine tartışmaları tetikledi. Bu süreç aynı zamanda akademisyenleri ve çevirmenleri kendi yaklaşımlarını yeniden değerlendirmeye yöneltti. Edebiyat dünyasında önemli bir figür haline gelen Wilson, klasik eserlerin daha kapsayıcı bir şekilde ele alınmasını savunuyor. Vox, Wilson’ın başarısının, kanonik metinleri farklı bakış açılarıyla değerlendirmenin ne kadar önemli olduğunu gözler önüne serdiğini vurguluyor.

Emily Wilson’ın Odysseia çevirisi etrafında şekillenen tartışmalar, bize klasik edebiyatın süregelen geçerliliğini ve çevirinin dönüştürücü gücünü bir kez daha hatırlattı. Bu tarz çalışmalar, eski metinlerle bağ kurmanın ne anlama geldiğini yeniden düşünmeye ve onları yalnızca geçmişin kalıntıları olarak değil, bugünün karmaşıklıklarına yanıt veren yaşayan metinler olarak görmemize olanak sağlıyor.

Odysseia’yı Hatırlamayanlar İçin Kısa Bir Yolculuk

Homeros’un Odysseia destanı, Troya Savaşı kahramanı Odysseus’un memleketi İthaka’ya dönüş yolculuğunu anlatır. Savaşın ardından tanrıların gazabını çeken Odysseus, eve varmak için on yıl boyunca sayısız engelle karşılaşır. Dev Polyphemos, büyücü Kirke, sirenler ve Scylla ile Charybdis gibi efsanevi varlıklarla mücadele eden Odysseus, yol boyunca zekâsını ve cesaretini defalarca kanıtlar. Ancak İthaka’ya döndüğünde bile huzura kavuşamaz; yokluğunda krallığını ele geçirmeye çalışan talipleri alt etmek için bir kez daha plan yapması gerekir. Zengin kurgusu ve karakter derinliğiyle modern romanın atası sayılan Odysseia, cesaret, sadakat ve insan doğasına dair evrensel bir hikâye sunar.

Emily Wilson Kimdir?

Emily Wilson, Pennsylvania Üniversitesi Klasik Çalışmalar Bölümü Başkanı ve Beşerî Bilimler alanında Kadın Koleji 1963 Sınıfı Süreli Profesörüdür. Oxford Üniversitesi’nde klasikler ve Rönesans İngiliz edebiyatı, Yale Üniversitesi’nde ise klasikler ve karşılaştırmalı edebiyat alanlarında eğitim almıştır. Homeros’un eserlerine getirdiği özgün çeviriler ve klasik edebiyatın güncel yorumlarıyla uluslararası bir üne sahiptir. Rönesans ve Erken Modern Dönem araştırmalarıyla Amerikan Roma Akademisi üyeliğine layık görülen Wilson, ayrıca MacArthur ve Guggenheim bursları kazanmıştır. Ailesiyle birlikte Philadelphia’da yaşayan yazar, Homeros ve çeviri üzerine düşüncelerini Substack platformunda @EmilyRCWilson hesabından paylaşmaktadır.

Kaynaklar ve Daha Fazlası İçin

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Daha fazla yazı yok
2025-01-15 16:20:57