Kurulduğu 1995’ten beri alternatif müzik ve bilhassa post rock camiasının en önemli figürlerinden olarak kabul edilen Mogwai, Şubat’ta tekrar Türkiye’ye geliyor. Şahsen bir Mogwai fanı sayılmam, hatta müziklerini sevdiğim de söylenemez, ama bu fırsatı kullanıp onlara merak ettiğim birkaç soru sordum. Cevapları beklediğimden daha iyiydi, hatta yeri geldi bana ayar bile verdiler. Saygım arttı mı? Arttı.
Can Çakır: 13 Şubat tarihinde bir konser için İstanbul’a tekrar geliyorsunuz. Uluslararası başarıyı yakaladıktan sonra sık sık ziyaret ettiğiniz yerlerden biri burası. Sizce Türkiye seyircisi sizi neden seviyor?
İnsanların bizi belli yerlerde neden sevdiğinden asla emin olamıyorum. Genel olarak şarkı sözlerine yer vermememizin bizi farklı ülkeler ve kültürlere yakınlaştırdığını söylemek mümkün.
-Son albümünüz Rave Tapes’in yayınlanmasının üzerinden yaklaşık bir yıl geçti. Geriye dönüp baktığınızda, bu albüm Mogwai diskografisinin neresinde duruyor?
Kesinlikle en yenisi! Bilmem, ilk başta garip bir albümdü, ama tüm albümlerdeki gibi bu da yavaş yavaş Mogwai nizamına girip normalleşiyor.
-Müziğiniz ana akım medyada pek yer almasa da geçtiğimiz yıl Metallica’nın Glastonbury Festivali’nde yer alması sebebiyle onlara yönelttiğiniz eleştiri gündem konusu olmuştu. Metallica’ya laf atmaktaki amacınız neydi?
Herhangi bir amacımız yoktu. Doğru dürüst bir soru sormamış tembel bir gazetecinin tüm haberi üzerine kurduğu, aslında kenara atılması gereken bir yorumdu sadece. Bizim grubumuz gibi bir “ekibe” sahipseniz, aranızda öyle bir muhabbet oluşuyor ki, başka insanların da dinlediğini unutuyorsunuz. Bir röportaj sırasında gardını indirip ondan sonra başı belaya giren birçok ünlünün halinden anlamanızı sağlıyor. Bazı gazeteciler ahlaksız oluyorlar herhalde.
– İlk albümünüzden beri post rock tarzının öncüsü oldunuz ve birçok gruba ilham verdiniz. O kadar müzisyeni etkilemenize rağmen 20 yıl boyunca aynı tarz müziğe sadık kalma motivasyonunu nereden buluyorsunuz?
Yani, aslında ilk albümü ve son albümü dinlediğinde aynı grup olup olmadığından emin olmamanı ümit ederdim, ama eğer durum böyle değilse biz de bazı şeyleri yanlış yapmışız demektir. Bize prock etiketinin yapıştırılmasından bek hoşlanmıyoruz, ama yapacak bir şey yok.
-Kitleniz genelde “hipster” olarak kategorize ediliyor. Son birkaç yıl içinde alternatif sanat ve müzik dünyasını saran bu hipster dalgasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Hipsterlarla otomatik olarak ilişkilendirilmek sizi rahatsız ediyor mu?
Ciddi misin? Haha. Sen bizim konserlerimize hiç geldin mi? Eğer hipsterlar şu an 40lı yaşlarının sonlarına gelmişlerse, normal kıyafetler giyiyorsa ve sevgilileri yoksa… Müziğimiz bir seneden daha uzun süredir varolduğu için hipsterların bizi sevdiğini sanmıyorum. Belki Türkiye’de farklıdır, bilemeyeceğim.
Haziran 2013’teki gösteriler ve polis şiddetinden beri dünyanın gözü Türkiye’de olup bitenlerin üzerinde. Siz olayları takip ediyor musunuz? Eğer ediyorsanız, demek istediğiniz bir şey var mı?
Mevcut İngiliz Başbakanı sizinkiyle aynı kafa yapısına doğru gidiyor gibi. Muhtemelen kankadırlar zaten.