A password will be e-mailed to you.

"Glitch sözcüğü kayma, hata, kırılma ve bozukluk anlamlarına gelmektedir…glitch sanatı olağanca devrimci bir girişimle teknolojinin mükemmelliğine dair söylemi öteleyip insan yapımının önemini ve hatanın estetiğini ortaya koymaktadır."

Bilmiyorum haberiniz var mı Glitch diye bir sanat hareketi ortaya çıktı kısa bir süreden beri. Belki de şimdiye kadar ortaya çıkmış sanat hareketlerinden hem materyalleri hem de uygulanma şekli bakımından biraz farklı bir sanat hareketi ama bununla birlikte bence günümüzdeki sanat hareketlerinden en önemlilerinden biri. Sadece ortaya koyduğu eserler ve estetik anlayışıyla değil bir sanat tarzı olarak çağın en önemli anlamlarından birini taşıyarak varlığını ortaya koyması dahi oldukça önemli. Belki de bu boyutlara değinmeden ilkin glitch sanatının ne olduğundan söz etmeli.

Glitch sözcüğü kayma, hata, kırılma ve bozukluk anlamlarına gelmektedir ve daha çok elektronik ortamda yazılım dilinde oluşan bir “yazım yanlışının”, bir hatanın ekrana yansıttığı bozulmuş görüntü olarak kullanılmaktadır. Bu hata bir görüntü ya da ses hatası olabilir, görüntü hatası olarak bir resim ya da videoda gerçekleşebiliyor olabilir. İşte bu hataların seste, videoda ya da resimde yarattığı bozulmuş görüntüdür glitch sanatı. Burada bozulmuş sözcüğü aslında düzensizlik yani kompozisyonsuzluk anlamında değil tam aksine yapısı bozulmuş görüntünün yarattığı rastlantısal ve yeni birçok anlamla bütünleşebilen kompoziyon sunabilmesi anlamındadır.

Bir glitch eserin meydana gelebilmesi için teknik birçok farklı yöntem de vardır. Bilgisayarların yazılım diliyle oynayabilme kabiliyetinizle orantılı olarak bir glitch eseri ortaya koyabilirsiniz. Diğer taraftan akıllı telefonunuza yükleyeceğiniz bir glitch uygulamasıyla da yazılımlar hakkında hiçbir şey bilmeden glitch eserler yaratabilmeniz mümkün.

Bununla birlikte glitch sanatının aslında hiç de bir rastlantı ya da hata sonucu oluşmuş bir sanat alanı olduğunu düşünmeyebiliriz. Nasıl ki barok sanatı ya da modern sanat döneminin sosyolojisinin, toplum yapılarının birer temsili ise glitch sanatı da bu günün temsilcisi bizce. Hegelciler buna “zamanın ruhu” anlamında “tarihsel tin” der. Tarihsel tin zamanının estetik anlayışını da belirler. En azından Hegelci estetikte en önemli unsurlardan biridir tarihsel tin. Çünkü burada tarihsel tin, içeriğin de biçimin de hatta sanat eserinin niteliğini ve değerini de belirleyen unsurdur. Glitch sanatını böylece düşündüğümüzde yani sosyolojisiyle düşündüğümüzde karşımıza çıkacak anlamlar da kuşkusuz ki hayatımızın içindeki anlamlardan oluşacaktır. Daha da netleştirecek olursak glitch sanatı teknoloji çağının insan tipini anlamamıza yardımcı olacaktır.

Michel Foucault daha 1960’ların sonlarında “İnsanın ölümü”nden daha doğrusu epistemolojik ya da kültürel bir gösteren olarak ölümünden söz eder. Buna göre insan özellikle modern dönemin başlangıcından günümüze tarihsel bir söylencenin ve bir takım toplumsal pratik ve tekniklerin ürünü olarak yaratılmış, ortaya çıkmış kültürel bir gösteren, bir epistemedir. Foucault’ya göre 21. yüzyılın ikinci yarısında hem bu söylencenin gücünü kaybetmesi hem de bu teknik pratiklerin ortadan kalkması ya da dönüşmesiyle tıptı bir yüzyıl önce “Tanrı’nın ölümü” gibi artık insan kültürel bir gösteren olarak ölmüştür. Bununla birlikte bizce analitik ve diyalektik felsefe ve bunun bir sonucu olan biçim yapısı ve bilgisi de bunu doğrular niteliktedir. Sanat eserinde meydana gelen biçim (form) yukarıda bahsettiğimiz tarihsel tinle vücut bulur ve tarihsel tinin yaratığı hakikatlerle sanatçının bu hakikatlere yorumu çerçevesinde biçimini alır.

Bir biçim vericisi olarak hakikat kavramının Foucaultcu düşüncede tarihsel tin kavramına yakın ve onun yerini alan bir kavram olduğunu söylemek yerinde olacaktır. Hegelci tarihsel tin bir özün kendini hemen her şeyin görüntüsü olarak bütünsel sunması iken Foucaultcu hakikat parçaların hareketleri ve yarattıkları söylemlerin sonucu herhangi bir özden bağımsız oluşturdukları farklı farklı bütünlerdir. Hem Hegelci tarihsel tin hem de Foucaultcu hakikat ya da hakikatler hem bir toplumdaki insan tiplerini (biçimlerini) hem de dolayısıyla bu insan tipiyle içkin sanatsal biçimleri belirler. Bu nedenle glitch sanatının sunduğu biçimsel kompozisyonlar bizce çağımız insanının formel yapısına dair fikir edinmemizi sağlar. Peki nedir bu formel yapı ve ondan edineceğimiz fikir. Bunun anlamak için glitch sanatına daha yakından bakmalı; yani kendisi de genç bir glitch sanatçısı ve akademisyen olan Rosa Menkman tarafından 2010 yılında yazılmış glitch sanatı manifestosunu irdeleyebiliriz.

Bu manifestoda Rosa Menkman glitch sanatının teknik kaynağını, bir sanat olarak konumunu ve felsefesini ortaya koymaktadır. Buna göre glitch sanatı olağanca devrimci bir girişimle teknolojinin mükemmelliğine dair söylemi öteleyip insan yapımının önemini ve hatanın estetiğini ortaya koymaktadır. Şöyle diyor Menkman: “Glitchi bir nesneyi sıradan biçimden ve söyleminden anlamının yok olduğu bir yıkıma doğru kaydıran harika bir müdahale olarak deneyimliyorum.” Böylece glitch sanatının olağan, kendini normal olarak yapılandırmış tutucu anlamları yeniden sorgulatan bir özelliği söz konusu. Elbette ki anlamları yeniden sorgulamak eylemi bütün sanatlarda mevcut fakat Menkmana göre glitch sanatı bunun ötesine geçerek durağan hiçbir formu kabul etmemek gibi bir özelliğe sahip. “Glitch’in zamana bağlı katı bir biçimi ve durumu yoktur; o sıklıkla teknolojik sistemde beklenmedik ve anormal bir modus operandi olarak, birçok umulan akış arasında bir kırılma olarak meydana gelir.” Yukarıda da değindiğimiz gibi sanat eserini oluşturan biçimlerle toplumun benimsediği normlar arasında bir bağ söz konusudur. Normlar hayat tarzını belirlerken, formlar da sanat eserinin tarzını belirler. Formun glitch ya da glitch sanatındaki bu niteliği kuşkusuz bugün insanın normsal yapısının özelliğine de verecektir. Bu normsal özellik teknolojiyle özneleşen bireyin normsal özelliğidir. Eğer glitch sanatında form kırılmaları bu kadar yoğun ise bu çağın öznesi içinde normsal kırılmalar aynı yoğunluk ve derecede olacaktır.

İnternet teknolojisinin insan için yeni bir özneleşme alanı olduğu kuşku götürmez. Günümüz insanı yeni bir sosyal ortam olması nedeniyle internetle yeni bir biçim kazanıyor. Bu ise eski ve yeni normları yeniden belirleyip konumlandırıyor. Daha önemlisi onları çok boyutlu ve hızlı bir şekilde yapıyor. Öznenin kendi temsilini (represantation) internet ağlarının adres konumlandırma mekânlarında gerçekleştirip yazılım dillerinin (0101- byte) yardımıyla oldukça hızlı bir şekilde bir kimlik edinip hemen bir an sonra başka bir adreste bunu değiştirebilir, böylece durağan ve tekrar eden bir kimlik yerine hızla değişen bir hakikatler ve kimlikler zincirinde dolaşabilir. Bu gezintiler sırasında tıpkı glitchte olduğu gibi kırılmalar yaşanabiliyor. Ve kırılmalar yaşam biçimi (formu) oluyor. Modern anlamdaki insanın ölümü diyebiliriz buna.

Son olarak sanat dünyasındaki forma dayalı krizden söz etmememiz durumunda da aslında bunun yukarıda bahsettiğmiz teknik ve sosyal nedenlerden uzak olmadığını söylemek gerekir. Ta Pop Art’ın ortaya çıktığı dönemden ve sebepten formel yaratımın anlamları oldukça tartışma götürür bir hal almıştı. Fotoğraf ve montaja dayalı teknik ilerlemelerin ve kapitalist ideolojinin temsilinin anlamlarında yaptığı etki pop artı doğurmuştu. Bu gün görüntünün (image) yeri ve konumu aynı nedenlere dayalı olarak daha da farklı bir konuma erişmiş bir durumda. Cep telefonlarında yer alan birçok farklı fotoğraf uygulamalarıyla ve bunların her an sosyal ortamlara taşınmalarından kaynaklı olarak görüntü (image) bolluğu görüntünün yıkımına dair bir arzuyu daha da tetikledi.

 

 

Daha fazla yazı yok
2024-11-02 15:31:54