Sanatatak yazarı Efe Beşler bu hafta ve her hafta yeni çıkan kitaplardan en önemlilerini seçiyor: ‘Moda-loji, ‘Filozof Olmayanlar İçin Felsefeye Giriş’, ‘Yurtsuz Kalanlar’ ve ‘Madonna with a Fur Coat’.
Sanatatak yazarı Efe Beşler bu hafta ve her hafta yeni çıkan kitaplardan en önemlilerini seçiyor: ‘Moda-loji, ‘Filozof Olmayanlar İçin Felsefeye Giriş’, ‘Yurtsuz Kalanlar’ ve ‘Madonna with a Fur Coat’.
Moda-loji
Geçtiğimiz haftalarda Ayrıntı Yayınları’ndan modanın sosyolojisi ile ilgili bir kitap yayımlandı. Yuniya Kawamura tarafından yazılan ‘Moda-loji’ kitabı, Moda dünyasına farklı bir açıdan bakıyor. Kısaca, kitabın ana teması modabiliminin inşasına odaklanıyor.
Sözcükleri kullanırken genelde ne anlama geldiğini bilmeden kullanırız. Sözcüğün arkasındaki geniş dünyayı görmezden gelir, çoğunlukla ezbere kullanırız. Pek üstünde düşünmeden, taşınmadan. Günümüzde herkesin dilinde modanın kelimesinin geçtiği bir söz duyabilirsiniz. Mesela “üstündeki gömleği nereden aldın, çok yakışmış”, “bu ayakkabılar çok moda, bu şarkıcı da giyiyor” gibi. Günlük konuşmalarımızın vazgeçilmez konularından biridir moda. Hayatımızı kuşatmakta, her daim popüler bir sözcük olmaktadır. Moda dünyası, modacıları, dergi editörlerinin şatafatlı dünyalarını bir fantezi olarak bize yansıtır. Yazar modanın bundan ibaret olmadığını, olgu ve kavramlar üzerinden sisteme odaklanıyor. Yuniya Kawamura klasik ve güncel okumaları yapıp, amprik verilerle sosyal ve beşeri bilimler için Modabiliminin inşasını yapıyor. Öncelikle moda ve giyimi birbirinde ayırıyor ve modanın kurumsallaşmış sistem olarak tartışıyor. Sonrasında da, yıldız tasarımcının karakteri üzerinden üretimden tüketime moda sistemini irdeliyor.
Filozof Olmayanlar İçin Felsefeye Giriş
Louis Althausser’in ‘Filozof Olmayanlar İçin Felsefeye Giriş’ adlı kitabı Can Yayınları’ndan yakın bir zaman önce yayımlandı.
Louis Althausser felsefenin, sadece geniş anlamda düşünen felsefecilere ya da entelektüellere bırakılmayacak kadar bir ciddi bir iş olduğunu inanarak bu elkitabını yazmış. Filozof olmak gibi bir gayesi olmayanlar, fakat felsefe ile ilgili fikir sahibi olmak isteyenler için bir nevi başlangıç kitabı sayılabilir.
Althausser denince akla hemen İdeoloji ve Devletin İdeolojik Aygıtları kitabı gelir. Toplumsal oluşuma egemen olan sınıfın belirli aygıtlarla kendi egemen ideolojisinin sürdürüldüğünü iddia eder. Okul, tıp, mimari vb aygıtlarla yani DİA’larla (Devletin İdeolojik Aygıtları) egemen ideolojinin devam ettirildiğini söyler. Bu kitapta da, materyalist felsefenin temellerini ve tarihsel sürecini anlatıyor. “Yüzyıllar boyu kendisini “felsefe” olarak tanımlayan , bu sayade de tüm alanı işgal eden idealist felsefenin ağır bir eleştirisiyle birlikte yaptığı için, alıntılarıyla, göndermeleriyle, satır aralarına serpiştirdikleriyle tüm bir felsefe tarihini sunmaktadır”*
Ayrıca örnek olarak da, Devletin İdeolojik Aygıtları’nın ipuçlarını bu kitapta ortaya koyan Althausser, düşünce sistematiğini geçmiş ve gelecek üzerinden kurarak çalışmaktadır. Felsefeyi sevenler, ilgilenenler, merak edenler ve öğrenmek isteyenler için önemli bir kitap olduğunu düşünüyorum.
*Kitabın arka kapağındaki cümle kullanılmıştır.
Yurtsuz Kalanlar
Haziran ayında Alfa Yayınları’ndan Halit Çelikbudak imzalı ‘Yurtsuz Kalanlar’ kitabı yayımlandı.
Kitap, 1930’lu yıllardan sonra Nasyonel Sosyalistler yaptığı baskıdan kaçıp Türkiye’ye sığınmak zorunda kalan Yahudi biliminsanları, sanatçılar, profesör ve siyasetçilerini ele alıyor. 1933’de Hitler iktidara geldiğinden itibaren yavaş yavaş Yahudilere karşı olan hıncını koyduğu yasalarla Holakost’un ayak sesleri duyulmaya başlanmıştı. Soykırım öncesi, yürürlüğe koydukları yasalarla Yahudileri büyük bir baskı altına alan Nasyonel Sosyalist Parti ve lideri Hitler, üniversitelerde, sanat çevrelerinde, siyasette çalışmalarına engel olmuştu. Demokratik alan yok edilmişti. Böylece birçok Yahudi biliminsanı, profesör, siyasetçi ve sanatçı çeşitli ülkere göç etmek zorunda kalmıştı. Bu duraklardan biri de Türkiye idi.
Mustafa Kemal Atatürk zamanında Türkiye’ ye sığınan bir kısım biliminsanı, profesör, siyasetçi ve sanatçı aileleriyle inşa edilen ülkede hem izleyicisi hem de oyuncusu olmuştu. Halit Çelikbudak Türkiye’ye sığınmak zorunda kalan Yahudilerin topluma yönelik kalıcı etkisini anlatıyor.
Bonus kitap: Madonna with a Fur Coat
Yazar, şair, öğretmen ve gazeteci Sabahattin Ali’nin (25 Şubat 1907 – 2 Nisan 1948) Kürk Mantolu Madonna kitabı Mayıs ayı başında dünyaca bilinen Penguin Books tarafından İngilizce yayımlandı. Türkiye’de yaklaşık 1 milyon kopya basılmış*, bunun yaklaşık 750 bini satılan kitap bu sefer İngilizce çevirisiyle Sabahattin Ali’yi dünyaya açıyor…
Kürk Mantolu Madonna kitabını Instagram’da neredeyse her dönem görebilirsiniz. Biraz abartılı da olsa, herkesin elinde bir Kürk Mantolu Madonna kitabı vardır. Fakat Sabahattin Ali’nin verdiği mücadele ve emek, popüler kültürün kullanışlı bir aracı olmuştur kanımca. Bir taraftan da değerli bir kitabın on binlerce insana ulaşıp okunması azımsanmayacak bir gerçekliktir. Kısmen de faydalıdır. Fakat Ali’nin mücadelesi, fikirlerinden dolayı hapis yatması, Bulgaristan sınırını geçerken öldürülmesi(?) genelde ikinci planda kalır. Pek anlatılmaz. Bu özellikleri belki de az bilinen yönüdür. Yazarların hayatını, mücadelesini bilmek önemlidir. Yazarın dünyasına girmek ve anlamak için hangi şart ve dönemlerde bu eserleri yazdığını bilmek gerekir. Sabahattin Ali’nin kitaplarını okurken bu ayrıntıyı gözden kaçırmamanızı tavsiye ederim.
Kaynak: 7 Mayıs 2016 tarihli Hürriyet Daily News haberinden alıntılanmıştır.